|
|
Şimdi ne olacak?
Biliyorsunuz, sınav maratonları bitti ve sonuçlar açıklandı. Ama birçok aile için olay bitmedi. Liselere giriş sınavı için asıl listeler ve kayıtlar yapıldı. Açık kalan kontenjanlar açıklandı. Her hafta okul borsasını takip başladı. Okula gidilecek, çocuğunuzun puanı yetecek kadar düşüp düşmediği bakılacak. Bu arada bazı çocuklar kazandı, ama daha iyi bir okul olabilir mi arayışıyla koşturmaya devam ediyorlar. Hâlâ tatile gidemediler, okulları belli değil. Öte yandan üniversite tercihleri yapıldı. Yapılırken epey zorluk yaşandı. Çünkü sistem yine değişmişti. Uzman yardımıyla hesaplamalar yapıldı, sonuçlar bekleniyor. Beklenen gençlerin gelecekleri. Sadece onların değil, gerçekten sevebileceği, başarılı olabileceği işlere sahip olan ya da olmayan yarının erişkinlerinin geleceği. Yani bizim geleceğimiz.
MESLEK UMUDU ÇÖZÜLMELİ Bu sınavlar o kadar büyütülüyor, kazanılmazsa her şeyin sonu gibi konuşuluyor ki sınavı kazanamayan çocukların eğitim hakkını yitirdiği düşünülüyor. Özel okulları bir kenara ayırırsak, sınavla girilen okullar da diğerleri de Milli Eğitim'e bağlı. O zaman niçin bu fark yaratılıyor ve hepsini aynı düzeye getiremez miyiz? Çocukları bu döneme kadar doğru eğitebilirsek, yeteneklerini, düzeylerini saptayabiliriz. O zaman onları doğru yönlendiririz ve üniversite kapısındaki ümitsiz bekleyişi, sadece üniversiteye bağlanan meslek umudunu da çözmemiz mümkün olur. Peki şimdi çocuklarımız için ne yapabiliriz? Bir kısmı kazanamamış ve başarısız olmanın depresyonunu yaşıyor. "Senin için çok uğraştık, kurslar, özel öğretmenler, ama sonuç yok," diyen ailelerin ve çevrenin bu depresyonu derinleştirme gayretleri ayrı. Tüm bunlardan sonra 'kötü' olduğu söylenen bir okula gidip, başarılı olması istenecek. Yani başka bir maratona bozuk moral, yenilmişliğin ezikliği, yapılanlara karşılık verememişliğin acısıyla başlayacaklar. Bir kısmına hâlâ umut veriyoruz. Yedeklerden girebilme ve daha iyi bir okula ulaşabilme umudu. O umudu yitirirse daha da üzüleceğini hesaba katmadan koşturuyoruz. Kazanan çocukların bir kısmına bile kazanma zevkini yaşatmıyoruz. Kazandığı yerin beklenen olmadığını, mecburen bu okula gideceğini, daha iyisini yapması gerektiğini söyleyerek başarısını bir anlamda küçümsüyoruz. Sonra başarılı olmalarını, daha çok çalışmalarını bekleyeceğiz. Onlarsa çalıştıkları halde taktir edilmedikleri düşüncesiyele kırgın ve kızgın olacak.
YAŞAM DEVAM EDİYOR Sınavlar bitti. Her sınavda olduğu gibi kazananlar, kaybedenler oldu. Kazanmayı düşündüğünden daha azıyla yetinmek zorunda kalanlar var, ama yaşam devam ediyor. Ve onlar henüz çok küçük. Önlerinde birçok sınav, kazanılacak başarılar, kaybedilecek yarışlar var. Onlarla mücadele edebilmeleri için kendilerine güvenmeleri, bir dahaki sefere yapabileceklerine inanmaları gerekiyor. En önemlisi bedensel, ruhsal ve sosyal açıdan sağlıklı olmaya ihtiyaçları var. Bunu sağlamanın yolu çabalarını taktir etmek, kayıptan doğan sıkıntılarını paylaşmak ve yeniden çalışmaları için yanlarında olduğunuzu hissettirmek olmalıdır.
|