Demokratlar'dan Ankara'ya ilginç teklif
Amerikan diplomasisinin ağır topu ve Demokrat Parti'nin dış politika beyni Richard Holbrooke'a güç bela telefonla ulaşabiliyorum. Bir dönem Amerikan politikası açısından Henry Kissinger ne anlam ifade ettiyse, Holbrooke da 90'lı yıllarda benzer bir rol oynadı. Clinton döneminin parlayan yıldızlarından eski büyükelçi, Amerika'da "Balkanlar'da savaşı bitiren Dayton anlaşmasının mimarı" olarak tanınıyor. Oysa Ankara için, Türkiye'nin AB'ye girmesini ABD'nin ulusal siyaseti olarak kabul ettiren ve Clinton söneminde Türk-Yunan yakınlaşmasına zemin hazırlayan isim Holbrooke... Önce gümrük birliği, ardından AB'ye üyelik sürecinde Avrupalıları ikna etmek için en çok lobi yapanlardan... Ancak birkaç gün önce Alman Marshall Fonu'nca hazırlanan ve Holbrooke'un önümüzdeki hafta Letonya'daki NATO zirvesine sunacağı teklifi okuduktan sonra, bu kez bambaşka bir konuda Holbrooke'la konuşmak gerekiyordu. Söz ettiğim, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da katılacağı zirve öncesinde Holbrooke ve Clinton döneminde ABD Dışişleri Müsteşar Yardımcısı olarak NATO'nun genişlemesi operasyonunu yürüten Ron Asmus tarafından hazırlanan teklif. Özetle Holbrooke ve Asmus, NATO'nun yeni rollere hazırlanması, Kuzey Iraklı Kürtlerin Kerkük ve bağımsızlıktan vazgeçmesi karşılığında NATO'nun bu bölgeye konuşlanmasını teklif ediyor. İkili, NATO gücüne karşılık K. Irak'ta Barzani'nin PKK'yı tamamen kontrol altına almasını teklif ediyor. NATO'nun K. Irak'ta konuşlanması, Türkiye açısından istenmeyen bir durum. Hem K. Irak'ta bağımsızlığı pekiştirebilir, hem de Kürt meselesinin uluslararasılaşması anlamına gelebilir. Ancak teklifin Demokrat Parti'nin "Türk dostu" olarak bilinen iki dış politika yıldızından gelmesi, ciddiye alınmasını gerektiriyor. Telefonla ulaştığımda Holbrooke, Irak'taki gidişat ve PKK'nın bölgedeki varlığının yakın gelecekte Türk-Kürt savaşını güçlü bir ihtimal haline getirdiği görüşünde: "PKK saldırılarına devam ediyor. Türkiye sonunda sınır ötesi operasyona mecbur kalabilir. Kerkük konusu da çözümlenmemiş durumda. Üstelik Irak'taki iç savaş nedeniyle Erbil bağımsızlık ilan etmeye kalkabilir. Önümüzdeki dönemde Türk-Kürt savaşı yaşanması ciddi bir ihtimal. Bu olursa, bütün bölge kaosa sürüklenir. İstikrarsızlık ne Türkiye ne de NATO'nun çıkarına." Holbrooke, Irak'ın "Vietnam'dan kat kat kötü" olduğunu, ABD güçlerinin önümüzdeki 2 yıl içinde Irak'ın güneyinden çekilmeye mecbur kalacağını söylüyor: "Irak'ta geleceğimiz yok. Bush çekilmezde ondan sonraki başkan çekilecek." Ancak "NATO askerinin K. Irak'a konuşlandırılması, bu bölgenin bağımsızlık sürecini hızlandırmaz mı?" diye soruyorum. "Ben bağımsız Kürdistan'a karşıyım. Amacım Türkiye'nin sınırlarını güvence altına alıp bölgedeki ateşin yayılmasını önlemek. Bizim teklifimizde NATO gücü karşılığında Barzani'nin PKK'yı halletmesi ve Kerkük konusunu bir kenara bırakması var." Holbrooke konuyu bazı "üst düzey Türklerle" konuştuğunu söylüyor. Ancak TSK'nın tepkisini önümüzdeki Türkiye gezisinde alacakmış. "Ancak Türkiye'nin katkısıyla olabilir" diyor. Bush yönetiminin neden PKK konusundaki sözlerini tutmadığını soruyorum. "Hangi sözlerini tuttular ki. Türk-ABD ilişkileri, Kıbrıs, Irak her konu daha da kötüleşti bu iktidar döneminde..." diyor. Kapatmadan önce Demokrat Parti'nin Ermeni soykırım tasarısını kabul etme ihtimalinin Ankara'yı ne kadar huzursuz ettiğini aktarıyor, bu konudaki pozisyonunu soruyorum: "Bu konuya girmek istemiyorum. Asıl mesele şu anda Irak'taki tarihi krizin boyutları, 1915'te yaşananlara ne diyeceğimiz değil. Tek söyleyeceğim, Clinton döneminde hükümetin önceliği Türk-Amerikan ilişkilerine verdiği..." diye yanıt veriyor.
|