|
|
|
|
|
|
'Rakı adabıyla içilir'
-Bir 70'lik içmek reva mıdır, yoksa bir kadehte durmak mı gerekir? -Aslında ikisi de yanlış. İnsan vücudu alkolü çeşitli şekillerde vücuttan atar. Bu ya terle olur, ya nefes alıp vererek ya da idrar vasıtasıyla. Vücudunuza bir anda alkol yüklemesi yaparsanız bunu kaldıramaz ve alkolü atamadığı için de çabuk iflas eder. Rakıyı uzun zaman dilimlerine yayarsanız, muhabbeti de o kadar uzun olur. Çünkü rakıyı doya doya, zamana yayarak içtiğiniz zaman dünyanın en güzel içkisidir. Hızlı içecekse adam rakıyı bir daha içmesin zaten. Amacım rakının adabıyla kültürüyle içilmesini sağlamak.
-Ya kavun ve peynir? -Yaz aylarında tabii ki. Kavun yaz meyvesi, ama rakı serüveni 12 ay sürüyor. Eskiden, küçükken çalıştığım meyhane de dahil olmak üzere, mekanların tavanlarında ağ olurdu. Müşteriler kavunları oradan uzanır alırdı. Ya da kilerde samanlar arasında saklanırdı yazdan kalma kavunlar. Yaz kış bulunurdu kavun. Ama kış aylarında iyi kavun bulmak zor artık.
-Rakı için birkaç ip ucu verebilir misiniz? -Zeytinyağı. Koyu bir tas cacık da olur, üzerinde bol sızma zeytinyağı ile. Rakının Anadolu'da ilk ortaya çıktığı 16. yüzyılda da, 19. yüzyılın sonlarında da rakı sofralarının değişmez başlangıcıdır zeytinyağı. O zamanlar rakı sofrasına oturmadan önce bir kaşık zeytinyağı içilirmiş. Çünkü rakıdan önce içilen zeytinyağı mide mukozasını kaplar ve böylece vücut rakıya hazır olur. Vücudunuzu antrene etmezseniz, uzun süreli rakı sohbetleri de hayal olur. Bir de rakıyı bire bir ölçüde içmek gerekir bence. Eskiden masaya bir şiye rakı koyarlarsa, bir de boş şişe koyup rakıyı ikiye böldükten sonra her iki şiyeye de aynı oranda su eklenirmiş. Herkes aynı rakıyı içsin diye. Geo Dergisi'nin nisan sayısından alınmıştır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|