|
İşin bu hale gelmesinde Erol Bey'in çok vebâli vardır
|
|
İstanbul'un göbeğinde sahte bir mezar yaratılması işinin bu hâle gelmesinde, şimdi Habertürk TV'sinde programlar yapan ve üniversitelerde dersler veren eski bir deniz subayının, daha doğrusu askeri fizik hocası olan bir kişinin, Erol Mütercimler'in vebâli maalesef büyüktür. Mütercimler, 1987'de çıkarttığı "Destanlaşan Gemiler" isimli kitabında 11 Eylül 1915'te eceliyle vefat eden Yüzbaşı Hakkı Bey'i Azrail Aleyhisselâm ile o tarihten altı ay önce, 7 Mart'ı 8 Mart'a bağlayan gece Nusrat'ta kalp krizinden vefat ettirmişti. Bu fahiş hatayı yazdığı bir piyeste de tekrarlamış, hatasının farkına piyes defalarca oynadıktan sonra varmış ve bir başka kitabında "Pardon, yanlış yazmışım" demişti. Ama olan olmuş ve Yüzbaşı Hakkı Bey, halkın hâfızasına "mayınları döşedikten hemen sonra kalp krizi geçirerek şehid düştü" diye nakşolmuştu. Bu hatayı yapan Erol Mütercimler üstelik üç buçuk yıl boyunca Deniz Müzesi'nin müdürlüğünde de bulunmuş ama Yüzbaşı Hakkı Bey'in müzede saklanan sicil kaydını bir bilene okutmak, her nedense hiç hatırına gelmemişti! "Tarih, arşivlere girerek yazılır. Türk tarihi ile uğraşanlar, gazete okur gibi Osmanlıca okumak zorundadırlar. Osmanlıca bilmeyen Osmanlı tarihçisi, çarpım tablosundan habersiz mühendis gibidir" diye senelerden buyana söyleyip duruyorum. Osmanlıca bilmeden tarihçilik oynamaya kalkarsanız, böyle hatalar yaparsınız ve hatanız çığ misâli büyür ve işi bu durumlara kadar getirir. Erol Bey, şimdi günlerdir "Ben yanlışımı düzeltmiştim de, aklıma yatmamıştı da, bu işte bir hata vardı da" gibisinden sözlerle kendisini aklama çabasında... Eskiler "Ba'de harabü'l-Basra", yani "Basra harap olduktan sonra" sözünü boş yere söylememişler.
|