kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Nisan 2007, Salı
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
MEHMET BARLAS
Baş Yazı
Ortadoğu'da gaza gelen ilk isim Barzani değil ki...
Türkçe'nin çok sık kullanılan bir deyimi "Gaza gelmek" tir.
Aslında her meslek sahibi ve yaşamın her dönemini yaşayan herkes, şu ya da bu şekilde gaza getirilebilir. Bir dergide gördüğüm karikatürü hatırlıyorum.
Bir bürodaki çalışan, müdürüne ağzına geleni söylüyor ve hatta sövüp sayıyordu. Bu sırada bürodaki bir arkadaşı da, kapıdan "Yanlış görmüşüz. Piyangodan büyük ikramiye sana çıkmamış" diye fısıldamaya çalışıyordu.
İnsanları bazen bir piyangodan çıkan ikramiye gaza getirir. Eşi ile kavga eden erkek veya kadını, yakınları, arkadaşları "Zaten o sana layık bir insan değil" diyerek gaza getirirler. Çevrenin bu tür gaza getirmeleri yüzünden barışıp birlikte mutlu olabilecek çiftlerin ebediyen ayrıldıkları çok görülmüştür.
Zaman zaman devletler bile gaza getirilmez mi? Özellikle Ortadoğu diktatörlerini önce dar çevreleri gaza getirir. Sonra sokaklara döktürülen kalabalıklar, diktatörün gaz yiyerek şişen egosunu daha da şişirirler. Sonunda bakarsınız ülke savaştan savaşa, krizden krize sürüklenir. Diktatörü gaza getirenler başta olmak üzere, herkes "Biz ona zaten bu gidişin gidiş olmadığını söylemiştik" demeye başlarlar. Bu sırada diktatör devrilmiştir bile.

SIRA BARZANİ'DE Mİ?
Ortadoğu'da şu sırada en fazla gaza gelenlerden biri de, Kuzey Irak'taki Kürt oluşumunun sözcüleri ve mesela Barzani.
Oysa bu dönemde hem Irak'ın, hem de Irak'ı oluşturan çeşitli unsurların en az ihtiyaç duymaları gereken şey gaza gelip, komşuları ile gerginlik içine girmeleridir. Kardeşin kardeşi, dindaşın dindaşı boğazladığı bir ortamda, eğer Kuzey Irak Kürtleri'nin sözcüleri bu arada Türkiye ile demagojik polemiklerin arayışına girer ve sonuçta Türkiye'nin Irak sınırının iki yanı da gerginliğin sahneleri haline dönüşürse, bundan öncelikle Iraklı Kürtler zarar görür.
Neticede tarih ve coğrafya bu bölgenin insanlarını birlikte yaşamaya mahkum etmiş. Güvensizlik ve istikrarsızlık bu bölgede hemen domino etkisi yaratır. Tarih de, bugün de bunun kanıtları ile dolu.
Ortadoğu'ya tarihte gelmeyen ve kalabilen yabancı güç pek yok.
Iraklı Kürtler şu andaki Amerikan askeri varlığının sonsuza kadar süreceğini zannederlerse sadece yanılmış olurlar.
Ayrıca ABD için Kuzey Iraklı Kürtler, güncel bir askeri sorunun sonucunda oluşmuş ittifakın bir öğesidir. ABD için öncelikli stratejik hedef, Irak Kürtlerinin kopup ayrı devlet olması değil, Irak'ın bütünlüğünün korunmasıdır.

ANLAMSIZ İKİLEM
Buna karşı TürkAmerikan ittifakı yarım yüzyılı devirmiş ve ortak değerleri oluşmuş bir dayanışmadır.
Yani eğer gaza gelen Kuzey Iraklılar ve mesela Barzani, "Ya biz, ya Türkiye" ikilemine ABD'yi demagojik söylemlerle sokabileceklerini hesap ediyorlarsa, sadece yanılırlar.
Bunun gibi Türkiye'yi yönetenler de eski "Kırmızı Çizgiler" yerine güncel konjonktürün ürünü olan yeni statükoyu değerlendirmek durumundadırlar. Burada Irak sınırının iki yanında da öncelikli amaç, terörün önlenmesi ve barışın sağlanması olmalıdır. Ancak bu ortak hedef ön planda tutulduğu takdirde, Anadolu'nun ve Mezopotamya'nın insanları, istikrarı, gelişmeyi, refahı yakalar.
Ama yine de bilelim ki burası Ortadoğu. Bu coğrafyada herkesi bir şekilde gaza getirmek mümkündür.
Bu noktada Türkiye'ye karşı gaza getirilen Barzani'nin arkasını dönüp vatandaşı olduğu Irak'a bakması ve işgal altındaki bu ülkenin bir iç savaş yaşadığını hep hatırlaması gerekir.