|
|
Galaya gelebilir
12 Eylül 1980 askeri müdahalesini bilinmeyen yönleriyle işleyen Zincirbozan, 13 Nisan'da vizyona giriyor. Kenan Evren de senarist Avni Özgürel'in daveti üzerine, filmin galasına katılmak istediğini belirtti.
Evren 'Zincirbozan'a gitmek istiyor!
13 Nisan'da vizyona girecek Zincirbozan, 12 Eylül 1980 darbesini, bilinmeyen yönleriyle anlatıyor. Demirel, Ecevit, Evren ve Özal gibi dönemin siyasilerini başrollerine oturtan filmin galasına beklenen sürpriz konuk ise Kenan Evren.
Son yıllarda Türkiye'de, geniş kitleler yakın tarihe ilgi duymaya başladı. Bu ilgi de televizyon ve sinema yapımlarına yansıdı. Önce Hatırla Sevgili, Menderes dönemini bir siyasi belgesel gibi anlatmaya başladı. TürkMax'te bir dizi olarak yayınlanması planlanan, daha sonra ise sinema filmine dönüşen 13 Nisan'da vizyona girecek Zincirbozan ise 12 Eylül 1980 darbesini, bilinmeyen yönleriyle, 'gerekçelerinin' yanı sıra 'nedenlerine' de değinerek anlatacak. Filmin kahramanları, dönemin gerçek siyasi ve askeri kişilikleri... Zincirbozan, gazeteci Abdi İpekçi suikasti ile başlıyor ve dönemin terör olaylarını, ordunun yönetime el koymasını, siyasi liderlerin sürgüne gönderilişini konu alıyor. Filmin yapımcılarından olan senaryo yazarı gazeteci Avni Özgürel, siyasilerle olan ilişkileri sayesinde, onların ve dönemin olaylarının pek bilinmeyen ilginç yönlerine değinmiş. Filmin bir diğer özelliği de, Demirel ve Ecevit çiftlerini, Kenan Evren'i ve Turgut Özal'ı canlandıran oyuncuların, gerçek karakterlere olan benzerliği. Zincirbozan'ı vizyona girmeden önce; yönetmeni Atıl İnaç, yapımcılarından Mehmet Karaca, Demirel çiftini canlandıran Haldun Boysan ve Ayşe Tunaboylu ile konuştuk.
- Bu filmin bugüne dek yapılan 12 Eylül filmlerinden farkı nedir? - Mehmet Karaca: Aslında 12 Eylül'ü anlatan çok film yapıldı ama hepsi daha çok bireysel hikâyelerdi.
- Zincirbozan bir belgesel niteliği de taşıyor yani.. - M.K: Belgesel değil, dramatik bir öykü ama tabii gerçeklere dayanmak zorunda. Böyle bir film yapıp, gerçek dışı bir şey koyamazsınız içine.
- Avni Özgürel'le çalışmanız nasıl oldu? - M.K: Kendisiyle bu kulvarda ne yapabiliriz diye oturduk, konuştuk. Onun getirdiği önerilerden biriydi bu.
- Avni Özgürel'in siyasi bir görüşü de var, peki bu filmin bir siyasi duruşu var mı? - Atıl İnaç: Avni Özgürel eski MHP kökenli bir gazeteci olarak bilinir. O anlamda sağcı bir kişi olduğu da malumdur pek çokları için. Ve bu sebeple, 'Yazdığı senaryo acaba 80 darbesini, bugüne kadar sinemada görmeye alıştığımız sol perspektiften farklı bir tarzda mı anlatıyor?' gibi bir kaygı yaratıyor olabilir. Ama bana göre Avni Özgürel, sağcı kişiliğiyle tanımlanabilecek biri değil. Siyasi görüşünün çok daha üzerinde, çok sağlam bir entelektüel. Bence senaryosunu Avni Ağabey'in yazmış olması çok büyük bir artı. Çünkü bugüne dek 12 Eylül'ün nedenlerine ilişkin bir şey yapılmadı sinemada. Çok şey söylendi, yazıldı, tartışıldı. Ama 12 Eylül'ün gerçek nedenlerinden bahsedilmedi. Zincirbozan bunu yapıyor. Uluslararası dinamiklerde, Türkiye'de bir darbenin yapılmasının, o dönemde zorunlu bir hale geldiğini anlatıyor. Zaten hangi aklı başında insan bir askeri müdahaleyi olumlayabilir, meşru yazabilir ki.
- Şu 'bilinmeyen yönler' ve 'uluslararası dinamikler' konusunda biraz ipucu verebilir misiniz? - M.K: 1980, son demleri de olsa Soğuk Savaş'ın hüküm sürdüğü, Doğu Bloku'nun çökmesinden önceki bir dönem. Dolayısıyla film, o günün global dünya siyasetinden tetiklenerek, bu askeri müdahaleye geldiğimizi söylüyor. Türkiye, stratejik konumuyla bir zincirin halkası. Bu halkanın nasıl manipüle edildiğini anlatıyoruz. - A.İ: Temel olarak da Amerikan müdahalesinin ne boyutta olduğunu... Yani şöyle bir önemi de var; bu bir darbenin nasıl tezgâhlandığını anlatan bir film. Ve malum, askeri müdahale Türkiye'de bir defaya mahsus olmuş bir şey değil. 'Yakın tarihte acaba bir daha tekrarlanır mı?' diye giderek de artan şüpheler içerisindeyiz. Bugünün koşulları - Ermeni meselesinin kaşınması, cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili yaşanan endişeler vs.- biraz benzerlikler göstermeye başladığı için, Zincirbozan'ın şu anda vizyona giriyor olması da bence ayrıca önemli.
MELİS D.ÇALAPKULU
|