|
|
|
|
|
|
'İlk Aşkım' bana çok sevimli geldi
Çocuklar Duymasın'da canlandırdığı Meltem karakteri ile izleyicinin ideal anne olarak tanıdığı Pınar Altuğ, 'İlk Aşkım'da Lale karakteri ile yine izleyicinin gönlünü fethedecek. 'İlk Aşkım'da yine iki çocuklu bir anneyi canlandıracak olan Altuğ, dizi ile ilgili olarak oldukça iddialı konuşuyor: "İzleyici gerçekten çok büyük keyif alacak ve kendinden bir parça bulacak!" Hep televizyon dizilerinde görmeye alışkın olduğumuz Pınar Altuğ, neden sinema için kamera karşısına geçmediğini ise şöyle açıklıyor: "Her oyuncunun en büyük hayalidir beyaz perdede olmak. Ama şu ana kadar beni gerçek anlamda etkileyen,içinde var olmaktan zevk alacağım bir proje teklif edilmedi."
* 'İlk Aşkım'da sizi fetheden neydi? 'İlk Aşkım'ın bir aile komedisi olması bana çok sevimli geldi. Çünkü ben istesemde istemesem de anne rolünü herkes yakıştırdı. Ben de anne rolünden çok büyük keyif alıyorum. İzleyici de büyük keyif alacak ve kendinden bir parça bulacak. Bunun dışında Oktay Kaynarca gibi bir partnerle çalışmak benim için çok heyecan verici.
* Artık yapımcılar da sizi anne olarak görmeye alıştı artık herhalde... Çünkü size hep anne rolleri teklif ediliyor... Evet doğru... Ama dediğim gibi bende anne rolüyle kamera karşısına geçmekten keyif alıyorum...
'GEÇ GELEN BİR AŞK!' * Dizide Lale karakterini canlandırıyorsunuz... Evlenene kadar Murat ile aynı mahallede oturmuş. Fakat daha sonra zengin bir adamla evlenip İzmir'e gelin gitmiş. Ancak evliliğini fazla yürütememiş ve iki kızını da alıp eski mahallesine, yani ana ocağına dönmüş. Ertesi gün arabasının lastiği patladığında ona yardım eden kişi ilk aşkı Murat oluyor. Bundan sonra ikili tekrar birbirine tekrar aşık oluyor ve evlenmeye karar veriyor. Yani biraz geç gelen bir aşk hikayesi...
* Lale ile örtüştüğünüz yerler var mı? Artık hiçbir karakterle kendimi örtüştürmüyorum. O hata bir kere olur. Ama tabii ki Lale benim bir parçam. Onu canlandıran benim. Benim fiziğimde ve benim kelimelerimi kullanıyor. Ama senarist ne yazarsa, yönetmen ne derse onları yapıyor.
* Yoğun bir temponuz var ve haftanın belki de altı günü sette geçiriyorsunuz... Her dizinin ilk başlangıç dönemi böyle yoğun geçiyor. Karakterler oturana kadar da böyle devam eder. Bunun dışında üç küçük çocukla ile beraber çalışıyoruz. Doğal olarak bazen bizi zorluyor. Zamanla düzene girecektir.
* Peki kendinize zaman ayırabiliyor musunuz? Sette sizi izinli olduğunuz günü saati saatine programlarken gördüm... Sonuçta ben bir kadınım ve ekrandayım. Dolayısıyla bakımlı olmam gerekiyor. Boş günümde kuaförüm, solaryumum, cilt bakımım vs. bunlar var yapılması gerekiyor. Hepsine bir şekilde yetişmeye çalışıyorum.
'EVLİLİK İÇİN ACELEM YOK' * Dizi için geçtiğimiz günlerde gelinlikle kamera karşısına geçtiniz. Devam eden bir ilişkiniz var. Peki gerçek yaşamda evlilik yakın mı? Bu benim ilk gelinlik giyişim değil. Üçüncü giyişim. Bunun dışında eski bir mankenim, o zamanlar da çok kez giymiştim. Gelinlik güzel bir şey ama benim aklıma bazı sorular getirmiyor. Geçmişte bir evlilik yapmış biri olarak şu anda bir acelem yok. Evliliğe ne uzağım ne de yakın!
* Peki çocuk? O da zamanı gelince olacak. Bu ağır tempo ile çalışırken bir bebek dünyaya getirmek, hem bana hem ona haksızlık.
* Sizi hep televizyon dizilerinde izledik. Sinema filminde oynama gibi bir düşünceniz var mı? Her oyuncunun en büyük hayalidir beyaz perdede olmak. Ama şu ana kadar beni etkileyen, içinde var olmaktan zevk alacağım bir proje teklif edilmedi. Ben bir şeyleri 'aman bu da olsun' diye yapmam.
* Ya tiyatro? Tiyatroyu düşünmüyorum. Çünkü alaylıyım, bu işi TV'de oynayarak öğrendim. Tiyatro sahnesinde olmak için kırk fırın ekmek yemek lazım. TV oyuncusuyum dolasıyla tiyatro yapacağımı sanmıyorum.
|
|
|
|
|
|
|
|
|