|
|
|
|
|
Türban büyük sorun Kutuplaşma başladı
|
|
Hükümet üyeleri, hatta Başbakan bile zaman zaman "türban bizim içimizde sorun olduğu kadar yurtdışında sorun değil" mesajı veriyor. Doğru mu sizce? -Ben buna katılmıyorum. Biz kendi içimizde çatışma yarattıkça bu yabancılar için büyük bir sorun. O kadar çok önyargımız var ki kimse karşı tarafa sahip çıkmıyor. Türkiye'de "Senden benden" diye iki kutup oluştu. İdeolojik tartışmalar bu iki kutup arasında gidip geliyor. "Benden olana iş veririm, benden olana imkan veririm" başlıyor. Afedersiniz tuvaletine göre bile insanları belli
kategoriler içine koyuyoruz. Alaturka mı, alafranga mı?
Rengini belli etmek hikâyesi yani. -Evet. Tarihimizden, coğrafyamızdan devraldığımız bir durum bu. Bu nedenle hâlâ kendi kimliğimizi tanımlayıp ortaya çıkarmakta zorlanıyoruz.
Demin "Senden benden hikâyesi" dediniz. Hükümetin kadrolaşmasından mı bahsediyorsunuz? -Herkesin kendi anlaşacağı, kendi beğendiği insanları seçmesini ben normal karşılıyorum. Yöneticiler kendi istedikleri kişileri seçmezse iyi yönetemez. Ama "İş sendensin, bendensin şeklinde bir kadrolaşmaya dönüşürse, bu tehlikeli" diyorum.
Bir liderlik konferansında yaptığınız bir konuşmayı hatırlıyorum. "Çok konuşan lider tehlikelidir. Demirel en tehlikeli liderlerden biridir" demiştiniz. -Demirel'in adını anmadan bu konuya girelim isterseniz (Gülüyor). Güzel konuşan liderler tehlikeli olabilir. İkna yeteneğine sahip her lider iyi olacak diye bir şey yok. İyi konuşan kendisini istediği gibi takdim edebiliyor. Oysa takdim ettiği bir görüntüden ibaret. Daha da ileri gideceğim, iyi konuşanlar etraflarını öylesine etkiliyor ki... Etrafındakiler bu adam nasılsa her şeyi biliyor diye müdahale etmiyor. Bu durum tehlikeli tabii. Siyasi hayatımız bu tarz örneklerle dolu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|