|
|
Önce adliyede zabıt katibi, sonra avukat
"Van'ın Özalp ilçesinin Irak sınırındaki Zincirkıran köyündenim. O bölgede ilkokuldan sonra okuyan ilk kişiyim. Öğretmen sınıfa bir yıl boyunca toplasanız on sefer ya gelir, ya gelmezdi, çünkü yollar kapanırdı. İlkokulu bitirdiğimde bildiğim Türkçe kelime sayısı 10 veya 15'tir. Ortaokulda dil meselesinde ciddi şekilde zorlandım, sonra Türkçe öğrendim. Ortaokuldayken kantini işletmeye başlamıştım bile. Liseyi de Van'da okudum, ve lise ikinci sınıfta avukat olmaya karar vermiştim. Din öğrencilerinin kaldığı ve imamın dışardan topladığı yardımlarla ayakta kalan bir okuldaydım ama hiç etkilenmedim. Dünya görüşüm hep sosyal demokratlık oldu. Benim tek bir idealim vardı, o da avukat olmak. Lisede okurken akşamüzerleri bir avukatın bürosunda çalışıyor, sobasını yakıyor, daktilo öğreniyordum. İlk sene üniversiteye giremedim ama Adliye sınavlarına girdim, adliyenin bütün kalemlerinde zabıt katipliği yaptım. Çok başarılıydım. İki parmak yazıyordum ama 10 parmak yazanlardan daha hızlıydım. Çok zor koşullardaydım. İstanbul'a geldiğimde ilk olarak Samatya'da Van öğrenci yurdunda kaldım. Avukat olmak hayalim olduğu için, daha stajımın bitmesine bir iki ay kala Cağaloğlu'nda küçük yazıhanemde çalışmaya başladım. Maratona erken başlamıştım. İki çocuğum oldu, şimdi büyük olan kızım yurtdışında hukuk okuyor, oğlum lise son sınıfta. Oğlumla burada golf arkadaşlığı yapıyorum. Onunla böyle bir hobimiz oldu."
|