|
|
|
|
|
|
ABD'nin Yıldız Tilbe'si markasıyla araba ister!
Düşünsenize; ünlü değilsiniz ama iş yerinizde, katıldığınız davetlerde ya da tatilde istediğiniz şımarıklığı yapma, canınızın çektiğini talep etme lüksüne sahipsiniz. Eee? Neler isterdiniz? Efendim, sabahları beni evimden arka koltuğu geniş bir ciple evimden alacaklar. Gazetelerim hazır bulunacak. İş yerine gidince kahvaltım hazır olacak, acil durumlar için iki adet siyah, iki adet beyaz gömlek bulunacak. Yedek çorap, etek, pantolon ve ayakkabı da tabii... Çok eğlenceli değil mi? Malum, geçen haftanın konuşulan olaylarından biri Yıldız Tilbe'nin kulis istekleriydi. Her pazar sunduğu televizyon programından ayrılınca, program yapımcısı Selçuk Çobanoğlu, Tilbe'nin haftalık istek listesini basına açıkladı. Listede neler yok ki! Siyah, beyaz ve ten renginde üçer adet tanga, g-string ve şort külot, yine üç renk sutyen, çengelli iğne, törpü, makas, ped, yoğurtlu Lays, on ayrı kıyafet, takılar vs... Peki sizce sanatçı her şeyi istemekte serbest mi? Aaa, bu kadar da istenmez mi?.
* Ayşe: Yıldız Tilbe'nin tangalı, sutyenli, törpülü kulis listesine ne diyorsunuz? HINCAL: Bunlar çok normal. Dünyanın her yerinde, her uygar ülkesinde televizyona film çekimine, tiyatrosuna giden sanatçılar kendi soyunma odalarını düzenlerler. Eğer seyahate gidiyorlarsa kaldıkları oteli bile düzenlerler.
* Lafınızı örnekle kesiyorum; mesela Jennifer Lopez peçetesinden çarşafına, halısına tüm otel odasını beyaz istermiş. Şarkıcı Mariah Carey de kapıya kırmızı halı serilmesini... Bir balodaydık, garson geldi masadaki tuzlukları-biberlikleri toplamaya başladı. Türk sofrasının en çok kullanılan şeyidir. İnsanlar yemeği tatmadan tuz koyarlar, biberi de mutlaka ekerler. En başta ben... 'Hayrola' dedim 'Ya niye alıyorsun bunu?' Masada tuzluk biberlik görürse Mireille Mathieu şarkı söylemezmiş.
'MASAMI DA DÜZENLİYOR' * Aaa çok şaşırdım, istekte sınır yokmuş hakikaten! (Bu arada ertesi gün karşılaştığım Erkan Özerman, Mirelle Mathieu'nun asla yatağın üstüne şapka koydurmadığını söyledi...) Gecenin konuğu o, Fransa'dan gelmiş, eşek yüküyle para almış. Şartlarından bir tanesi bu; masada tuzluk biberlik olmayacak. Yani sadece kendi odasını düzenlemiyor, benim masamı da düzenliyor!
* İnsan içinden küfreder, bu ne kapris diye... Sözleşmesinde var kadının.... Gördü mü, terk eder sahneyi.
* Peki, neden sanatçılar işin başındayken sadece sanatlarını icra edebilmeyi, diyelim kasetlerinin satmasını ya da iyi bir filmde başrol kapabilmeyi düşünüyorlar da, bir yere gelince kaprisleri başlıyor anlamıyorum. Niye sanatçılar için öyle diyorsun, gazeteciler farklı mı? Mesleğe başladığı gün istekleri yoktur, kendi halindedir; ondan sonra bir gazetenin başına geldiği zaman o adam bambaşka biri oluverir.
* Sizin kaprisleriniz neler? Ne bileyim ben. Onu benimle çalışanlara soracaksın.
* Mesela bir yere davetli olduğunuzda ya da seyahate gittiğinizde mutlaka istediğiniz şeyler yok mu? Mesela ben business uçarım! Çünkü kendim de business uçuyorum. Kendim ekonomi uçarken böyle bir şart sürmüyorum, kendim business uçtuğum için bu şartı ileri sürüyorum.
* Başka? Özel araba ya da otel istekleriniz... Muhakkak temiz iyi bir otel olmalı.
* 'Sabah şu şu gazeteler gelecek, bunları bunları yerim' şeklinde istekler var mı peki? Yok gazetelerimi kendim gidip otelin resepsiyonuna söylüyorum. Anlaşmaya öyle şeyler koymam. Gidiş ve iyi otel benim için önemli.
* Kaç yıldız? Yıldız önemli değil. Her şehrin iyi otelleri bellidir. Bilmediğim şehirde yıldız devreye girer. Bilmediğim şehirde de dört yıldızdan aşağı otel istemem. Ama gittiğin şehirde üç yıldızdan yukarı otel yoksa yapacağın bir şey yok.
* Bu istekler ya da kaprisler artık ne dersek; kişinin ününden dolayı mı, egosunun şişkinliğinden mi yoksa 'ben kendim zaten hayatımda bu lükse sahibim mutlaka devam ettirmeliyim' düşüncesiyle mi öne sürülüyor? O da var, gösteriş olsun diye yapanlar da var. Herkesin karakteri değişik. Pavarotti klozet kapağının bilmem ne olmasını bile istiyormuş. Yani ne kadar kıymetli poposu varsa! Bu Yıldız Tilbe olayında yanlış olan şey; yapımcının bunu çıkıp teşhir etmesi. 'Taleplerinde anlaşamadık' dersin ama 'Benden ped istiyordu' demesi çok yanlış.
* Eh haberi okuyan insanlar da tepki gösterdi tabii. Bizde zaten Amerika düzeyinde starlığa kimse alışkın değil. Hele eskinin ünlü sanatçılarının genelde hiç talepleri olmadığı, her duruma uyum sağladıkları için çok tuhaf geldi insanlara. Amerika'nın Yıldız Tilbe'si kendisini evinden televizyona götürecek arabanın markasını bile söylüyor.
'YAPIMCIYA KIZDIM...' * Tabii çok doğru! Beri yandan da koskoca Sezen Aksu da kulisine leblebi, diyet kola, su ve iki vantilatörden başka bir şey istemiyor. Mazhar Fuat Özkan da geçen yıl çıktıkları turneye masörünü ve doktorunu da götürmüş. Sibel Can gözleme istiyormuş. Otel restoran reytingleri gibi insanlar da kendilerine belli yıldızlar veriyorlar ve o yıldızın karşılığını soyunma odasında görmek istiyorlar.
* Ya da acaba ne kadar çok kapris yaparsan, ne kadar çok şey istersen o kadar değer görürsün gibi bir durum mu var? Kendi değerini kabul ettirme isteği bu bence. Zaten dediklerini yaptırıyorsan da tüm bunları istemeyi hak ediyorsun demektir. Bu konuda ne kimseyi yargılarım ne yüceltirim ne aşağılarım ama kızdığım şey bu televizyon yapımcısı kardeşimin Yıldız Tilbe'nin isteklerini açıklaması. Şimdi ben aklı başında bir sanatçı olsam bu arkadaşın yaptığı hiçbir programa gitmem.
AYŞE & HINCAL
|
|
|
|
|
|
|
|
|