|
|
|
|
|
|
Bu baba başka baba olacak!
Birbirlerini yeniden bulduktan sonra ikinci evliliklerini yapan bir çiftin hikayesini anlatan 'İlk Aşkım'ın sevimli, merhametli ve aşık babasını oynayan Oktay Kaynarca: Aile babasını canlandırmak mafya babasından çok daha zor aslında. Rolüm izleyiciyi ters köşeye yatıracak.
İlk Aşkım'da mafya babası Çakır karakterinin tam zıttı bir karakterle izleyiciyle buluşacak olan Oktay Kaynarca, aile babasını canlandırmanın çok daha zor olduğunu söylüyor. 2006 yılına hem yeni dizisi, hem de yakında sunuculuğunu üstleneceği 'Anlat Bakalım' adlı yarışma programı ile hızlı bir giriş yapan Kaynarca, her iki projede de sevimli bir karakterle ekrana geleceğini belirtiyor. Bu yıl içinde kendi yazdığı bir sinema filmi için de kolları sıvadığını söyleyen ünlü oyuncu, filmde güvercin hastası, şizofren bir adamı canlandıracağını anlatıyor...
'TERS KÖŞE OLACAKLAR' * 'İlk Aşkım' bu akşam başlıyor. Nasıl bir dizi olacak? 'İlk Aşkım' hayata tutunma mücadelesinde olan iki insanın, hayatın içinden çıkan acı ve tatlı olaylarla mücadelesini anlatıyor. Murat'ın üç çocuğu var. Karısı vefat etmiş. Lale ise zengin eşinden ayrılıp, eski mahallesine taşınmış. Lale ve Murat birbirlerinin ilk flörtleri... Birbirlerini tekrar buluyor, tekrar aşık oluyor ve evlenmeye karar veriyorlar. Çok önemli bir karar; aynı evde yaşama kararı veriyorlar. 5 çocukla aynı evin içinde...
* Önceki rolünüzden dolayı izleyicinin sizi nasıl karşılamasını bekliyorsunuz? İzleyici için biraz ters köşe olacak. Çünkü iki karakter birbirine taban tabana zıt. Ben bunu özellikle seçtim. Oyuncunun renk kartelasının geniş olması gerektiğine inanıyorum. Bu projede olmam, biraz da bu renkleri göstermekten yana olduğum anlamına geliyor. Umarım alnımızın akıyla bu işten çıkarız. İnşallah seyirci bu diziyi beğenir ve sahiplenir...
* Siz de bir dönem yapımcıydınız... Siz olsanız Çakır karakteriyle özdeşleşmiş bir Oktay Kaynarca'yı böyle bir proje için seçer miydiniz? Farklı rolleri oynamak, farklı kimlikler oynamak benim için avantaj ama bir yapımcı için bu durum zaman zaman dezavantaj olabilir. Bence çok riskli bir durum bu. Ama bizim yapımcılarımız böyle bir riski aldı. Ben alabilir miydim bilmiyorum.
'BİZLER AİLE FERDİ GİBİYİZ' * İzleyicinin diziyi izleyince sizi nasıl karşılamasını bekliyorsunuz? 'Çok sıcak ve samimiler' demelerini bekliyorum. 'Ne kadar sevimli olmuş' demeleri bizim için yeterli. O hikayenin peşine takılmalarını istiyoruz. Artık TV seyircisini öyle büyük trajedilere, öyle inanılmaz olaylara alıştırdılar ki; sıradan insanların hayatları çok güzel anlatılıyor olsa da, eskisi kadar ilgi çekici gelmiyor. Belki onun sorumlusu bizler olabiliriz. Seyirciyi o yönde biraz alıştırmamız gerekiyor.
* Bu projede 'Süper Baba', 'İkinci Bahar' gibi hikayelerin tadı var. Bu eskiye dönüşün bir sinyali mi olacak? Öyle bir hikaye olursa çok güzel olur. Çünkü bizim seyircimiz çok duygusal; sahiplendiği hikayenin peşine düşüyor. Diziyi izledikten sonra, evde o dizinin psikolojisiyle hareket etmeye başlıyor. Çünkü bizler evin içerisinde olumlu ya da olumsuzluk yaratan bir aile ferdi gibi oluyoruz neredeyse. Bir dizi evin içerisinde başlı başına bir karakter oluyor. İyi örnek de olabiliyor, kötü de...
'PINAR BANA ÇOK İNANDI' * Dizideki partneriniz Pınar Altuğ'la çalışmak nasıl bir deneyim oldu? Pınar benim çok eski arkadaşım zaten. Ama ilk defa birlikte oynuyoruz. O beni o kadar iyi tanıyor ki, benim bile bu rolde nasıl olacağım konusunda tereddütlerim varken, o bu işe çok inanmıştı. Herkesten önce benim Murat olacağıma o inandı. Dizinin çekilen kısımlarını seyrettiğimizde 'ben söylemedim mi size' diye böbürlene böbürlene gezdi ortalıkta. Zaten Pınar ile aramızdaki elektrik çok doğru bir elektrik. Zaten çok sıcak, pozitif bir insan kendisi. Bu eğer uzun bir yolculuk olacaksa, Pınar iyi bir yol arkadaşı.
* Buradaki rolünüz çok sempatik... İzleyici sizin sevecen taraflarınızı bu dizide mi görecek? Evet kesinlikle. Çok merhametli, sürekli etrafına komiklik yapan, sempatik, insanları motive etmeye çalışan, hayata tutunmaya çalışan ve çocuklarını büyütmeye çalışan bir babayı canlandırıyorum. Daha sonra ilk aşkı ile evlenince kocaman bir aileyi ayakta tutmaya çalışan bir aile babası oluyor. Pozitif bir adam. Ve aslında çok zor bir iş yapıyor.
* Mafya babasını mı canlandırmak kolay aile babasını mı? Aile babasını canlandırmak daha zor gibi... (Gülüyor) İşin doğrusu ben oyuncuyum. O elbiseyi giymek önemli. Elbiseyi giydikten sonra içinde kendini nasıl hissettiğinle doğru orantılı bir şey bu. Üstüne uygun bir elbise bulduysan, onu iyi taşıyabiliyorsan olabiliyor. Oyuncusun, işin bu. Senin işin; her şey olabilmek. Herkes olabildiğin kadar başarılısın. Bende elimden geldiği kadar bunu yapıyorum. Bakalım becerebilecek miyim?
MUSTAFA KIZIL / MAGAZİN
|
|
|
|
|
|
|
|
|