| |
|
|
Ya Ali Sami Yen ya İnönü
Galatasaray-Bordeaux maçındaydım. Dağ yollarından, pek bilinmeyen kestirmelerden gittiğim için maça yetişebildim. Seyirci rekoru kırılabilecek bir maç, trafik rezaleti yüzünden bu rekoru kıramadı. Ama asıl rezalet çıkışta yaşandı. Ben maçtan çıkarken spor servisindeki arkadaşlar gazeteye fotoğraflarını ve yazılarını internet üzerinden yolluyordu. O yazı ve fotoğraflar gazeteye geldi. Orada sayfalar yapıldı, matbaaya gitti. Kalıpları çıkarıldı, makinelere takıldı... Makineler döndü, gazete basıldı. Paketlendi ve matbaadan benim matbaaya 60 kilometre mesafedeki evime yollandı. Ben bütün bunlar olduktan 1.5 saat sonra evime gelebildim. Gece yarısından epey sonra, sabaha karşı 03.00'te. Stadın otoparkından 1 kilometre ötedeki TEM'e ulaşmam 2.5 saat sürdü. Çünkü İstanbul Emniyeti işini yapmamıştı. Stattan çıkan yolların bağlandığı yegâne yol kamyon trafiğine açılmıştı ve çıkılacak başka yol yoktu. Benim arkamda hakemleri götürecek araç vardı. Gidebilsinler diye motosikletli eskort verdiler. Ancak gitmeleri mümkün değildi. Görevli polis "Ancak arkama alıp götürebilirim" diyerek durumu özetledi. Temelde iki sorun var. Biri stadın çevresine yapılan yolların nereye çıktığına dair hiçbir tabela yok. Millet deli danalar gibi döndü. Yolu bulanlar ise kamyon trafiğine açık tek şeritli bir yola ulaşıp kaldılar. Toplu taşıma araçları ise ortalıkta yoktu. Bu işin sorumlusunu aramanın kimseye faydası yok. Olan bu... Bundan sonra olacağı da bu. Bu statta maç falan oynanmaz. Hem oyuncular için berbat bir ortam hem de taraftarlar için. Ya çok daha berbat statlarda maç oynatan UEFA'ya Ali Sami Yen'i kabul ettirsinler ya da İnönü'yü kiralasınlar. Bu taraftar bu eziyeti hak etmiyor.
|