Karışık işler
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 5 sürekli üyesinin İran'a karşı ortak tutum belirlemek için Paris'te toplandıkları saatlerde, Tahran rejiminin Dışişleri Bakanı Manuşehr Mottaki bombayı patlattı: "Rusya ve Çin bize Güvenlik Konseyi'nde yaptırım kararı alınmasını önleyecekleri güvencesi verdiler." Anlamı: İran'ı nükleer faaliyetlerini durdurmaya zorlamak için BM'den ne askeri operasyona onay çıkacak, ne de ekonomik ablukaya ya da tecrite. Çünkü bu veya benzeri yaptırımlar için Güvenlik Konseyi'nin sürekli üyelerinin onayı gerekiyor. Mottaki'nin açıklaması, Rusya ve Çin'in veto haklarını kullanacaklarını gösteriyor. Bu durumda ABD'nin önünde iki seçenek olacak: Ya İran'a saldırmak ya da rejimi karıştırmak. Gerçi Başkan Bush'un gözü kara ama yine de askeri seçenek bugünkü koşullarda imkansız denecek kadar güç. Rusya ve Çin'in yanı sıra AB, hatta ABD kamuoyu da operasyona karşı çıkıyor. Beyaz Saray'ın elinde kala kala İran rejiminin altını oymak kalıyor. Bunun için rejim muhaliflerine ve "direnişçiler"e sıkı sıkıya sarılmak zorunda. Kim onlar? 1-Halkın Mücahitleri Örgütü, 2-PJAK, yani Özgür Yaşam Partisi. Sorularımıza devam edelim. PJAK ne? PKK'nın İran'ın Kürt bölgesinde kurduğu parti. Aylardır ülkenin batısında, Türkiye ve Irak sınırlarına yakın kesimde İran güçleriyle çatışıyor. Militanları genellikle Irak'ta üsleniyor: SalmasMaku, Bradost, Hacı Umran'da kampları var. Tıpkı Güneydoğu'da silahlı eylem yapan, pusu kuran, mayın döşeyen PKK'lıların Kandil Dağı'ndaki, Zaho'daki kampları gibi. Kısacası "ilginç" bir tabloyla karşı karşıyayız: ABD, Türkiye'nin PKK'ya karşı mücadelesine destek veriyor. Ama aynı ABD, İran'daki mücadelesinde PKK'ya yardım ediyor. Hiç değilse el altından! Bölgedeki faaliyetleri "Echelon" sistemiyle izleyen ABD, bir yandan Türkiye'ye PKK'yla ilgili istihbarat aktarıyor, bir yandan da PKK'ya İran'la ilgili bilgi ulaştırıyor! O nedenle İran bölge halkına "PJAK da en az ABD kadar tehlikeli" uyarısında bulunup, korucu olmaya çağırıyor. ABD de, Dışişleri Sözcüsü Sean McCormack'ın ağzından bir kez daha ifade ettiği gibi, İran ordusunun PKK'nın Irak'taki kamplarını bombalamasına müthiş içerliyor.
NATO'nun terör listesi İlginçlikler bu kadar değil. "Transatlantik ilişkileri" üstüne düzenlenen toplantıları izlemek için gittiğimiz Brüksel'de NATO ana karargahındaki Türk askeri temsilcileriyle de görüşme fırsatı bulduk. "NATO'nun terör örgütleri listesinin güncelleştirilmesi" konusunda bir gelişme olup olmadığını sorduk. "Yok" dediler, "Kilitlenme sürüyor." NATO. "Kırmızı Kitap" diye ifade edilen 2003'te düzenlenmiş terör listesini geçen yıl yenilemeye kalktı ve birçok örgütü çıkardı. Daha doğrusu listeyi tek örgüte indirdi: "El Kaide ve bağlantıları." Bu da PKK'nın NATO'nun ilgi alanından çıkması anlamına geliyordu. Gerekçe: "PKK uluslararası tehdit değil, Türkiye'nin iç sorunu. Tıpkı İRA ve ETA gibi." Tabii bu savunma "Siz de İngiltere ve İspanya'nın yolundan gidin" iması da içeriyor. Bereket kararlarda oybirliği koşulu olduğu için, Türkiye'nin vetosu nedeniyle yeni liste yürürlüğe giremiyor, PKK'yı da kapsayan 2003 tarihli "Kırmızı Kitap" geçerliliğini koruyor. Her ne kadar sadece sembolik anlam taşısa da. Meclis Adalet Komisyonu'nda dün "Yabancı ülkeler terör örgütleri konusunda samimi değil" diyen Adalet Bakanı Cemil Çiçek haklı. PKK ile mücadelede dostlarımızdan bize fayda yok.
|