kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Nisan 2007, Salı
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
Prof. Dr. AYDIN AYAYDIN
Ekonomide davranışlar dışarıya daha duyarlı
Büyük resim için tıklayın
Yaşanan dalgalanmanın ekonomiye yansımaları iyi değerlendirilmeli. İçerideki gelişmeleri etkileyebiliriz, ancak dışarıya şimdilik gücümüz yetmez..
Geçen hafta 2006 yılına ait büyüme ve dış borç verileri yayımlandı. Böylece geçen yılın gelişmelerine ait bir daha sağlıklı değerlendirme yapılabilir. 2006 yılında gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) cari fiyatlarla yüzde 18.4 artarak 575 milyar YTL olmuştur . Sabit fiyatlarla büyüme yüzde 6 dır. Deflatör ise yüzde 11.7 dir. Dolar cinsinden büyüme yüzde 10.8 olmuş ve GSMH 400 milyar dolara çok yaklaşmıştır . Kişi başına gelir 5.482 dolara ulaşmıştır. Büyüme önceki yıla göre yavaşlamış, program hedefinin üzerinde gerçekleşmiştir.
Göstergeler büyümenin dış dünyaya son derece duyarlı olduğunu gösteriyor. Geçtiğimiz yılın yarısının sonlarına doğru dışardaki dalgalanmalara finansal piyasalar sert bir tepki vermişti. Sonuçları kısa sürede faiz oranlarına ve enflasyona yansımıştı. Benzer şekilde bütçe, kredi gelişmeleri, para talebi de dalgalanmadan etkilenmiştir. Şimdi görüyoruz ki iç talep de değişmiş.

Hızlı bir ivme kaybı yaşandı
İç talebin yıllık büyüme hızı 2006 yılının ilk yarısında yüzde 10 iken yıl sonunda yüzde 6' ya yavaşlamış, iki çeyrekte çok hızlı bir ivme kaybı olmuş . En önemli talep kalemi olan tüketimdeki artış hızı yüzde 11' den yüzde 6' ya düşmüş. Özel tüketimdeki büyüme önemli ölçüde hız kaybederken kamu tüketimi hızlanmış. Toplam tüketim son çeyrekte neredeyse durmuş.
Yatırım cephesinde de durum farklı değil. Ancak bu kez hem özel, hem de kamuda yavaşlama var . Büyüme hızı toplam yatırımlarda yüzde 26' dan yüzde 14'e; özel de yüzde 29'dan yüzde 17'ye, kamuda ise yüzde 16 dan yüzde sıfır'a yavaşlamış . Yatırımlardaki tepki çok daha şiddetli olmuş. Yatırımlardaki yavaşlama daha çok makine yatırımlarından gelmiş. Buna karşılık, son dönemde büyümenin lokomotifi haline gelen inşaat sektörünün tepkisi daha sınırlı kalmış. Bunun nedeni yavaşlayan yatırımları durdurmanın maliyetinin çok daha yüksek olmasıdır. Ayr ıca, özellikle konut yatırımlarında satışların daha proje aşamasında tamamlandığı bilinmektedir.
İç talebin hızlı ve şidetli tepkinin nedenleri ve sonuçları üzerinde durmak gerekir . En önemli neden özellikle 2005 yılında faiz oranlarındaki hızlı düşüşün iç talebi körüklemesidir. Talebin finansmanı tasarruf düşüşü ve kredi yoluyla karşılanmıştır . Güçlü döviz arzının neden olduğu değerlemenin de katkısıyla ithalat artmış, iç talepteki genişlemenin enflasyona yansımasını geciktirmiştir.

İşler hep yolunda gitmiyor
Ancak, işlerin hep yolunda gideceği varsayımı ile borçlanan kesimler için dalgalanma soğuk bir duş etkisi yapmıştır . Beklentiler bozulmuş, talep durmuştur. Her ne kadar, dalgalanma kısa sürmüş ve piyasalar yeniden istikrara kavuşmuşsa da beklentilerin düzelmesi zaman alacaktır. Maliyet ise kıt kaynaklı ülkemize oldukça yüksektir. Faiz oranları ve enflasyon yükselmiştir. Bütçede faiz harcamaları artmıştır. Döviz mevduatına talep yeniden başlamıştır. Öte yandan, iç talepteki yavaşlama ithalatın büyümesini yavaşlatmış, ihracata hız kazandırmıştır. Dış ticaretteki gelişmelerin iç ve dış talebe, kurlardan daha fazla duyarlı olduğu bir kez daha ortaya çıkmı ştır. İç talep yavaşlayınca ithalat ta yavaşlamıştır. Dış talep canlı kaldığından ihracat ivme kazanmıştır.
Yıl sonu verileri de tamamlandığın göre ekonomiden sorumlu olan kurumlara ve bakanlara önemli bir görev düşmektedir. Yaşanan dalgalanmanın ekonomiye yansımaları iyi değerlendirilmeli, benzer gelişmeler halinde alınacak önlemler önceden belirlenmelidir. İçerdeki gelişmeleri etkileyebiliriz, ancak dışarıya şimdilik gücümüz yetmez.