Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, para politikasının mevcut duruşu ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlar bir arada değerlendirildiğinde, önümüzdeki dönemde, enflasyonun ana eğiliminin düşüş yönünde olacağı ve orta vadede hedefe yakınsayacağının tahmin edildiğini bildirdi.
Kurul, ancak, söz konusu yakınsama sürecini etkileyebilecek bazı risklerin mevcut olduğunu da kaydetti. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun, 15 Mart'taki toplantısının ardından, toplantıya ilişkin değerlendirme özeti açıklandı.
Değerlendirmede, orta vadeli enflasyon görünümüne ilişkin temel riskin, ''enflasyonun aşağı inme konusunda beklenenden daha güçlü bir direnç göstermesi olasılığı'' olduğu belirtilerek, enflasyon bekleyişleri ve hizmet fiyat enflasyonundaki katılığın, 2007 yılının başı itibarıyla devam etmesinin söz konusu riski daha da belirgin kıldığı kaydedildi.
Enflasyon bekleyişlerinin hedeflenen enflasyonun oldukça üzerinde seyretmesi, ücret ve fiyatlama davranışları ve dolayısıyla enflasyondaki düşüş sürecinin hızı konusunda bir risk unsuru oluşturduğu bildirilen değerlendirmede, şöyle denildi:
''Bunun yanında, hizmet fiyatlarına ilişkin riskler de önemini korumaktadır. Hizmet sektörünün göreli verimliliğinin düşük olması, bu sektörde geçmişe endeksleme mekanizmalarının yaygın olarak kullanılması ve ücret artışlarına duyarlılığın fazla olması nedeniyle hizmet fiyat enflasyonunun göreli olarak yüksek seyretmesi beklenen bir durumdur. Ancak, bu unsurlar hesaba katıldığında dahi, orta vadede enflasyon hedeflerine ulaşılması için hizmet fiyat enflasyonunun mevcut düzeyinden daha aşağılara inmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu çerçevede Kurul, hizmet fiyatlarındaki gelişmeleri yakından takip etmeye devam etmektedir. Para politikasının toplam talep üzerine gecikmeli etkilerine ilişkin belirsizlikler, enflasyona ilişkin bir risk unsuru oluşturmaya devam etmektedir. Ekonomik faaliyete ilişkin göstergeler, 2006 yılının ikinci yarısından itibaren gerçekleştirilen parasal sıkılaştırmanın özel kesim talebi üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin ortaya çıkmaya başladığını göstermektedir. Ancak, söz konusu etkinin hangi boyutta olacağı ve ne kadar süreceği konusunda net bir saptamada bulunmak mümkün değildir. Ayrıca, son dönemde kamu harcamalarında gözlenen artışlar söz konusu belirsizliği artırmaktadır. Bu çerçevede, Kurul, genel ekonomik faaliyete ilişkin göstergeleri dikkatle izlemektedir.''
ENFLASYONDA ULUSLARARASI RİSKLER
Değerlendirmede, ''küresel risk iştahındaki değişimlerin veya uluslararası likiditede yaşanabilecek dalgalanmaların enflasyon görünümüne ilişkin risk unsuru oluşturmaya devam ettiği''nin Kurul tarafından sıklıkla vurgulandığı da belirtildi.
Mart ayı başında ABD, Japonya ve Çin ekonomisine ilişkin açıklanan veriler sonrasında uluslararası piyasalarda yaşanan hareketliliğin, küresel likidite akışında dalgalanmaya yol açtığı kaydedilen değerlendirmede, bu hareketin oldukça kısa süreli ve geçici olduğu, enflasyonun görünümünde ciddi bir bozulmaya yol açmadığı ifade edildi.
Değerlendirmede, buna karşın, söz konusu dalgalanma, küresel likidite koşullarına ilişkin belirsizliklerin önümüzdeki dönemde de sürebileceğine işaret ettiği kaydedilerek, ''Kurul, olası dalgalanmaların orta vadeli enflasyon görünümünde bozulmaya yol açmasına izin vermeyecektir'' denildi.
Değerlendirmede, şu görüşler bildirildi:
''Bu gelişmeler ışığında Kurul, orta vadede enflasyon hedefine ulaşılması için temkinli duruşun devam etmesinin gerektiği değerlendirmesini yapmış ve politika faizlerinin değiştirilmemesine karar vermiştir. Küresel ekonomideki belirsizliklerin devam etmesi, enflasyon beklentilerinin hedefle uyumlu olmaması ve hizmet fiyat enflasyonuna ilişkin riskler para politikasının sıkı duruşunun korunmasını gerektirmektedir. 2006 yılı Haziran ayından itibaren gerçekleştirilen parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkileri yakından takip edilmektedir. Bunun yanında, yapısal reform sürecindeki gelişmelerin, gelirler politikasındaki ayarlamaların ve kamu kesimi faiz dışı harcamalarının enflasyon ve enflasyon beklentileri üzerindeki olası yansımaları da dikkatle değerlendirilmektedir. Merkez Bankası, Ocak ayı Enflasyon Raporunda sunulan orta vadeli enflasyon görünümünde bozulmaya yol açacak gelişmelerin ortaya çıkması halinde mevcut duruşunu daha da sıkılaştırmaktan kaçınmayacaktır. AB'ye uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ile ekonomik programa ilişkin yapısal reformların planlandığı gibi kesintiye uğramaksızın hayata geçirilmesi kritik önemini korumaktadır. Orta ve uzun dönemde mali disiplinin kalitesini artıracak olan yapısal reformlar konusundaki gelişmeler, gerek makro ekonomik istikrar gerekse fiyat istikrarı açısından yakından izlenmektedir. Son yıllarda, söz konusu alanlarda atılan kararlı adımların önümüzdeki dönemde de aynı kararlılıkla sürdürülmesi, uluslararası konjonktürdeki değişimlerin en az dalgalanmayla atlatılmasına katkıda bulunacaktır.''