|
Bir sinemasever cenneti
|
|
Antalya artık sinemasever için bir cennet. Birden Faye Dunaway'le burun buruna geliyorsunuz (bunu pazar günü yazacağım), sonra Subay ve Centilmen, Şeytanın Avukatı veya Ray gibi filmlerin yönetmeni Taylor Hackford'la söyleşiyorsunuz, ünlü İngiliz leydisi Helen Mirren'in onun eşi olduğunu hayretle öğreniyor ve ikisini basın toplantısında izliyorsunuz. Sonra birden Damdaki Kemancı, Kibar Soyguncu, Ay Çarpması gibi unutulmaz filmlerin yönetmeni Noran Jewison çıkageliyor. Başında hiç çıkarmadığı kasketi ve 83 yaşını katiyen göstermeyen genç havasıyla... Onunla bir söyleşi yapamadan Antalya'dan erken ayrıldığıma kahroluyorum! Sonra sayısız filmde özellikle ABD başkanı rolleriyle tanınan ve kafasından Hüdaverdi'ninkine benzeyen kukuletasını çıkarmayan James Cromwell. (Bu Amerikalılar kafalarına garip şeyler oturtmaya ne kadar meraklı!) İmparator, Asla Asla Deme, Robocop 2 gibi filmlerin yaşlanmış yönetmeni İrvin Kershner zaten baştan beri burada. İranlı gencecik yönetmen Semra Makhmalbaf, kimsenin dikkatini çekmiyor. Oysa o, İran sinemasından artık dünyaca tanınan, Cannes ödüllü önemli bir sinemacı. Ama Amerikalı değil! Ve bu kadar ünlüyü yeterli bulan festival, aktör eskisi, zaten eskiden de oyunculuğundan çok playboy'luğuyla tanınan George Hamilton'un '4000 dolar cep harçlığı' içeren gelme önerisine cevap bile vermiyor!
|