CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ülkede yoksullukla birlikte yolsuzluğun da artmaya başladığını savunarak, ''AKP'nin örgüt kadrolarının, yolsuzluk konusunda Türkiye'ye öncülük yapmakta olduğunu görüyoruz. İş çığrından çıktı. Hısım, akraba, kardeş siyasetçilerin yakınları, devlet olanaklarını har vurup harman savuruyorlar'' dedi.
Konuşmasında ekonomik gelişmelere de değinen Baykal, geçen hafta mali piyasalarda bir kargaşa yaşandığını, bir derin çalkantının içinden geçildiğini savundu. Kurda çarpıcı bir yükseliş, faizlerde de 10 günlük sürede 2 puanlık bir artış yaşandığını kaydeden Baykal, bu değişimin borsaya da yansıdığını anlattı.
Deniz Baykal, şimdiye kadar ekonomiyle ilgili eleştirilerde bulunduklarında, ''Kur istikrarlı, enflasyon düşük bir düzeyde, faizler indi. Bu, ekonominin iyi gittiğini gösteriyor'' yanıtını aldıklarını kaydeden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şimdi birdenbire, en olumlu işlediği düşünülen mali piyasalar konusunda da ciddi soru işaretlerinin ortaya çıkmaya başladığını gördük. Bunun altında Türkiye'nin ekonomi politikası ve siyasetin içine sokulmakta olduğu yeni gerginlik ortamı, en belirleyici faktör konumundadır. Türkiye çok önemli bir dış ticaret açığı veriyor. AKP iktidara geldiği zaman 1,5 milyar dolar olan cari açık, şimdi 25.5 milyar dolara ulaştı. Yılın sonunda 30 milyar dolara ulaşacağı, açık biçimde görülüyor.''
Türkiye'ye giren sıcak paranın yatırımda kullanılmadığına dikkati çeken Baykal, bu paranın aslında ''sıcak para değil, turist para'' olduğunu söyledi. Gelinen noktada yatırımcıların ilgilerini Türkiye dışına yöneltmeye başladığını kaydeden Baykal, enflasyonun da 24 aydır yüzde 8 civarında bir noktada ''çakılıp kaldığını'' ifade etti.
Sıcak paranın Türkiye'den başka ülkelere yönelmesinde siyasetteki gelişmelerin de etkili olduğunu savunan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye birdenbire, siyaseti güven veren istikrarlı bir ülke olmaktan çıktı. Anayasal sistemimizin en temel konularında tereddütler ortaya çıkmaya başladı. Birdenbire laiklik tartışmaları kendini gösterdi. Cumhurbaşkanlığı tartışması gündeme oturdu. Gelecekle ilgili kutuplaşmalar ortaya çıktı. Geride bıraktığımız kısa sürede Türkiye'de 5 milyar doların üzerinde kaynak dışarıya çıkmıştır.
Bu tablo, maalesef çok kırılgan bir temel üzerinde götürülen kur politikasını derinden sarsmıştır. Yüzde 15 civarında bir kur farklılaşması olmuş, Türk Lirası'nın değeri, gerçek değerine doğru azalmaya başlamıştır. Bazıları 'kur düzeltmesi oldu' değerlendirmesi yapıyorlar. Elbette kurda bir düzeltme ihtiyacı vardı. Ama bu planlı, hazırlıklı bir kur düzeltmesi olmadığı için bunun sonucunda faizler de artmıştır. Bu bir kur düzeltmesi değildir Türkiye'deki sıcak paranın bir kısmının artık çıkma kararı alması sonucunda kurların ve faizlerin yükselmeye başlamasıdır. Bunu olumlu bir gelişme olarak değerlendirmek mümkün değildir.''
''SONBAHARA YÖNELİK KAYGILAR''
Türkiye'de enflasyonun kur politikasıyla düşürüldüğünü belirten Baykal, ''Bu etkilerin altında korkarım, kaygı duyuyorum, enflasyon yüzde 10'luk yani çift rakamlara doğru yükselecektir. Bu bir süreçtir, artık testi sızdırmaya başlamıştır'' dedi.
Baykal, sonbahara yönelik kaygıların önümüzdeki dönemde aşama aşama kendisini hissettirmeye başlamasının kaçınılmaz göründüğünü savundu. Dünya Bankası'nın açıkladığı Türkiye'ye ilişkin verilere dikkat çeken Baykal, en alttaki 7 milyonluk kesim 2000 yılında ulusal gelirden yüzde 2.3 oranında pay alırken, 2005 yılında bu rakamın yüzde2'ye düştüğüne dikkati çekti. Baykal, en üst gelir grubunun aldığı payın ise aynı dönemde yüzde 30.7'den yüzde 34.1'e yükseldiğine işaret ederek ''Yani AKP'nin uygulamaları sonucu zengin daha zengin, yoksul daha yoksul olmuştur'' dedi.
''TABANINDA ALİ DİBO, TAVANINDA DUBAİ KULELERİ
Ülkede yoksullukla birlikte yolsuzluğun da artığını savunan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''AKP'nin örgüt kadrolarının, yolsuzluk konusunda Türkiye'ye öncülük yapmakta olduğunu görüyoruz. Bütün illerde, ilçelerde maalesef bu doğrultuda çok çarpıcı uygulamaların, yeni yeni icatların ortaya çıktığını görüyoruz. Hatay'daki Ali Dibo uygulamasının, aile tezgahı kurarak kamu kaynaklarını ihaleleri paylaşmanın, Sinop'a, Karaman'a, Çorum'a, Bingöl'e yöneldiğini görüyoruz. İş çığrından çıktı.
Hısım, akraba, kardeş siyasetçilerin yakınları, devlet olanaklarını har vurup harman savuruyorlar. Yukarıda bilinen yolsuzluklar ortada. Şimdi onlara en yeni olarak Dubai Kuleleri eklendi.''
Baykal, İstanbul'da yapılacak Dubai Kuleleri ile ilgili olarak, AK Parti üst yönetiminin, Körfez ülkelerindeki bazı ailelerle yakın ilişkiler kurduğunun ve bunun sonucunda İstanbul'un en değerli arazilerin devredildiğinin ortaya çıktığını savundu. Baykal, devirden önce yüzde 3 olan imar inşaat oranının bir hamlede yüzde 5.3'e çıkarıldığını ileri sürdü.
Baykal, ''AKP'nin tabanında Ali Dibo var, tavanında ise Dubai Kuleleri, Galataport var'' dedi. Bu gelişmelerin yanı sıra sosyal devletin çözülmesi sürecinin de yaşandığını kaydeden Baykal, Cumhurbaşkanı tarafından Meclise iade edilen sosyal güvenlikle ilgili yasanın, hiçbir değişiklik yapılmadan aynen geri gönderileceğinin anlaşıldığını kaydederek, bu yasanın çıkması durumunda katkı payı ödemeden sağlık hizmeti alınamayacağını, prim ödeme gün sayısı 9 bine çıkarılacağı için emekliliğin fiilen olanaksız hale getirileceğini, bazı sağlık harcamalarının, tümüyle kapsam dışına çıkarılacağını anlattı.
Baykal, ayrıca küçük esnaf ve sanatkarın, tarım işçilerinin, bu yasanın kapsamı dışında tutulduğunu ve bu kesimlerin artık emekli olamayacağını savundu.