|
|
|
|
|
|
Müslüman mahallesinde salyangoz üretimi
Her ne kadar tadını pek bilmesek de ülkemiz sınırları içindeki birkaç fabrika, dünya salyangoz üretiminde büyük pay sahibi. Tüm dünyaya yılda ortalama 6 bin ton ihraç edilen bu sevimli yumuşakçanın adına şiirler bile yazılmış.
'Müslüman mahallesinde salyangoz satmak' hâlâ pek de akıl kârı olmasa da 'üretmek' için aynı şey geçerli değil. Beslenme alışkanlıklarımız arasında kendine bir türlü yer bulamayan salyangozun namı pis, lezzetsiz ve hatta günah olarak bir kere yayılmış... Yine de tüm bunlar salyangoz üretiminde dünya pazarında önemli bir yere sahip olmamız için engel değil. Öyle ki Türkiye'deki belli başlı dört beş fabrika, Avrupa başta olmak üzere dünyanın dört bir yanına yılda ortalama 6 bin ton salyangoz gönderiyor. Resmi veriler olmasa da üreticiler dünya salyangoz pazarının yüzde 35-40'ının Türkiye'ye ait olduğunu anlatıyorlar.
KÂRLI
BİR İŞ Salyangozun Türkiye'deki serüveninin hız kazanması bundan 20 yıl öncesine denk geliyor. 80'li yılların sonuna doğru salyangoz ihraç etmenin kârlı bir iş olduğu keşfeden bazı işadamları, bu alanda olan çalışmalarını hızlandırdı. Samsunspor'un eski başkanı Hasbi Menteşoğlu da bu dönemde salyangoz işine girerek, deyim yerindeyse köşeyi dönüp 'salyangoz kralı' olarak anılmıştı. Adana'daki salyangoz ihracatçısı firma olan Pakyürek AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı Behiç Pakyürek, salyangoz üretiminin çok zahmetli bir iş olduğunu anlatıyor: "Fabrikada 250 kişilik bir ekip çalışıyor. Adana kebap diyarı olarak algılansa da salyangoz bakımından da çok zengin. Niğde, Konya Ovası, Toros Dağları, Antalya, Hatay'dan salyangoz geliyor." Dünyanın dört bir yanına gönderilen bu salyangozların hepsi doğal şartlarda; yani dağlarda, tarlalarda yetişiyor. Yağmur yağdığında toprak altından çıktıkları için avlanması daha kolay oluyor. Çoğunlukla köylü çocukların topladığı salyangozlar toptancılara, oradan da fabrikalara geliyor. İlk etapta bu sevimli canlılar özel soğuk odalarda bekletiliyor. Bu işlem içlerindeki taş ve toprağın arındırılması için yapılıyor. Sonra buharla pişiriliyor ve böylece de hayata gözlerini yumuyor. Pişen salyangozlar yürüyen bantlarla işçilerin önüne geliyor ve özel çatalıyla kabuğu çıkartılıyor. Etleri dondurulduktan sonra kabuklar da temizlenerek kurutuluyor. Bir diğer aşamada etler çözülerek soslarla tekrar pişiriliyor. Ve etler kabukların içine yerleştiriliyor. Tabak vazifesi gören bu kabuğun üzerine de özel tereyağı ve sosu dökülüyor. Sonra eksi 40 derecede şok edilip, eksi 20 derecede muhafaza ediliyor. Tüm fabrikalarda salyangozlar buna benzer bir işlemden geçiyor. Artık salyangozlar yurtdışına gönderilmeye hazır oluyor... Salyangozsevenlerin tek yapması gereken ise sadece ısıtıp tereyağının erimesini sağlamak.
ECE KOÇAL
|
|
|
|
|
|
|
|
|