|
|
Çocuklara cinsel taciz yeni değil
Gelenek, göreneklerimiz, aileye aşırı güvenimiz gibi nedenlerle uzun süredir gözlerimizi ve kulaklarımızı kapadığımız bazı gerçekler gündeme bomba gibi düştü. "Küçük çocuklara cinsel tacizde bulunuluyor! Üstelik bebeklere bile cinsel taciz olabiliyormuş, nasıl olur, vicdansızlık!" sesleri yükselmeye başladı. Oysa bu hiç de yeni durum değil. Çocuklar bebekliklerinden itibaren cinsel tacize uğrayabilir ve bu durumun en sık olduğu yer, kendi evleridir. Artık toplum olarak bunun olabileceğini anladığımıza göre, herhangi bir çocuk ya da kendi çocuğumuz cinsel sömürüye uğruyorsa nasıl tanıyıp, neler yapmamız gerektiğini öğrenme zamanı gelmiş demektir. Çocukla kan bağı olan ya da çocuğa bakmakla yükümlü kişilerle çocuk arasındaki her türlü cinsel eylem ailede cinsel sömürüdür. Yabancıların yaptıklarından daha fazla ve çocuk için daha örseleyicidir. Daha çok baba-kız sömürüsü görülmekle birlikte, ağabey, amca, dede sömürüleri de yoğundur. Ayrıca aile içi cinsel sömürü, erkek çocuklara yönelik de gözlenebilir. Kız çocukları beş kez daha fazla sömürüye uğramaktadır. Geleneksel yapımız nedeniyle birçok olayın aile içinde bulunan yapanı cezalandırma, sömürüye uğrayan kız çocuğu kendinden çok yaşlı biriyle evlendirme gibi uygun olmayan yöntemlerle kapatılmaya çalışılmaktadır. Cinsel sömürünün olduğu ailelere baktığımızda bazı ortak özellikler görüyoruz: Kalabalık aileler, genç yaşta anne baba olma, aşırı dinsel uğraşlar ve gelenekçi tutumlar, çevreden sosyal olarak kopuk yaşama ailelere ilişkin risklerdir. Yine benzer nedenlerle aynı odayı ya da yatağı paylaşma zorunluluğu, ailenin çocuklar üzerindeki denetim ve gözetiminin az olması gibi ortak özellikler izlenebilir. Aile bireylerinin birinde ruhsal hastalık ya da alkol kullanma öyküsü sık görülür. Babaya, anneye ve çocuğa ilişkin belli yapılar saptanmıştır. Sömürüye uğrayan kız çocuk, genellikle evin en büyük çocuğudur. Bir kısmının derin olmayan zekâ gerilikleri bulunmaktadır. Seçilen çocuklar daha edilgen, içine kapanık çocuklar olmaktadır. Annelerin eğitimi kısıtlıdır. Ruhsal bir hastalığın varlığı, zekâ sorunları, cinsellikte kısıtlı ilişki gibi nedenlerle kızlarıyla sanki bir rol değişimi gözlenmektedir. Bağımlı ve yetersiz, olgunlaşmamış kişilik özellikleri sıktır. Annenin çocukluğunda kendisi ya da kardeşinin cinsel sömürüye uğramış olmasına rastlanabilir. Tacizcilerin geçmişinde de örselenme, alkol, madde kullanımı, antisosyal kişilik, işsizlik gibi özellikler vardır. Eğer bir çocuk, cinsel sömürüye uğradığını söylüyorsa onu mutlaka dinlemek gerekir. Bunu söylemek çocuk için çok zordur ve inanılmayacağı korkusuyla genellikle bu duruma katlanırlar. İnanılmayacağı ve suçlanacağı korkusuyla derin sessizliğe gömülür. Şüphelenildiğinde profesyonel yardım almak, tacizciden uzaklaştırmak ve yasal süreçlere başlamak gerekir.
|