Derviş: Sizleri özleyeceğim hiç aklıma gelmezdi!
Samimi bir itiraftı. New York'ta Kemal Derviş'le bir akşam yemeğinde buluştuğumuzda, gerçekten de onun biz gazetecileri özlediği aşikârdı. Oysa Derviş sanırım bizleri hiç özleyeceğini düşünmemişti. Çünkü ne de olsa 'kurtarıcı' olarak Türkiye'ye adım attığı gün büyük bir basın ordusuyla karşılaşmış, ardından 24 saati gazeteciler tarafından izlenmeye başlanmış, şortla yürüyüş yapmasından, simit yemesine kadar attığı her adım haber olmuştu. Anlayacağınız basının ilgisine doymuştu ama sanırım aradan zaman geçince bizleri özlemeye başladı... Nitekim kendisi bile buna şaşırdı ve akşam yemeği tam da bu itirafla başladı. Kemal Derviş, bir Güney Afrika'da, bir Latin Amerika'da, bir Hindistan'da bir Paris'te dolaşıp duruyor. Birleşmiş Milletler'de çalışan gazetecilerin ise Derviş'ten yana pek bir sıkıntılı olduğu anlaşılıyor. Çünkü, bir önceki başkanın medyaya sürekli olarak haber verdiğini, oysa Kemal Derviş'in mümkün olan tüm fırsatları konuşmamak için kullandığını öğreniyoruz. Ona Türkiye deneyimi yetmiş de artmıştı çünkü. Hatırlayın, kaldığı Hilton Oteli'nin önüne gazeteciler adeta kamp kurmuştu. Derviş'de arka kapıları kullanarak kaçmak konusunda uzmanlaşmıştı. Nereden bilsin, BM'deki meslektaşlarımız tüm bunları... Kemal Derviş, yemekte yine de temkini elden bırakmadı. 'Arkadaşlar sohbet ediyoruz, yazılmasın lütfen' diye uyarıda bulundu ve teyp çalıştırmamızı istemedi. Bizlerin yolu New York'a, Bülent Eczacıbaşı'nın özel daveti nedeniyle düştü. Ayrıntılarını geçtiğimiz cuma günü yazmıştım. Özetle, yoksulluğun azaltılması ve Binyıl Kalkınma Hedefleri'ne ulaşmada gösterdiği performans nedeniyle Eczacıbaşı şirketlerinden İpek Kâğıt, Birleşmiş Milletler'den bir ödül aldı. Bizler de ödül töreninden bir gün önce, Kemal Derviş ile bir İtalyan restoranında buluştuk. Seçilen restoran, New York'un ünlü mekanlarından biri olmasına rağmen, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı koltuğunda oturan ve New York'ta yaşayan Derviş'in bu restoranı bilmediğini öğrenince şaşırdım. Ama Derviş'in eski dostlarından Bülent Eczacıbaşı hiç şaşırmadı: 'Eminim başka restoranları da bilmiyordur. O kadar çok çalışıyor ki...'
İnce ayardan yana! Biraz da Kemal Derviş ile sohbetten çıkardığım izlenimleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Derviş, Latin Amerika ülkelerine yaptığı son seyahatten çok etkilenmiş. Türkiye'nin bu ülkelere olan benzerliğine bizzat tanık olunca, ileride bu gözlemleri bir kitaba dönüştürmeye karar vermiş. O akşam karşımızda Türkiye'deki son 45 yılda yaşanan gelişmeleri çok olumlu değerlendiren bir iktisatçı vardı. Tabii bu arada sıcak paradan korktuğunu yineleyen, ince ayardan yana olduğunu saklamayan, 'Pazar her şeyi halleder' felsefesine inanmadığını vurgulayan bir iktisatçı. Aynı zamanda, kurdaki olası düzeltmelerin kriz anlamına gelmeyeceğini önemle vurgulayan ve cari açık konusunda ise şöyle düşünen bir iktisatçı: 'Cari açıktan şikayet edenlere peki öneriniz nedir diyebilirler. Haklı bir soru. Yakınmak kolay. Ama kısa sürede bir öneri ortaya atmak çok zor.' Birleşmiş Milletler, 2015 yılında dünyadaki yoksulluğu yarı yarıya azaltmak gibi ciddi bir hedef koymuştu önüne. Kemal Derviş, şu anda UNDP'de 4 milyar dolarlık bir fonu yönetiyor ve yoksulluğun azaltılması için geliştirilen projeleri seçiyor. Ama bir yandan da Türkiye'ye bakmayı ihmal etmiyor.
|