|
|
|
|
|
|
Her film bir masal anlatır
- Filmde Deniz karakteri aşkıyla bütün sorunları halletmeye çalışıyor. Sizce gerçekten aşk her şeyle baş edebilir mi? E.K.: "Aşkın gözü kördür"ün başka bir tanımı bu bence. Aşık olduğunuz zaman eksisini, artısını görmezsiniz ki, algıladığınız gibi değerlendirme halidir biraz da aşk. Karşı tarafın ne olduğu önemli değil, sizin nasıl gördüğünüz ve değerlendirdiğinizle ilgili bir şey. Ama film bazında bakacak olursak burada bir masal var zaten. Yermeden, dövmeden, sövmeden, övmeden bir masal anlatma durumu var. O nedenle "Gerçek hayatta böyle bir aşk olur mu?"nun cevabı çok yok bende. Olabilir de olmayabilir de. Unutmayalım ki her sinema hikayesi bir masaldır, bir masal anlatır ve hayatta var olan gerçeklerle kurgulanmış gerçeklerin karşılaşmasıdır. P.B.: O kadar inançsız olduk ki, çevremden ve kendimden biliyorum; mesela romantik bir şeyle karşıya gelince insanlar dalga bile geçebiliyor. Bu çok çocuksu ya da aptalca gelebiliyor. Aslında romantizm hayatı renklendirir, yaşamak için bize neden verir. Birisine aşık olup sürekli onu düşünmek, onun için bir şeyler yaratmak kadar güzel bir şey düşünemiyorum ve bunu kendim yaşayabiliyorum. Ben yaşayabiliyorsam bu karakter de yaşayabilir.
- Siz hayatınızda aşkın her şeyi hallettiği durumlar yaşadınız mı? E.K.: Benim bunu karşılayacak bir tecrübem yok ama bana aşk her şeyi halleder gibi geliyor. P.B.: Ben aşkı kendimizin yarattığına inanıyorum. Tabii fizyolojik ve biyolojik tarafı var ama bunu edebiyat haline dönüştürmeye yatkın insanlar da var. Bu insanlara bazen yaratıcı bazen obsesif diyoruz. İşte bu insanlar bence güzel şeyler yaratabiliyor ve yaşadıkları daha güçlü oluyor.
- Emre Bey canlardırdığınız Deniz karakteri epilepsi hastası. Krizleri çok gerçekçi oynamışsınız. Epilepsi hastaları üzerinde bir gözleminiz oldu mu? E.K.: Oldu ve bu bahaneyle adının anılmasından memnun oluyorum; Türk tiyatrosunun çok önemli oyuncularından biri olan Ayton Sert'in hastalığıydı bu. Üstelik de Ayton Ağabey, Uzakdoğu felsefesine, yogaya düşkünlüğünden dolayı krizlerini kontrol edebiliyordu. Ama bir, iki krizine tanık oldum. Orada bir tecrübem oldu ve o tecrübeden sonra otobüs duraklarındakinin ne kadar yalan olduğunu da anlamış oldum. Bir de Ulaş bana çok güzel bir kaynak sağladı bu role hazırlanırken. Onun yakınında bir epilepsi hastası vardı, onunla sohbet etme fırsatı da buldum.
|
|
|
|
|
|
|
|
|