|
|
|
Ayrılalım dedim diye dövdü
Milletvekili Halil Ürün'ün dövdüğü eşi Esma Ürün ilk kez Sabah'a konuştu: 6 yıldır beni aldatıyordu.
İkinci eş onur kırıcı 35 yıllık evliyim ve 52 yaşındayım. Eşimin altı yıllık bir beraberliği var. İkinci kadın çok onur kırıcı bir şey. Ayrılmak istediğimi söyledim. Ya o ya ben, dedim. Dayak attı. Eskiden de sözlü şiddeti olurdu. Ama ayrılalım deyince fiziksel şiddete başvurdu.
Bu kez bardak taştı Ben kararımı verdim, geri dönmeyeceğim. Bu sefer bardak taştı. İkinci eş Allah'ın emri değil. Kadınlar sakın aldanmasın. Çalışıp kendilerini güvenceye alsınlar. Ezilmesinler. Ev kadınları sosyal güvenceleri olmadığı için şiddeti sineye çekiyor.
İkinci eşi sineye çekemem, dayağı kabul edemem
Eşimin 6 yıllık beraberliği var. Uzun zamandır seziyordum, sordum ama sürekli inkâr etti. 35 yıllık evliyiz. Daha önce elle kolla sözlü şiddet vardı. Ama ben "Düzelir" diyordum. İkinci kadın çok onur kırıcı. Sineye çekemedim. "Ya o, ya ben" dedim. Sonunda iş çığırından çıktı. Dayak olayı, ayrılmak istediğim için oldu. İkinci evlilik Allah’ın emri değil. Ruhsatı emir gibi kullanmaya çalışanlar var. Ben kararımı verdim. Geri dönmeyi düşünmüyorum..
AK Parti Konya Milletvekili Halil Ürün'ün aldattığı ve dövdüğü eşi Esma Ürün, günler süren sessizliğini SABAH'a bozdu. AK Parti'nin üst düzey yöneticilerinin, çiftin barışması için ısrar ettikleri ve konuşmaması için adeta koruma çemberine aldıkları Esma Hanım, çeşitli spekülasyonlara neden olan dayak olayının giz perdesini de kaldırdı. SABAH'ın duyurduğu olaydan sonra siyaset gündemine oturan ve dayak yiyen kadınların simgesi haline gelen 52 yaşındaki Esma Ürün, Ankara'da işlettiği lokantasında, 35 yıllık eşiyle geldikleri noktayı çekinmeden anlattı. İşte Esma Hanım'ın sözleri:
* KADINLAR EZİLİYOR: 35 yıllık evliyim ve 52 yaşındayım. Refah Partisi ve Fazilet Partisi döneminde, Kadın Kolları Başkanlığı yaptım. Hayatım, kadınların iş hayatına atılması için çalışmakla geçti. Eşimin Konya Belediye Başkanlığı döneminde kadınların ne kadar ezildiğini gördüm. O dönemde, yeni iş sahaları olsun diye, onların çalışmaları için büyük çaba sarf ettim. Ben, feminist bir kadın değilim. Ama, kadınlar mutlaka çalışmalı. Ben, çalışan kadın, hemen erkeğine karşı çıksın, 'para kazanıyorum' diye evliliklerini bozsunlar demiyorum. Ama, kadınların sosyal güvenceleri olmalı.
* ÖZGÜRLÜĞÜ TAHAYYÜL EDİN: Kadınlar, Türkiye'de eziliyor ve şiddete uğruyor. Sadece çalışanlar değil, ev kadınları da öyle. Ev kadınları, sosyal güvenceleri olmadığı için sineye çekiyor. Aile içinde zulüm görmüş ama, ayıp, günah, elalem ne der diye sineye çekiyorlar. Birçok ailede bu var. Ama İslam dini kadınlara çok geniş özgürlükler vermiştir. İslam dini, kadınlara özgürlük ve hürriyet konusunda bir çerçeve çizmiştir. Elbette, bizim dinimizdeki kadar, hiçbir dinde özgürlük yoktur. Öyle bir din ki; çocukları emzirme ve ev temizleme konusunda bile zorunluluk kılmaz. Artık özgürlüğü siz tahayyül edin.
* ALLAH'IN EMRİ DEĞİL: İkinci evlilik, Allah'ın bir emri değil. Allah'ın verdiği böyle bir emir yok. İslam dininde, kadının bir rahatsızlığı olursa, bir eksiklik olursa, bir sakatlık varsa, ortada bir savaş varsa, zaruret varsa, o dakadınları savunduğu için, mağdur olmamaları için verilmiş. Ama, bir kez daha kadınlara sesleniyorum: Allah'ın böyle bir emri yok. Kadınlar, böyle bir emir var, diyene inanmasın.
* NİKÂH İLAN EDİLİR: Sadece, kadınları korumak amaçlı ruhsatı, emir diye kullanmaya kalkanlar ve buna inandırmaya çalışanlar var. Ben, İslam dini ve hukukunu iyi bilirim. Biz, Müslüman toplumuz. Kadınlar, hukuki haklarını sonuna kadar savunmalıdır. İkinci evlilik, dini nikah gerektirir. Yani, aleniyet gerektirir. İlan edilmesi gereken bir durum.
* İŞ ÇIĞIRINDAN ÇIKTI: Ben, sineye çekmedim. İş çığırından çıktı. Medeni insan gibi yollarımızı ayıralım, dedim. İş şiddete döküldü. Bir takım olumsuzluklar uzun zamandır var. Hoş şeyler olmadı. Siyasi olarak bir yere gelmiş insan.Yıllarca olayları içimde halletmeye çalıştım. Ama, olmadı. Biz 35 yıllık evliyiz. Çok küçük yaşta evlendim. Zaman zaman ufak tefek şeyler, dayak boyutunda değil, ama sözlü oluyordu. Ancak, hayatını bir başkasıyla paylaşması devreye girdi. Bunu uzun zamandır seziyordum. Sürekli inkar etti. Kesinlikle böyle bir şey olmaz, dedi. Son 5-6 yıllık olay.
* GERİYE DÖNÜŞ YOK: Daha önce dayak olayı yoktu. El kol hareketleriyle sözlü şiddet vardı. Ama, düzelir geçer, dedim. Ama, bu ikinci kadın olayında, ben ona bu işi çözelim, dedim. Dayak olayı benim evliliği bitirme konusundaki kararlığımdan. 'Ya ben, ya o' dedim. Ve, böyle devam edemeyeceğimizi söyledim. Ayrılmak istediğimi söyledim. Yollarımızı ayrılalım, dedim. Bunu söylediğim için dayak attı. Ama ikinci eş, çok onur kırıcı. Eskiden de, eşimin sözlü şiddeti olurdu. Ama fiziksel şiddet, ayrılmak istememden oldu. Ben kararımı verdim. Geri dönmeyi düşünmüyorum. Bu sefer bardak taştı.
* MESAJ VERMEK İSTEDİM: Böyle bir şeyi hak etmedim. 35 yıl boyunca desteğimi esirgemedim. Ben, bunları anlatmak istemezdim, ama kadınlara mesaj vermek istedim. Ben, torunlarıma bakıp oturabilirdim. Çalışmak lazım. Kadınların çalışması lazım.
HÜLYA KARABAĞLI - ANKARA
|