|
|
|
|
|
|
Atölyelerini parka taşıdılar
4. Uluslararası İstanbul Taş Heykel Sempozyumu'na katılan beşi yabancı 10 heykel sanatçısı Fındıklı Parkı'nda çalışmalarını sürdürüyor. Amaç; insanların bir heykelin yapım sürecine tanık olması
İstanbul'un en güzel parklarından biri olan Fındıklı Parkı'na girer girmez, bembeyaz bir toz bulutu ve bu toz bulutunun etrafını sarmış meraklı gözlerle karşılaşırsanız hiç şaşırmayın. Yaklaşık bir haftadır beşi yabancı olmak üzere 10 heykel sanatçısı, Boğaz manzarasına karşı devasa taşlara şekil vermekle meşgul. Heykel sanatına çok da önem vermeyen bu şehrin sakinleri ise bir heykelin yapım aşamasına tanıklık etmekten oldukça memnun. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yardımlarıyla düzenlediği 4. Uluslararası İstanbul Taş Heykel Sempozyumu, tam da bu amaçla; yani halka heykel sanatını tanıtmak için gerçekleştiriliyor.
ÇOK YOĞUN ÇALIŞIYORLAR Bir ay sürecek olan sempozyumda sanatçılar pazar hariç her gün sabahtan akşama kadar parkın denize bakan köşesinde çalışıyor. Hepsinin amacı; bitince kentin farklı köşelerine yerleştirileceğini umdukları yapıtlarının İstanbul'a yakışır nitelikte olması. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü Başkanı Prof. Dr. Vedat Somay, sempozyumun düzenlenme aşamalarını şöyle anlatıyor: "Fındıklı Parkı'nda şimdiye kadar pek çok sergi yaptık. Ama halkın alışkın olmaması, heykellerin kırılması gibi durumlar bu sempozyumu yapmak konusunda bizi endişelendiriyordu. Ancak bu dördüncü yılda çok büyük umutlarımız var." Sempozyuma katılan sanatçılar uzun çalışmalar sonucunda belirlenmiş. 100'ün üzerinde başvurunun olduğu sempozyum, uluslararası arenada da oldukça sözü edilen bir etkinlik. Vedat Somay'a göre bunun nedeni, bir kültür başkenti olan İstanbul'a dair her sanatçının bir söz söyleme fırsatı bulması. Bu yüzden sempozyumun bir konu konsepti de yok. Tek istenen yüksek düzeyde bir artistik yaklaşım ve sanatçıların sempozyuma katılmak için gösterdikleri eskizlere sadık kalmaları.
BÜYÜK UMUTLARI VAR Tüm sanatçıların en büyük isteği ise yaptıkları heykellerin hak ettikleri yerlere yerleştirilmeleri. "Bu heykeller bir planlama içinde belli yerlere yerleştirilirse, emeklerimizin karşılıksız olmadığını göreceğiz," diyorlar. Örneğin, geçtiğimiz yıllarda sempozyuma katılan bir İtalyan sanatçının heykelinin Fransız Sokağı'na yerleştirilmiş olması, onlar için oldukça motive edici olmuş. Sempozyumun bir diğer önemli tarafı ise halkla sanatçıların etkileşimini sağlıyor olması. Vedat Somay'a göre, sanatçı gönlünü ve atölyesini insanlara açmış oluyor. Ancak sanatçılar insanların kendilerine karşı biraz ürkek davrandıklarını anlatıyorlar. Önce "Bir kabahat işlerim," korkusuyla yaklaşan insanlar, sonradan konuşup fikir vermeye başlıyor. Tabii eleştirenler de olmuyor değil. Sebebi ise çevredeki insanların kaçabileceği tek yeşil alan olan bu parkın, bir ay boyunca tozla kaplı ve gürültülü olması. Yine de çoğunluk parktaki panayırı andıran bu renkli görüntüden ve farklı bir hayat tarzını tanımaktan oldukça memnun.
|
|
|
|
|
|
|
|
|