|
|
Fransa'nın da çeşitli yüzleri var!..
Demokrasinin beşiği bir ülkenin 'Ermeni soykırımı yok' diyene ceza öngören yasa tasarısı rezaletin son perdesi
Ben Fransız kültürüyle yetiştim. Bir dönemde öylesine moda ve gözde idi ki bu kültür... Şimdi meraklıları azaldı. Dünya çapında hem de... Bu yüzden, 'Fransız kalmak'la başlayıp süren bir sürü garip deyim ve de Fransız olan her şeyi (filmler dahil!) küçümseme eğilimi belirdi. Yıllar önce, ülkemizde Fransız kültürünün yayılmasına naçizane katkılarım nedeniyle ve dönemin büyükelçisi Eric Rouleau'nun önerisiyle Fransızlardan bir Legion d'Honneur-Palmes Academiques nişanı aldığımda yaptığım konuşmaya şöyle başlamıştım: "Fransızca yalnızca diller içinde bir dil değil, aynı zamanda bambaşka bir düşünme ve muhakeme yürütme biçimidir." Bu görüşüm değişmedi. Doğru; o çetrefil dili öğrenmek için az ter dökmedik!.. Ama bu dilin içerdiği sayısız incelik yanında, belki de adına diyalektik denen şeyin de en iyi ve somut yansımalarından biri olduğunu düşünüyorum: Bir şey söylerken, o konudaki farklı şeyleri, hatta tam tersini de dile getirme kolaylıkları açısından...
BU FRANSA'YI HİÇ SEVMİYORUM Ama tüm bunlara karşın, son rezalete kızmamak mümkün mü? Tartışmanın, düşünce özgürlüğünün, ifade zenginliğinin ve kültürün ülkesinde, ne olursa ve hangisi olursa olsun, bir fikrin savunulmasına ceza getirmek? Ben bugün gelinen noktayı, Nicolas Sarkozy gibi hırslı, ama yeteneksiz, vizyonsuz, üstelik ırkçı bakışı kendi ülkesinde bile tescil edilmiş politikacıların yükselmesine bağlıyorum. Bu Fransa'yı hiç sevmiyorum. Ama bu, tüm Fransa demek değil ki!.. Geçenlerde, Le Figaro gibi sağcı bir gazetede çıkan (ve tam çevirisi 'Türklerle Ermenileri barıştırmalıyız' başlığıyla 10 Ekim günkü Radikal'de yayınlanan) yazı bir Fransızın elinden çıkma... O yazıyı okumanızı dilerdim. İşte benim gönül verdiğim kültür bu, benim savunageldiğim ve umarım her zaman savunacağım Fransa bu... Bir halkı savunurken bir diğerini incitmemek, bir düşünceyi yüceltirken farklı düşünceleri mahkûm etmemek. Gerçekten de 'büyük devlet' unvanına layık biçimde davranmak. Yani, bugün gelinen noktanın tam tersini yapmak...
|