Ağar: Ben, Cem Boyner değilim
"Dağda elinde silah dolaşacağına, gelsin düz ovada siyaset yapsın" dediğinde, teşkilatı dahil birçok kişinin tepkisini çekti. Sözlerine getirdiği açılım, DYP teşkilatında ilk anda oluşan tepkileri belirli oranda yatıştırdı. Bunda, söylemine entelektüel kesimden gelen desteğin etkisi büyük oldu. Hatta, zaman içinde entelektüel desteğin, kamuoyundaki kelebek çarpan etkisi görüldü. Fakat yine de "dağ-ova" bağlamındaki sözlerine tepki durmadı. Bugün kendisine destek verenlerin, geçmişte de Cem Boyner'e benzer destekte bulunduklarının altı çizildi. Parti içinden, "Bunlar oy getirmez. Getirseydi, Cem Boyner'e getirir YDH'yı iktidar yapardı" eleştirileri gelmeye başladı. DYP lideri Mehmet Ağar'a, yöneltilen bu eleştirileri nasıl yorumladığını sordum. Eleştirilere doğrudan yanıt vermek yerine, önce duruşunda bir sapma olmadığını gösterme gereği hissetti: "Askerin ve polisin görevi kanunsuz yollardan eline silah alana karşı en sert mücadeleyi vermektir. Siyasetçinin işi adam yaşatmaktır; eline silahı almamasını sağlamaktır."
Yedi bölgede var mısın? Ardından, bölgedeki siyasi partilerin bugün geldiği noktaya dikkat çekti: "Türkiye'de kurulu partilerin hepsinin, bugün 7 bölgede birden sesi aynı oranda çıkabiliyor mu? Güneydoğu'da, Doğu'da bir parti dışında, diğerlerinin ağırlığından söz edilebiliyor mu? Ama, bölgede artık DYP'den söz ediliyor; AKP'nin sıkıntısı da bundan..." Konuya sadece siyasi partilerin sesinin ne kadar çıktığı açısından bakmamak gerektiğini de vurguladı. Bir örneklemede bulundu: "Yıllarca iyi bir eğitim alması için didinmiş, devlet kapısında evladına iş bulmuş bir anne, öğretmen olarak Doğu veya Güneydoğu'ya tayini çıkan kızını veya oğlunu, huzur içinde oraya gönderebiliyor mu? Herkes dürüstlükle bu soruya cevap versin." Kısa bir duraksamadan sonra, bir soru daha yöneltti: "Gidemediğin toprak nasıl senin olacak?.."
"Ben Ağar'ım..." Bunları sıraladıktan sonra, "Boyner benzetmesine" sözü getirip noktayı koydu: "Ben, Cem Boyner değilim; Mehmet Ağar'ım..." Boyner'in, Doğu ve Güneydoğu açılımını yaptığı dönemle bugünün birbirine karıştırılmaması gerektiğini belirtip, konuşmasını sürdürdü: "Unutulmasın silahın en güçlü olduğu dönemde Cem Boyner bazı açılımlar yaptı. Boyner'e de ayrıca saygım var. Onun yaşadığı dönem ayrı; çatışmaların en yoğun olduğu bir dönemde bazı söylemlerde açılımlarda bulundu." DYP lideri, "Ama bugün öyle mi?" sorusunu yöneltip yanıtını da kendisi verdi: "O günle bugünün arasında bir benzerlik yok. Bugün halk çatışmadan bıkmış, huzur arıyor. Terörü değil, zenginliği istiyor. Türkiye, bu problemi aştığı anda zaten yegane gücünü de yakalamış olacak. Bölünmenin karşısındaki engel, huzur, kardeşlik ve güvendir." Güneydoğu açılımı sonrasında, bölge halkından kendisine ulaşan mesajların ortak noktasının, "Bizi tek partiye muhatap etmeyin" olduğunu söyledi. Siyasi parti lideri olarak bu mesajları görmezden gelemeyeceğinin altını çizip ekledi: "Siyasetçi halka güven vermekle yükümlüdür, vermezse biter. Biz oraya gidip iki cümle söyleyip, başka yerde farklı konuşan değiliz. Her yerde aynı şeyleri söylüyoruz." Ağar, Türkiye'nin bu sorunu da demokrasi içinde aşacağına inanıyor... Anlaşılıyor ki, gelecek hafta sonu Denizli'de düzenleyeceği mitingde, "sözlerinin altını doldurması lazım" beklentisinde olanlar da karşılık bulacak. Bu kez batıdan, doğuya konuşacak.
|