|
|
Gerçekleri göstermek cesaret ister
SABAH, gazetelerin belirli etkiler altında kaldığına dair son dönemde kamuoyunda oluşan güçlü inancı yerle bir etmek üzere kolları sıvadı. 'Gerçekleri Göstermek Cesaret İster' başlığı altında toplanan kampanya SABAH'ın son dokuz ayında geldiği noktayı ve bundan sonraki şaşmaz hedeflerini vurguluyor. "Her sabah okuyucunun önüne gerçekleri koyacağız," diyen SABAH Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, 'Gerçeği Göstermek Cesaret İster' kampanyası hakkında "Türk medyasının ihtiyaç duyduğu tek unsur cesaret ve SABAH'ta bu cesaret var. Biz bu gücü halkın lehine kullanmak niyetindeyiz," diyor.
Türk medyasının tek ihtiyacı bizdeki cesaret!
Dokuz aylık Genel Yayın Yönetmenliğinin ardından yaptırdığı araştırma sonuçları dolayısıyla okurun SABAH'a güveninin arttığını gören Fatih Altaylı, Gerçeği Göstermek Cesaret İsterdiyerek, basında yeni bir dönem başlattı.
Yaklaşık bir yıldır yazılarına SABAH Gazetesi'nde devam eden, dokuz aydır da yöneten Fatih Altaylı, okuyucunun SABAH Gazetesi'ni algılayışındaki katlanan güvenini tescillemesinin hemen ardından giriştiği Gerçeği Göstermek Cesaret İster başlıklı reklam kampanyasını ve hedeflerini açıkladı.
- Fatih Bey, siz Sabah'ın başına geçeli dokuz ay oldu. Gerçeği Göstermek Cesaret İster gibi bir kampanyaya neden şimdi ihtiyaç duydunuz? - SABAH gazetesi geçirdiği sorunlu dönemden sonra (eski patronun batması, SABAH'a rakip grubun etkili hale gelmesi, yani Turgay Ciner'in gazeteyi satın almasına kadar olan süreçte) çok zor bir dönem yaşamıştı. Ciner'in gazeteyi satın almasının üstünden bir buçuk yıl geçti. Benim yayın yönetmenliğim ise dokuz ayını doldurdu. Bu süreç içinde, SABAH'ı bunalımlı döneminde görmüş olduğu tahribattan büyük ölçüde kurtardık. Son altı yedi aya baktığımız zaman Türkiye gündemini oluşturan olayların çoğu SABAH'ın manşetlerinde okuyucuya ulaştı. Gerek siyasette, gerek ekonomide, gerek diğer yazılarda SABAH gündem belirlemeye başladı. Geçmişte gündem belirleme SABAH'ın elinden az da olsa gitmişti. SABAH şimdi yeniden gündem belirleyen bir gazete. Haber kalitesinde ciddi bir artış oldu. Bunu gözlemledik. Araştırma sonuçlarından bunun okur tarafından da aynen algılanmaya başladığını gördük ve artık bunu paylaşmanın ve nereye gittiğimizi göstermenin zamanının geldiğini düşündük.
- Sizce basında cesaretin karşılığı ne? - SABAH Gazetesi Ciner Grubu'nun diğer bütün işlerinden tamamen bağımsız. Turgay Bey'in başka ne iş yaptığı, SABAH Gazetesi'nin çalışanlarını hiç ilgilendirmiyor. Bunun vermiş olduğu gönül rahatlığıyla çalışıyoruz, çünkü bu rahatlık olmadan gazetecilik yapmak mümkün değil. Diğer taraftan devletle alacak verecek hesabı içinde değiliz. Bizim bir gücümüz var, ama güç tek başına bir şey ifade etmez. Gücü nasıl kullandığınız önemli. Türkiye'de gücü olan birtakım medya grupları arasındayız, ama tek güçlü de değiliz. Türk medyasının ihtiyaç duyduğu tek unsur cesaret. Ve SABAH'ta bu cesaret var. Biz bu gücü, bu güçten aldığımız cesareti toplumun, halkın, okuyucunun lehine kullanmak niyetindeyiz.
O cesaretin içinde neler var? Bilgi var, kendine güven var, gerektiği zaman gözü kara olmak var, mücadeleden kaçmamak, rekabetten korkmamak, gerekirse herkese kafa tutabilmek, herkesle itişebilmek var. Cesur bir gazete olduğumuzu vurgulamak için çıktık yola. Türkiye'de okurun medyaya olan güveninin azalması gibi bir gerçek var.
-Oturduğunuz koltukta sizin kişiliğinizle örtüşen neler var? - Ben cesur bir adamım, okuyucu gözünden baktığınız zaman da Fatih Altaylı cesur bir gazeteci. Patrondan en aşağısına kadar ekipte de böyle bir yaklaşım var. Bizim özneyle hiçbir işimiz yok, fiile bakıyoruz. Aynı özneyi farklı bir fiille, olumlu veya olumsuz, farklı zaman dilimlerinde tartışılabiliriz.
- Siz bu ilk dokuz ayı prestij kazanmakla mı geçirdiniz? - Biraz öyle oldu. Şimdi haberlerimize iktidar partisi de, muhalefet partisi de, asker de, cumhurbaşkanı da kızıyor. Bizim işimiz insanların yanlışlarını gözlerine sokmak, onları kızdırmak.
ŞEBNEM AKSON
|