| |
|
|
Teyze ölmüş!..
YAVUZ Demir'in ölüm haberini aldım, Antalya'dan dönerken.. Çok sevdiğim bir dosttu.. O basketçi, ben basket yazarı idim yıllar yıllar önce tanıştığımızda.. Bodrum'a yerleşene kadar sık sık görürdüm.. Nasıl sıcak bir dostluğu vardı.. Ölümü artık iyice bekleniyordu. Kanser sarmıştı tüm vücudunu çünkü.. Gene de iyi dayandı Yavuz, sporculuğu ve inancı ile.. Ve de dolu dolu yaşadı.. Geldim, öğrendim ki, Teyze de ölmüş.. Adını bilmezdik.. Yağmur, kar demeden her Pazar Üsküdar'dan yola çıkar, bastonuna dayanarak Ortaköy'e gelirdi.. Ertekin onu ille de içeri alır, sıcak yemek verirdi.. Sonra da bizler eline bir şeyler tutuştururduk. Nasıl yürekten, nasıl içten dua ederdi. Sonra da geldiği gibi giderdi.. "Haftaya gene gel teyze" diye bağırırdık arkasından.. İki hanım gelmiş Ertekin'e onlar haber vermişler.. "Her Pazar dönüşte sizden öyle söz eder, sizi öyle severek anlatırdı ki, ölümünden haberiniz olmalı diye düşündük" demişler.. "Niye bizim teyze görünmez oldu diye merak etmeyin.." Çekmeden, sürünmeden, eski ağaçlar gibi ayakta ölmüş bizim teyze.. Nur içinde yatsın!..
|