|
|
Komedinin adresi yine değişmedi
Avrupa Yakası yenilenmiş kadrosuyla sezonu açtı. Aslında tam olarak açtığını söyleyemem. Zira ilk bölüm, yeni karakterlerin tanıtıldığı bir demo gibiydi. Gülse Birsel ile konuştum. "Sen asıl ikinci bölümü bekle. İddia ediyorum, bugüne kadar çekilen en komik bölüm oldu. Gülmekten zor tamamladık" dedi. Gülse öyle diyorsa, gerçekten komik olmuş demektir. Merakla bekleyeceğim... İlk bölüme gelince: Bana göre en büyük değişiklik Cem'in (Levent Üzümcü) saçlarıydı. Bali'deki balayından gür saçlarla dönmüş. Ya havası suyu yaramış, ya da ektirmiş. Bilemem artık... Diziye yeni katılanlardan Sacit belli ki Ata Demirer'den doğan boşluğu kısa sürede dolduracak. Ama BKM oyuncusu Tolga Çevik'in bir an önce üzerindeki 'Yılmaz Erdoğan izlerinden' kurtulması lâzım. Zira Sacit, fena halde Yılmaz Erdoğan'ı çağrıştırıyor. Selin'in geçen sezonlarda herkesi gülümseten yanlış Türkçe'si yeni bölümlerde Makbule'ye (Hasibe Eren) miras kalmış. Makbule "Tam teşekkürlü hastane" derken, aklıma hemen Selin (Evrim Akay) geliverdi. Yeni ofisboy Tanrıverdi'nin (Sarp Apak) üzerine ise ağır bir Şesu (Bülent Polat) kokusu sinmiş gibi. Oysa büyük kentin moleküllerine ayrıştırıp asimile ettiği Anadolulu genç tiplemesinin son kullanım tarihi Şesu ile dolmuştu. Keşke oyuna farklı bir ofisboy karakteri eklenseydi. Ne bileyim, efemine bir tip gibi mesela... Sapık kapıcı oğlu rolündeki Peker Açıkalın ise ilk bölümde sadece göz kırptı. Oyunculuğunu çok takdir ettiğim Peker'in yeni bölümlerde herkesten rol çalacağı şimdiden belli oldu. Bu arada Cem'in tatilini bir hafta uzatmak istemesi yüzünden işten kovulması bana garip geldi. Zira bir sezon önceki ara finalde tüm dergi ekibi topluca tatile çıkmamışlar mıydı? Derginin yayınına koca bir yaz sezonu boyunca ara vermeyi göze alabilen bir patron, bir sonraki yıl elemanına bir hafta fazla tatili neden çok görür ki? Gelelim sadede... Önemli oyuncuları yitirmesine rağmen, Avrupa Yakası'nın bu sezon da komedinin değişmez adresi olacağını iddia etmiştim. İddiamın arkasındayım.
|