Başçı, cari açığın özel kesim ağırlıklı yatırım harcamalarındaki artıştan kaynaklandığını belirtti.
Merkez Bankası Başkan Vekili Erdem Başçı, yılın ilk çeyreğinde enflasyon oranlarının geçici olarak bir miktar yukarı doğru hareket gösterse de ikinci çeyrekten itibaren düşmeye başlayacağını söyledi.
Merkez Bankası'nın Olağan Genel Kurulu'nda konuşan Başçı, büyüme, enflasyon, istihdam, mali disiplin, para ve kur politikasındaki gelişmeler ile geleceğe yönelik beklentileri anlattı.
Başçı, temel para politikası aracı olan kısa vadeli faiz oranlarının izleyeceği seyirle ilgili olarak farklı senaryolar altında üretilen tahminlere
göre, fiyat istikrarı konusundaki kazanımların 2006 ve 2007 yılında devam edeceğinin öngörüldüğünü kaydetti.
Enflasyon tahminlerinden sapmaya olabilecek genellikle dış kaynaklı risklerin de mevcut olduğuna işaret eden Başçı, bunları şöyle sıraladı:
"Petrol fiyatlarının mevcut düzeylerinin çok üzerine çıkarak 2005 yılı boyunca sınırlı kalan ikincil etkilerinin ortaya çıkmaya başlaması, uluslararası likidite koşullarındaki gelişmeler gibi risk primlerinde ve döviz kurlarında oynaklığa yol açabilecek gelişmeler, hizmet enflasyonundaki katılık, tarım ürünleri fiyatlarındaki dalgalanmalar, enerji ve emtia fiyatları, dolaylı vergi ayarlamaları ve kamu mal ve hizmet fiyat artışları gibi para politikasının kontrolü dışındaki gelişmeler."
Başçı, bu risklerin enflasyonda sapmaya yol açması durumunda, Merkez Bankası'nın enflasyon hedeflemesi rejimi çerçevesinde bunun nedenlerini, para politikası tepkisinin ne olacağını ve enflasyonun ne kadar zaman içinde hedefe yakınsayağını açıklayacağını anımsattı.
Başçı, son 4 yılda Türk ekonomisinin bir kriz ortamından çıkarak bugünkü yüksek büyüme performası, tek haneli enflasyon ve sürdürülebilir borç dinamiklerinin yakalandığını, bir bütün olarak finansal ve ekonomik istikrarın sağlandığını ve buna bağlı olarak tüm ekonomik birimlerin güven duyduğu bir ekonomi haline geldiğini ifade etti.
Başçı, Merkez Bankası'nın bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra atacağı her adımın, fiyat istikrarına giden yolda başarıyı pekiştirici yönde olacağını da vurguladı.
CARİ AÇIK VE FİNANSMANI
Başçı, son dönemde üzerinde en fazla tartışılan ve yüksek seyreden cari açık konusuna değinirken, açığın ulusal tasarruflardaki bir azalmadan değil, özel kesim ağırlıklı yatırım harcamalarındaki artıştan kaynaklandığını söyledi.
Son iki yılda cari açığın artmasına katkıda bulunan bir diğer unsurun da artan petrol fiyatları olduğunu vurgulayan Başçı, ham petrol, doğalgaz ve kömürden oluşan enerji fiyatlarındaki artışın cari açığa katkısının 2005'te, gayri safi milli hasılanın (GSMH) yaklaşık yüzde 1.4'ü seviyesinde gerçekleştiğini söyledi.
Cari işlemler açığı 2005 yılında 23.09 milyar dolarla GSMH'nın yaklaşık yüzde 6.4'üne denk geldi. 2006 açığı için hükümetin tahmini yılbaşında 22 milyar dolar olarak açıklanırken, ekonomistler 30 milyar dolara kadar çıkabileceğini öngörüyorlar. İlk iki aydaki açık 5.92 milyar dolarla 2004'ün aynı dönemine göre yüzde 58.6 arttı.
Başçı, cari açığın finansmanında özellikle 2003 yılından itibaren kamunun katkısı azalırken özel sektörün katkısının hızla arttığının gözlendiğini belirterek, "Ayrıca kısa vadeli borçlanmalardaki azalma eğiliminin yanı sıra doğrudan yabancı sermaye yatırımlarındaki ve uzun vadeli kredi kullanımındaki artış eğilimi, cari açığın finansmanı açısından önemli bir sorun yaşanmayacağına işaret etmektedir" dedi.
Başçı, bunlara ek olarak sosyal güvenlik reformu, kayıtdışı ekonominin daha etkin vergilendirilmesi gibi yapısal önlemlerin de ekonomideki toplam yurt iç tasarruf miktarını artırarak cari açığı azaltıcı yönde etki yaratmasının beklendiğini bildirdi.
"DALGALI KUR REJİMİ DEVAM EDECEK"
Başçı, dalgalı kur rejiminin neden devam etmesi gerektiği konusunda, uluslararası sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ortamda hem faiz oranlarının hem de döviz kurlarının aynı anda kontrol edilebilmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Türkiye'de kur riskinden korunmak için gerekli mekanizmaların mevcut olduğunu ve geliştiğini kaydeden Başçı, "Enflasyon hedeflemesi rejiminde dalgalı kur rejimi olmazsa olmaz derecesinde bir öneme sahiptir. Bu itibarla 2006 yılı ve sonrasında dalgalı kur rejimi, temel çerçevesi korunmak suretiyle devam edecektir" dedi. (Reuters)