Bilkent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Erinç Yeldan, tasarruf açısından en sağlam kararın dövizi finansal yatırım olarak görmekten vazgeçerek, ulusal parada karar kılmak olduğunu söyledi.
Bilkent Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Erinç Yeldan, uluslararası finans piyasalarında bir takım karar değişikleri olduğunu belirterek, Türkiye'nin de buna adapte olmaya çalıştığını bildirdi.
Prof. Dr. Yeldan, ancak bu gelişmeler karşısında döviz kurunun ''alıp başını sıçraması''nın, piyasa dengelerinin kısa dönemli gelişmelere, sürü içgüdüsüne dayalı, siyasi ve iktisadi dedikodulara duyarlı hale geldiğini gösterdiğini söyledi.
Son günlerdeki piyasalardaki hareketliliği değerlendiren Yeldan, reel istikrar göstergeleri açısından böyle bir finansal çözülüşü açıklayacak hiç bir değişkenin olmadığını belirtti.
Borsa ve döviz kurlarındaki gelişmeleri ''Nisan ayı enflasyonun öngörülenden yüksek çıkması, cari işlemler açığının aratarak devam etmesi, ABD'deki faiz oranının yükseltilmesi, Avrupa, Japonya'da merkez bankalarının faiz oranlarını yükseltme sinyalleri vermesi ve Cumhurbaşkanı'nın Sosyal Güvenlik Yasası'nı bazı maddelerini yeniden görüşülmek üzere geri göndermesi'' gibi görünen nedenlere bağlamamak gerektiğini ifade eden Yeldan, şöyle konuştu:
''Bunları teker teker ele aldığınız vakit bunların hiç biri öngörülmeyen veya bütün tahminlerini yanıtlatan bir tablo değil. Nisan ayı enflasyonu yüksek çıkmış olabilir ama yine öngörülenin çok üstündeki çıkan imalat sanayi, üretim, büyüme hızı gibi olumlu sinyaller var. Sosyal güvenlik yasa tasarı da Cumhurbaşkanı'nın ilk veto ettiği yasa değil.
Türkiye gibi finans piyasaları genç, sığ ve deneyimsiz, manüpülasyona açık olan bu tür ekonomilerde, uluslararası finans piyasasının kısa dönemli, finansal getiri hesaplarına dayalı kararları ile sermaye hareketlerindeki yer değiştirmeler, finansal getiri oranlarında, borsada faiz oranlarında döviz kurlarında çok büyük değişiklere yol açabiliyor.''
Yeldan, döviz kurlarında eski rakamlara dönülse bile eskisinden daha fazla oynak, aşırı duyarlı kur rejimine yaz aylarına girilecek gibi göründüğünü ifade ederek, yeni bir ekonomik krizin çıkabileceği yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
''Kriz olsa bile, bizim alışık olduğumuz bankacılık sisteminin iyi regüle edilememesinden kaynaklanan 2001 yılı finansal krizi yerine, şirket borçlarının ödenememesi, şirket iflasları, hane halkı kredi borçlarının ödenememesi, şirketin açık pozisyonundan kaynaklanan yeni bir tip krizle karşı karşıya kalabiliriz.''
DENETİMSİZ, FİNANSAL SERMAYE HAREKETLERİ
Denetimsiz, dışa açık ve finansal sermaye hareketlerine duyarlı ekonomilerde faiz, borsa endeksleri, döviz kurlarının düzeyini hesaplamak, bunun ne yöne gideceğini tahmin etmenin olanaksız hale geldiğine dikkat çeken Yeldan, tasarruf açısından en sağlam kararın da dövizi finansal yatırım olarak görmekten vazgeçerek, ulusal parada karar kılmak olduğunu söyledi.
Bu arada, döviz kurlarındaki artışın ihracatçıyı çok büyük bir fayda sağlamayacağına işaret eden Yeldan, ''artık öngörülemeyen hareketler başladı, döviz kurlarında ihracatçılar açısından ucuz, öngörülebilen bir döviz kuru yerine, bugün pahalı yarın ucuz oynak döviz kuru hiç bir zaman daha sağlıklı değildir'' dedi.