|
|
Vegas'ta Mustafa Keser dinledik
Las Vegas'ta bir adam tanıdım. Eğlence dünyasının kalbinin attığı yerde, mafya babalarının arasında kendine bir yer edinmiş. İbrahim Ölmeztoprak'ınki Yozgat'tan Vegas'a uzanan ilginç bir başarı öyküsü
Herkesin bir hikâyesi vardır. Son günlerde bu sözü daha içten söyler oldum. Onunla Las Vegas'ta tanıştım. Las Vegas'ın özel kulüplerinden birinde üst düzey yöneticilik yapıyordu. Hani şu turistlerin adım atamadığı, üye olmayanların giremediği elit toplulukların oluşturduğu kulüplerden. Ne yalan söyleyeyim, ben de onun sayesinde o kulüpte bir akşam yemeği yiyebildim. Ne etrafıma bakabildim, ne mönünün keyfine varabildim. Gece boyunca hiç ses çıkarmadan onun hikâyesini dinledim. İbrahim Ölmeztoprak. 61 yaşında. 1969 yılından beri Amerika'da. 1974 senesinden beri de Las Vegas'ta. Aslında Yozgatlı. Şeyh torunu. Zaman zaman Türkiye'ye geldiğinde türbesinde yatıp uyarak rahatlayacak kadar üstelik...
ŞARAPLA BAŞLAYAN SERÜVEN İbrahim Bey'in Amerika'ya geliş hikâyesi tamamen tesadüfi. Bir gün kendini Montana'da buluyor. Yaş 24. "Ankara'da Amerikan Kültür'e gidip geliyordum. 'Dil öğrenmek ister misin?' diye sordular. 'Olur,' dedim. Bir de baktım Amerika'dayım." 24 yaşındaki İbrahim Bey, sadece dil öğrenmekle kalmayıp "Bari biraz da para kazanayım, dönüşte bir iş kurarım," diye düşünüp bir lokantaya başvurmuş. "Garson olabilir, hesap kitaba bakabilirim," demesine rağmen, o zaman Montana'da pek de elaman olmadığı için lokantanın sahibi "Sen şarap uzmanı ol," demiş. "Biraz şarap öğreniriz artık diye yola çıktım. Sabah akşam şarap okumaya koyuldum. Hangi şarabı nasıl anlarsınız, neyle servis edersiniz, soğuk mu sıcak mı içersiniz..." O anlatıyor ama anlatırken dünyanın en şık kulüplerinden birinde garsonlar ona servis yapıyorlar. Ben de seyrediyorum. Önce beyaz, sonra kırmızı. Garsonların elleri ayakları birbirine dolanıyor. Sonra nedenini anlıyorum. İbrahim Ölmeztoprak, Amerikalılara göre IBO, şarap konusunda Las Vegas'ta uzman bir isim. Yiyecek içecek sektöründe tanımayan yok. Şarapla başlayan serüven, lokanta sahibi olmaya kadar götürmüş Ölmeztoprak'ı. Sonra bir gün minik kızı dünyaya gelmiş. Doktorlar kızının rahatsızlığı için mutlaka sıcak bir yere, kuru iklime gitmelisin deyince, beş yıldır yaşadığı Montana'yı terk edip Las Vegas'a gelmiş. Kızı iyileşmiş iyileşmesine ama İbrahim Bey tam sekiz ay kendisine iş bulamamış. "Las Vegas tam bir kurt sofrası. O dönemde mafya daha yoğundu burada. Maitre d'hotel'in alasıyım. Servis bilirim, hesap tutarım, şaraptan iyi anlarım. Düşünsenize Las Vegas gibi bir yerde iş bulamadım. Ama inat ettim. Sonunda bir kumarhanede aslında benim için çok daha düşük çapta görülebilecek bir işe başladım." Ölmeztoprak'ın Vegas'ta yapmadığı iş, tanımadığı insan kalmamış. Bir ara kendi restoranın açmış ama ortağını iyi seçmediği için yoluna devam edememiş. Ama zamanla değme Amerikalılara taş çıkartacak İngilizcesi, tarzı tavrı, kibarlığı ve her zamanki şık görünümüyle Vegas'ın en sevilen simalarından biri olmuş.
TÜRKİYE'Yİ ÇOK ÖZLÜYOR Her ne kadar Amerikalı gibi gözükse de, gönlü başka yerlerde. O sırada masamıza gelen Amerikalı işadamının yemek teklifini nazikçe reddedince, şaşırıyorum, "Sizin gibi sosyal bir adam... Niye kabul etmediniz?" "Ne olursa olsun onlar benim müşterim. İlişkileri böyle tutmakta fayda var. Üstelik sıkıldım artık Amerikalılardan. Sizin gibi Türkler gelse de iki sohbet etsek diye bekliyorum." Siz bakmayın onun mütevazılığına... Geçenlerde bir Türk işadamı kumarda bütün parasını kaybetmiş. Üstelik parasını kaybetmekle kalmamış, kumarhaneyi bir şekilde kazıklamaya, yani hile yapmaya çalışmış. Vegas bu, affeder mi? Atmışlar adamı nezarete. Kurtaran kim, tahmin edin bakalım. Tabii ki İbrahim Ölmeztoprak. Sadece kurtarmakla da kalmamış, evine sağ salim gitmesi için uçağına kadar eşlik etmiş. Öyle güçlü yani oralarda. Ama asla saklamadığı bir Türkiye özlemi var. Yemekten sonra beraberce arabayla bir tur attık. Teybinde Mustafa Keser çalıyordu. Las Vegas'ın o sahte ama büyülü ışıklarını altından geçerken, İbrahim Ölmeztoprak, Mustafa Keser'e eşlik ediyordu.
TÜRK BAKKALI AÇACAK Bir adam tanıdım Vegas'ta. Eğlence dünyasının kalbinin attığı bir yerde, mafya babalarının arasında, dev otel sektörünün içinde kendi deyimiyle ufak bir yer edinmiş. Müthiş bir başarı öyküsü.Yozgat'tan Vegas'a uzanan değişik bir öykü. Özel hayatı mı? O bölüm kitap olur. Dallas solda sıfır kalır. Eee, insan yakışıklı ve tatlı dilli olunca... Ama söz verdim, yazmayacağım. Günün birinde belki... Şimdi üçüncü eşiyle evli, iki kızı var. İkisi de Türk isimleri taşıyor. Ölmeztoprak'ın en büyük hayali kızlarının bir gün Türkiye'de yaşaması. "Şudur budur ama memleket gibisi yoktur," diyor. Bu aralar harıl harıl Vegas'ta bir Türk restoranı açmaya uğraşıyor. Bir de Türk bakkalı. "Yemekleri yiyen evde yapmak isteyecek. Malzemeyi nereden alacaklar?" diyor, gülerek. Küçükken en büyük hayali babasının kendisiyle gurur duymasıymış. "Bunu başardım bana yeter. Maddi manevi üzerime düşüne yapmanın huzur içindeyim artık," diyor ve ekliyor "İnsan yaşlanınca ailenin kıymetini çok daha iyi anlıyor."
|