| |
|
|
Sevgiyi anlamayanlar
Dün Anneannemin ardından onu anlatan bir yazı yazdım. Ülkesini, Bayrağını, Atatürk'ü nasıl sevdiğini ama aynı zamanda dinine bağlı olduğunu anlattım. Binlerce mail ve faks yollayıp başsağlığı dileyen okur dostlarıma teşekkür ediyorum. Ama onca mesajın içinde biri vardı ki, bu ülkede işimizin zor olduğunu gösterdi. İnsan demeye dilimin varmadığı, hak ettiği hitabı ise burada kullanamadığım kişi şöyle diyor: "Nedir bu Atatürk sevginiz. Sanki tapıyorsunuz. Onu o kadar seviyorsunuz ki, kalbinizde dine, imana, Allah sevgisine yer kalmıyor." Ve bir sürü hakaret diziyor. Ve haliyle altında ne bir isim, ne bir mail adresi. Kimliğinden, varlığından bile utanan bir "şerefsiz." Behey, insan olmayan yaratık! Bu mudur sen ve senin gibilerin o yazıdan anladığı... İnsan yüreğinin sevgiyle doldukça büyüdüğünü, her sevginin kalpte yer daraltmadığını, tam aksine yüreği büyüttüğünü anlamayacak kadar insanlıktan nasipsiz misiniz! Bir sevginin, diğer bir sevgiye rakip değil dost olabildiğini anlamadan sen Allah'ı sevdiğini söylesen de, Allah seni sevmez.
|