|
|
Linares'in gerçek kralı: "I-van-chuk!"
Linares/Morelia Turnuvası'nın Morelia ayağı tamamlandı. İkinci ayağı Linares'teki Anibal Hotel'de oynanacak. Otelin büyülü havasını, dünyanın en iyi satranç dergisi New In Chess'in editörü Dirk Jan Ten Geuzendam'ın yazdığı Linares! Linares! adlı kitabından ben de soludum. Kitapta, turnuvanın nasıl, satrancın Wimbledon'ı haline geldiği, skandalları ve turnuva sırasında oteldeki yaşam detaylarıyla anlatılmış. Kasparov'un dünyanın gelmiş geçmiş en iyi bayan satranççısı Polgar ile ilk buluşmasında hamlesini geri alması, organizatör Rentero'nun beraberlik düşmanlığı ve oyuncularla atışmalarına kitaptaki ilgiç hikâyelerden birkaçı... Kasparov'un turnuvaya çağırmasıyla başlayan serüven, bugün iki bölümüyle devam ediyor. Şu anda turnuvayı Anand ve Carslen 4,5 puanla önde götürüyor, ama bu kitaptan Ivanchuk'la ilgili bazı bölümleri paylaşmak istiyorum. Ivanchuk'un Linares'te turnuvayı dokuz kez kazanan Kasparov kadar popüler olduğunu gösteren bir hikâye. Otelin restoranındaki en güzel masa da Kasparov'un annesi Klara Kasparova ve sekondantı Yuri Dokhoian'ındır. Restoranda bütün masaların sahipleri bellidir ve kimin nereye oturacağı yazılmamış bir kuraldır. Kasparov'un masasına bir öğlen yemeğinde Ivanchuk oturur. Sekondatı Sulypa, ne yapacağını bilemez, onu yanına çağırır; fakat Kasparov'un sandalyesine oturan 'Chucky' ona aldırmaz bile. Garsonlar hemen müdahale edip Ivanchuk'u uyarır, ama o "Kasparov'un oturduğu masada oturup, havasını solumak istiyorum. Belki Kasparov'un ruhunu içime çekebilirim," der. Az sonra Kasparov'un annesi gelir. Ivanchuk'un yanına gidince, Ivanchuk ona yumuşak ses tonuyla derdini anlatır. Klara Kasparov beklenmedik bir tepki verir ve Chucky'nin omzunu sıvazladıktan sonra başka bir masaya oturur. Kasparov, restorana gelince sandalyesine oturan Ivanchuk ile kısa bir süre konuşup annesinin yanına oturur. Kitapta, büyükusta Svidler'ın anlattığı inanılmaz bir anektod daha var: Svidler, bir gün Ivanchuk ile arenaya boğa güreşi izlemeye gider. Gösterinin bir anında ikisi de ayağa kalkar. Tabii Svidler o zaman daha genç ve az tanınıyor, ama kalabalık Ivanchuk'u hemen fark ediyor. Bir anda etrafındakiler onu gösteriyor ve bağırmaya başlıyor "I-van-chuk! I-van-chuk!" ve bütün arena Ivanchuk'un adıyla yankılanmaya başlıyor. Öldürülen boğa da Chucky'e adanıyor. Tabii Ivanchuk'u tek yazıda anlatmak zor. Türkçeyi nasıl öğrendiğini de önümüzdeki haftalarda anlatacağım.
ÖZGÜR AKMAN
|