kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Kirca @ SABAH
 

Ceviz ağacı...

Evet, doğrusu budur:
"Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda..."
Ben de bu şiiri buraya yeniden yazmaya ve "şair" den özür dilemeye mecbur olan biriyim, okuyucu da bunun farkında.
Önceki gün, bu köşede yer alan yazının ana teması "çınar ağacı" olunca ve hayata dair kimi felsefeleri çınar ağacının yamacından bakarak yargılamaya kalkınca... Fikri de "firar" ediveriyor işte insanın. Çınara dönüşüveriyor her şey aklında.
Nazım'dan ilk ezber yaptığımız şiir, kırk yıldır terennüm ettiğimiz dizeler, Cem Karaca'nın ezgileriyle söylediğimiz "o" şarkı;
"Ceviz Ağacı" da, kalkıp Gülhane Parkı'nda çınar ağacı oluveriyor bir zihin kaçkınlığında...
Cezası şudur: Yazıyı yazan "çınar ağacı" gibi yerinde duramaz artık.
Kalkar Gülhane Parkı'na gider. O "ceviz ağacı" nı bulmaya çalışır ağaçlar arasında...
Ki yaşıyordur mutlaka.
Şimdi bahardır zaten ve cevizler yeşerip ele gelmektedir filizlerinden.
Ve zaten... Herkes "farkındadır" ki Gülhane Parkı'nda.
Şair yarım asırdır orada yaşamaktadır.


"Şair"
in bir de "çınar"ı yok mudur peki hasret şiirlerinde? Olmaz mı? Memleket hasretini "ceviz" le mi döktüğü sanılır yalnızca ak kağıda? Ya ölümden sonrası? Ya ölümden sonra "memlekete kavuşma" nın mısralara dökülmüş acısı?
"Anadolu'da,
Bir köy mezarlığına gömün beni...
Ve de uyarına gelirse
Tepemde de bir çınar olursa...
Taş maş da istemez hani..."
Tek istediği... Bir çınar gölgesi yalnızca...


Cevizi "çınar" yapan, bu hasret acısından aklımıza takılandı, belki de...
Hele de son günlerde... Keşke tek "yanlışlık" bizimkisi olsa şaire yapılan.
"Dil" iki anlama gelir şiirlerin, şarkıların ruhunda, bilirsiniz: İlki en yaygın şeklidir ve diyelim ki, bizimki bu anlamda işlenmiş bir "dil sürçmesi" dir.
Lakin...
İkinci anlamı "gönül" dür ki...
Memlekete hasret gitmiş şairin vasiyetine sırt çevirmek; galiba asıl "dil sürçmesi" dir.
"Gönül sürçmesi" dir yani...
Onu nasıl ödeyeceğiz şimdi? Kırık satırları onarmak kolaydır neticede...
Kırık gönüllere ne yapacağız peki?


Çınarlara dair bir şeyler söylemeye çalışırken, "vesile" oldu işte, andık şairi de...
Yeri gelmişken şunu da söyleyelim o zaman: Son günlerde futbol dünyasının; küfürlü, şiddetli, döner bıçaklı "âlem" inden "aydınlık bir çığlık" gibi duyuldu o dizeler:
"Çocuklar inanın, inanın çocuklar... Güzel günler göreceğiz; güneşli günler!"
Daha da şaşırtıcı olanı; iki rakip takımın, Beşiktaş'ın ve Fenerbahçe'nin taraftarları paylaşamadılar Nazım'ın "gelecek, güzel günler" e dair ümidi haykıran o sözlerini...
Başarı yolculuklarının şarkısına çevirdiler.
Paylaşamasınlar, ne güzel! Bir o söylesin; bir beriki... Bu gece de öyle olacak, besbelli! Ne güzel!
Hatta, yeri gelince -ki gelecektir-; bizimkiler de benimsesinler bu inanç türküsünü.
Bütün tribünlerin başarı yolculuklarının sesi olsun; ne olur ki! İçine, kırıcı, küfürlü başka sözcükler filan da eklenmesin ama...
Saygıda kusur edilmesin "yazan" ın duygularına!
İlk "o" keşfetmiş; hayır asıl "öteki" milyonlara mal etmiş. Ne fark eder! En çok da hep bir ağızdan söylensin "sınır ötesi" seferlerinde! Bütün içtenliğimizle bu inanç şarkısını tribünlere taşıyanları ve taşıyacak olanları kutlayalım, ama...
Ama...
Şunu da söyleyelim:
Şimdi her "vurduğu yerden ses getiren" kulüplerimizin ve taraftarlarımızın da bir "gönül borcu" olmasın mı; ümid şarkısıyla onları coşturan şaire?
Hani şu vasiyet? Şu çınar ağacı?
Hani şu kırk yıllık "gönül sürçmesi!"
Başka ne diyelim?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Çınar olmak...   / 01-05-2006
 Beş kala!   / 28-04-2006
 Ada vapuru...   / 26-04-2006
 Gurbet bizim içimizde...   / 24-04-2006
 Ne yazsan olmaz!   / 21-04-2006
 Gurbetin çocukları...   / 19-04-2006
 Yurttaşlık bilgisi...   / 17-04-2006
 Mağdur olmanın dayanılmaz çekiciliği!   / 14-04-2006
 Kırk üç buçuk!   / 12-04-2006
 Yalnızlığın kıskacında!   / 07-04-2006
ALİ KIRCA
Ceviz ağacı...
Evet, doğrusu budur:
"Ben bir...
YILMAZ ÖZDİL
Test...
536 imam hatip...
ERGUN BABAHAN
Demirel: Rejim sıkıntısı değil artan kaygılar...
MEHMET BARLAS
"Dediğim dedik, çaldığım düdük" modeli...
Jivkov...
BALÇİÇEK PAMİR
Defilede, en önde bir çarşaflı
Başka derdimiz...
UMUR TALU
Ufacık tefecik
Önceki gün, hayatın bir tarafından...
FATİH ALTAYLI
Türban seçim sinyalidir
Süleyman Demirel'in...
ERDAL ŞAFAK
Karışık işler
Birleşmiş Milletler Güvenlik...
Bir milyon göçmeni üç DJ sokağa döktü
Meksika sınırına duvar örülmesini öngören, ülkedeki 12 milyon göçmeni...
'Ya sev ya terk et' diyerek geri döndü
Türk düşmanı sağcı lider Le Pen, Fransa'da cumhurbaşkanlığı için...
Yıldırım derbisi
Yıldırım derbisi
Bugün İzmir'deki kupa finalinde F.Bahçe 23, Beşiktaş 8 yıllık...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu