| |
Orada bir Bodrum var uzakta ve unutulan...
Geçen hafta Bodrum'un Yalıkavak'ından Ortakent'e giden kilometrelerce uzunluktaki yolu aşarken, yolun sağında ve solunda 100'er metre aralıklarda duran çöp dolu torbalar gördüm. Yol döne döne iskan edilmemiş tepelerin arasından da geçtiği için, bu çöpleri yola kimlerin bıraktığını anlayamadım. Biraz sonra baktım ki, bu yolun iki yanında ağır ağır ilerleyen temizlik işçileri, geçen araçlardan fırlatılmış boş şişeleri, kutuları ve çöpleri toplayıp, torbalara dolduruyorlardı. Torbalar dolunca, bir çöp kamyonunun bunları alması için ağızlarını bağlayıp yol kenarına bırakıyorlardı. Daha sonra Yalıkavak Belediye Başkanı Mustafa Sarıhan'la görüşünce, bunun devamlı yapılan bir iş olduğunu anladım. Bodrum'a tatile gelenler araçlarından attıkları çöplerle, bu uzun yolu yaz boyu bir çöplüğe çeviriyorlardı. Ama yaz mevsiminde Bodrum'a büyük kentlerden sadece "Çöp adamlar" gelmiyor. Bodrum'un doğasının, ikliminin, tarihinin, coğrafyasının kıymetini bilen yüz binlerce insan, bu yarımadayı tam anlamı ile şenlendiriyor. Bodrum belediyeleri de onlara daha iyi hizmet vermek için bütün kış hazırlanıyor.
SÜPER MARKA "Bodrum" tıpkı "İstanbul" gibi Türkiye'nin dünyaya sunduğu süper marka haline, yerel yönetimlerin bu bilinci sayesinde geldi. Demokrasinin nasıl hizmet üretebileceğinin en iyi kanıtı yerel yönetimlerdir. Amerika'dan gelecek bir grubu bizim koylarda ve Yunan adalarında gezdirecek bir kaptan, aldığı teleksi gösterdi. Grup, New York Times'da okudukları için, turlarına önce Türkbükü'nü görerek başlamak istediklerini bildirmiş. Yalıkavak Belediye Başkanı Mustafa Sarıhan'ın yanında Ortakent'in Başkanı Mehmet Karadon'la, Gündoğan Belediye Başkanı İbrahim Bilgi'yle, Gümüşlük Başkanı Mehmet Ülküm'le de konuşup, sorunlarını dinledim. Bodrum Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte oldum. Örneğin yazın yoğunlaşan çöp sorunu var. Gündoğan, Bodrum, Yalıkavak ve Turgutreis'in çöpleri (Veya katı atıklar), dört açık alana dökülüyor. Eğer "Ankara" ile bitmez tükenmez temaslar bir sonuca ulaşırsa, bir merkezde toplanacak çöpler, bir fabrikada tasfiye edilebilecek. Aslında belediyeler de birer "Kamu kurumu"dur. Ama merkezi yönetimin kamu kurumları, belediyelerin gereksinmeleri konusunda yavaş davrandığı için, kamu kamuyu engelliyor. Herkes "Yetki benim" diye yarışırken hizmet yavaşlıyor. Belediye sınırları içindeki diğer kurumlara ait arazinin, kamu yararına kullanımı mümkün olamıyor. Ankara memurla kaynarken, yerel yönetimlere yeterli kadro verilmiyor. Bir arıtma tesisinin yapım izni Ankara'dan bir yılda zor çıkıyor. Örneğin Yalıkavak'ta şu anda inşaatı devam eden 2500 yapıyı denetlemek için biri mühendis, ikisi tekniker sadece üç personeli var belediyenin. Gümüşlük'te 2220 konut inşa halinde. Norm kadrolu bir fen memuru var. Ama geneliyle Bodrum bir "Başarı öyküsü"dür. Her turizm sezonunda Bodrum 700 milyon doların üzerinde turizm geliri üretiyor. Bunun yanında tekne ve özellikle "Gulet" yapımında büyük aşamalar var. Büyük kentlerde görülen gecekondulaşma veya kaçak yapı Bodrum'da yok. Kimse imar izni almadan inşaata başlayamıyor. Kamu arazisi ise güven altında ve kıyıların yüzde 80'i kamunun elinde. Eğer imar yetkisi Ankara'ya geçerse, bu araziler birilerine peşkeş çekilir ve Karada, Küdür gibi alanlar da iskana açılır mı diye endişe ediyor Bodrumlular. Sordum. Bodrum'da ev alıp yerleşen yabancılar giderek artmakta. Mesela Gümüşlük'te 348, Yalıkavak'ta 450 yabancı uyruklu Bodrumlu var. Bütün yaz Bodrum'dan haberler okudunuz gazetelerde. Şimdi Bodrum yine 8 aylık "Unutulma mevsimi"ne giriyor. Ama önümüzdeki yaz yine Bodrum'a gelecek yüz binlerce büyük kentli, buradaki yerel yönetimlerin bütün kışı çalışarak geçireceğini bilmelidir. Bodrum 20 yılda köysel bir tatil mekânı olmaktan bugünün büyük turizm merkezi olmaya geçti. Bununla, yerel yönetimleri, esnafı, tekne personelleri, konuksever halkıyla tüm Bodrumlular haklı olarak övünüyor.
|