Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, bu yılki asgari ücret artışının, enflasyon üzerinde olumsuz bir etki oluşturmayacağını söyledi.
Bakan Babacan, Dünya Ekonomik Forumu toplantılarına katılmak için geldiği İsviçre'nin Davos kasabasında, soruları yanıtladı. Merkez Bankasının Hükümete gönderdiği mektuptaki enflasyon konusundaki gelişmelere değinen Babacan, bu mektupta, enflasyon bandının ortasından bahsedildiğini, ayrıca 24 aylık enflasyon tahminin yapıldığını vurguladı. Babacan, şöyle devam etti:
''Merkez Bankası, açıkladığı mektupla, ilk defa bu yılki enflasyon bandının ortasını zikretti ve bandın orta noktası olarak 5,1 oranını açıkladı. Daha önce sadece bantlardan bahsedilirken, şimdi Merkez Bankası bu bandın ortasını da açıkça 5,1 diye söylüyor. Burada tabii ki bazı varsayımlar var, bu varsayımlara göre, para politikası belli bir tarihe kadar sıkı gidiyor, ondan sonra kademeli olarak gevşetilmeye başlanıyor. Bu Mektubun başka bir özelliği, Merkez Bankası ilk kez 24 aylık enflasyon tahminini açıkladı. Eskiden 18 ay ileriye doğru açıklarlarken, şimdi 24 ay ilerideki tahmin çerçevesinde enflasyon yüzde 4'ün de altında ve yüzde 3 civarında. Mektup bana hitaben yazılıyor, Durmuş Bey beni arıyor ve bu mektubu kamuoyuna da açıklayabilir miyiz diye soruyor, ben de kamuoyuna da açıklayabilirsiniz dediğim zaman internete koyuyorlar, ondan sonra bir yönden de bir kapak mektubu eşliğinde IMF'ye gönderiyorlar. Mektup IMF'ye hitaben yazılmış bir mektup değil.''
Asgari
ücretin, talep yönüyle enflasyonu etkilemediğinin altını çizen Babacan, ''Aslında asgari ücret artışının daha çok etkisi arz tarafından oluyor, çünkü asgari ücretteki artış, sanayici için bir maliyet kalemi oluşturuyor. Asgari ücretteki artış, talep taraflı enflasyonu öyle korkulduğu kadar etkilemiyor'' diye konuştu.
Eskiden asgari ücrete yapılan artışların da enflasyonu olumsuz etkilemediğinin altını çizen Babacan, şöyle devam etti:
''Hatırlarsanız, bir ara asgari ücreti yüzde 34 oranında arttırmamıza rağmen,enflasyonu hedefin altında tutturduk. Asgari ücretin arz taraflı etkisi daha önemli. Geçen sene asgari ücreti, yüzde 8,5 oranında arttırdık, fakat enflasyon yüzde 9,65 çıktı. Dolayısıyla geçen seneden zaten yaklaşık bir buçuk puan kadar zaten enflasyon farkı borcumuz olmuştu. Bu yıl yapılan birinci ayda yüzde 6, ikinci ayda yüzde 4 oranındaki artışların bir buçuk puanı aslında geçen senenin enflasyon farkı olarak kabul edilebilir. 2007'nin enflasyon hedefi yüzde 4, geri kalan yüzde 4,5 refah payıdır, bu da zaten hedef büyümenin altındadır.
Merkez Bankası, enflasyon düşük çıksın diye asgari ücretin belki de hiç arttırılmamasını arzu eder ama biz kararlarımızı verirken konuyu tüm boyutuyla düşünüyoruz. Bu yılki asgari ücret artışının, enflasyon üzerinde bir olumsuz etki oluşturmasını beklemiyoruz. Memurlara da beklenen enflasyon ve refah payının da ilave edildiği bir zam yapıldı. Eğer biz sosyal güvenlik reformunu, 1 Ocak 2007 itibarıyla uygulamaya başlasaydık, emekli maaşları da her altı ayda bir ve geçmiş altı ayın enflasyon oranında artırılacaktı.''
Enflasyon konusundaki gelişmeleri Hükümet olarak çok yakından ve etraflı bir şekilde takip ettiklerini belirten Babacan, ''Enflasyon sadece Merkez Bankamızın kaygılandığı değil, Hükümetimizin de en çok önem verdiği konulardan birisidir. Burada temel konu mali disiplindir'' dedi.
DÜNYA BANKASI BAŞKANI WOLFOWITZ GELİYOR
Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz'in Türkiye'yi ziyaret edeceğini de açıklayan Babacan, Wolfowitz'in Türkiye ziyareti çerçevesinde, Pazar günü Başbakan ile görüşeceğini, daha sonra da kendisiyle bir görüşme yapacağını söyledi.
Babacan, Wolfowitz'in ziyaretinin önemine dikkat çekerek, ''Türkiye, Dünya Bankası'nın en geniş programını uygulayan ve en çok kredi alan ülkelerden birisi olduğu için Dünya Bankası açısından önem taşıyor. Aldığımız kredi, en uygun koşullarda alınan kredilerdir. Wolfowitz, Başbakanımız ile de genel ekonomik konuları görüşecek'' dedi.
AB İLE İLGİLİ SON GÜNLERDEKİ GELİŞMELER ÇOK ÖNEMLİ
AB ile ilişkilerde müzakerelerin netlik kazanarak hızlanması açısından önemli gelişmelerin yaşandığını ve teknik olarak fasılların tümünde artık Türkiye'nin önünün açıldığını vurgulayan Babacan, belirsizliklerin ortadan kalktığını ifade etti. Babacan, şöyle devam etti:
''Sekiz fasılda da AB Komisyonu bize raporları verecek ve benchmark varsa onları bildirecek, AB Dönem Başkanlığı da Türkiye?nin, sekiz fasılda da, fasılların açılması için ne yapması gerekiyorsa onları artık bize bildirecek. Aralarında artık bir uzlaşma sağlandı. Daha önce, dondurulan sekiz fasılla ilgili Komisyonun tamamen durması ve hiç bir şey yapmaması riski vardı, şimdi artık öyle olmayacak. Bu sekiz fasılda, odaklanmış bir şekilde çalışmamızı kolaylaştıracak.Kıbrıs ile ilgili ek protokolün sekiz fasılla teknik olarak nasıl ilişkilendirileceği ve bu fasıllarla ilgili açış kriterlerinin bildirilip bildirilmeyeceği konusunda belirsizlikler vardı. Artık bundan sonra belirsizlikler ortadan kalkmış oldu. AB ile ilgili son günlerdeki gelişmeler çok önemli, Rumların, ekonomik ve parasal politikalar fasılı konusunda Türkiye'ye ön şart getirelim gibi itirazları vardı, belliki bu sorunları kendi aralarında halletmişler ki, ön şartsız olarak AB Daimi Temsilciler Komitesi (COREPER) ekonomik ve parasal politikada müzakerelerin açılmasına imkan verdi. COREPER toplantısında ekonomik ve parasal politikayla ilgili Türkiye'den müzakere tutum belgesini sunması istendi.
AB'de, 15 Aralık'taki kardan sonra, bize sözlü olarak yapılacağını söyledikleri şeylerin basamak basamak yapıldığını görüyoruz. O günden bugüne üç ayrı fasılla ilgili müzakere davet mektubunu almış olduk. Müzakere davet mektubunu aldığımız fasıllar, istatistik faslı, ekonomik ve parasal politikalar faslı ve işletme ve sanayi politikalarıdır. Komisyon'un, herhangi bir açılış kriterine gerek olmaksızın müzakerelere açmaya Türkiye hazırdır dediği fasıllar arasında, bize ulaşan bilgilere göre mali kontrol faslı var. Mali kontrol faslı ilgili olarak eğer üye ülkeler aralarında anlaşabilirlerse davet mektubu gelir.
Bizim henüz Komisyon'dan tarama raporunu almadığımız 18 fasıl var. Komisyon tarama raporlarını henüz bitiremedi. Komisyon, taramaları biten 18 fasılda, henüz tarama raporunun taslağı dahi bize ulaşmadı.''
SATIN ALMA VE BİRLEŞMELER ARTACAK
Babacan, edindiği bilgilere göre Türkiye?de bu yıl, özelleştirme haricinde, çok sayıda firmanın, Türkiye pazarında satın alma ve birleşme hazırlığı içinde olduğunu kaydetti.
Bankacılık ve diğer alanlarda çok sayıda satın alma ve birleşme hareketlerinin bu yıl içinde görüleceğini ifade eden Babacan, özelleştirmelerin de büyük bir ilgiyle takip edildiğini söyledi. Ali Babacan, Doğrudan Yabancı Sermaye girişi açısından, bu yılın, geçen yıla benzer olacağını da vurguladı.
BABACAN'IN DAVOS PROGRAMI
Devlet Bakanı Babacan, Davos'ta, bugün ''Avrupalı Kimliği'' konulu bir oturuma katılarak burada bir konuşma yapacak. Babacan, yarın öğleyin de G-20 ile ilgili olarak grubun geleceği ve fonksiyonu hakkındaki bir oturumda konuşacak.
Devlet Bakanı Babacan'ın, yarın akşam Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün de katılacağı ''Türkiye?nin Siyasi'' geleceği konulu toplantıya da iştirak etmesi bekleniyor. Babacan, Davos temasları çerçevesinde, çok sayıda uluslar arası yatırım bankası temsilcisiyle de görüşmelerde bulunacak.