Defilede, en önde bir çarşaflı
Başka derdimiz kalmadı. Varsa yoksa türban. Türban sorunu çözülse, sanırsınız Türkiye kurtulacak. Çözümünü canı gönülden istememe rağmen umutsuzum. Umutsuzum çünkü türban sorunu çözülürse konuşacak bir şey kalmayacak. O zaman meydanlarda bu hükümete iş, aş sorulacak... İsterler mi? Suçu başkasının üstüne atmak kolay. "Yaptırmıyorlar" demek basit. Demirel yılların kurt politikacısı. Ne zaman konuşacağını iyi hesaplıyor. Yine o değil miydi "Köşk'te türban" tartışmasını başlatan? Ama aynı Demirel üniversite gençlerine seslenirken "Dinini bilen insanlardan memlekete ne zarar gelir" diyordu. "İmam hatipler imam yetiştirsin diye değil, dinini bilen avukat, doktor yetişsin diye açıldı" cümlesinden sonra büyük alkış kopmuştu. Nasıl ama? Özgürlükçü değil mi? O zaman alkış tutanlar şimdi yuhalıyor. Niye? "Başı bağlı okumak istiyorsan Arabistan'a git" dedi diye. Şimdi kenara çekilecek. Attığı taşın ortalığı nasıl bulandırdığına bakacak. Biz de başa döneceğiz.
Gün geçtikçe ilginç bir millet oluyoruz. Kapkaççılar Swissotel'de kendilerine düğün yapıyor. Polis de bir alem. Bir kadın polis yanındaki suçlunun gelinliğinin kuyruğunu tutarak yürüyor fotoğrafta. Neymiş efendim, çıkartmak istememiş. Bacaklar ortada. Topuklu ayakkabıların üzerinde zor bela yürüyen geline eşlik eden polis, sanırsınız düğün alayının görevlisi. Sonra, Anavatan Genel Başkanı, PKK için "Gerilla" diyor ama çıt çıkmıyor. Sahi biz onlara terörist demiyor muyduk? Tekbir Giyim bir defile düzenliyor. Ne şaşaa ne şaşaa... İzleyenler arasında çarşaflılar. Bildiğiniz siyah çarşaf. Sadece burnu gözüken bir kadın en önde oturmuş mankenleri alkışlıyor. Rahatsızım. Çünkü hiçbir kadının, "Aman, ne hoş, hadi çarşaf giyelim" diyerek o siyah örtünün altına girdiğini zannetmiyorum. Kimse zihniyeti sorgulamıyor. Olan biten yine kadının suçu. Varsa yoksa türbana takılmışız. Neden? Hükümet yüzünden. Verdiysen bir söz, çözeceksin. Yoksa birileri sürekli kaşır.
|