IMF Raporu'nda İstanbul Borsası'nın dünyanın en çok kazandıranlar arasında olduğuna dikkat çekilerek, "Yabancı akımı sürecek" denildi.
Uluslararası Para Fonu (IMF) altı ayda bir hazırladığı Küresel Mali İstikrar Raporu'nu (Global Financial Stability Report) yayımladı. Raporda, Türkiye'deki menkul kıymetler borsasının, geçen yıl, dünyanın en cazip borsaları arasında yer aldığına dikkat çekildi. 2005'te Türkiye, Brezilya ve Meksika'daki menkul kıymetler borsalarının en çok kazandıran borsaların başında geldiğinin belirtildiği raporda bu piyasalara giren yabancı yatırımcı sayısında da büyük artışların gözlemlendiği kaydedildi. IMF araştırmasına göre 2004 yılından buyana, Türk Tahvillerine,
uluslararası piyasalarda önemli bir talep artışı bulunuyor. Bu çerçevede Türkiye'nin yanı sıra, Meksika, Brezilya, Polonya ve Kolombiya'nın da tahvilleri de uluslararası piyasalarda önemli oranda talep edilen tahviller arasında yer aldığı belirtildi. Raporda yeterli düzeyde küresel likiditenin bulunmasının, cazip getiri imkanları sunan Türkiye gibigelişmekte olan piyasalara yönelik talebin artmasına neden olduğu vurgulandı. IMF'in Mali İstikrar Raporu'nda Türkiye'nin, kısa vadeli borç yapısını, daha uzun vadeye dönüştürmeye başladığına da dikkat çekilerek, gelişmekte olan ülkelerin, kur riskinden kaynaklanabilecek krizleri önlemek için borç kompozisyonu içindeki yerel para birimi cinsinden yükümlülüklerini artırmaları tavsiyesinde bulunuldu.
PİYASALAR DAHA GÜÇLÜ Raporda dünya piyasalarının şok global krizlere "olabildiğince" hazır ve dayanıklı olduklarına da dikkat çekildi. IMF Uluslararası Sermaye Piyasaları Başkanı Gerd Hausler ise açıklamasında faiz hareketlerinin global piyasalarda abartılı tepkilere yol açtığını söyledi. Hausler, ABD Merkez Bankası (FED) başta olmak üzere Avrupa ve Japon Merkez Bankaları'nın etkin para politikalarının dünya piyasalarının yersiz bir tedirginlik ortamına girmelerini engellediğini belirterek finansal alandaki dengeyi başarıyla sağladıklarını söyledi. Kurumsal borçlanma, şişen mortgage piyasaları ve global istikrarsızlık gibi konuların piyasalar üzerinde enflasyonist etkide bulunabileceği uyarısında bulunan Hausler ancak bu etkinin de uzun süreli olamayacağına işaret etti. Hausler son beş yıldan beri özellikle yeni gelişmekte olan ülke piyasalarının büyük ilerleme gösterdiklerini ifade ederek bu ülkelerin olası krizlere karşı önce yıllara oranla çok daha dayanıklı hale geldiklerini söyledi.