Ben beni kaybettim

Canım çok sıkkın... Çoook... Dün kendimi kaybettim... Baktım uzun zamandır bana benden haber yok... Aradım her yeri... Sağa baktım... Sola baktım... Yok, yok... Kendimi kaybettim... Bulamıyorum... Çekmecelere baktım.Yatağın altına baktım. Hiçbir yerde yokum. "Ne yaptın peki birader!" dediler... Anlattım... "Karakola gittim. Afedersiniz komser bey uzun zamandır bana benden haber yok. Ben beni kaybettim. Acaba bana beni bulabilir misiniz?" dedim.. Zabıt tuttular. Bulunca haber verecekler. "Bulamazlarsa ne yapacaksın?" "Gazetelere kayıp aranıyor ilanı vereceğim." dedim.

* "Karımdan çok sıkılmıştım. Bir ara boşanmayı bile düşündüm" dedi. Oturdu koltuğa uzun uzun anlattı.. "Baktım iş kötüye gidiyor.. Çok sıkıldım hanımdan. Düşündüm taşındım karımı yeniden yarattım. Bir dizi operasyon... Burnunu kaldırttım. Saçlarının rengini değiştirttim. Gözlerine mavi lens taktırdım. Biraz kilo almasını sağladım. Göğüslerine de silikon filan... Süheyla'dan yepyeni bir Süheyla çıkardım. Yepyeni oldu. Boşanıp yeni karı almaktan da daha ucuz böylesi..." diye kahkahayı patlattı.. "Peki karın senin bu halinden sıkılırsa... Ne bileyim kes şu bıyıklarını derse?.." "Erkek adam karı uğruna bıyığını keser mi?.." dedi. Kahkahayı patlattı. Karısına telefon ettim. "Ne oluyor Süheyla?" dedim. "Aman bilmez misin benimkini, çatlağın teki. Onu tedavi ettirmek için ruh doktorlarına para harcayacağımıza parayı kendime harcatıp güzelleşiyorum. Oyalıyorum kocamı, yeni karı aldın diye" demez mi? 15 gün sonra yine damladı, çöktü koltuğa, surat iki karış... "Ağbiciğim ben bu yeni karıdan sıkıldım eski karımı, Süheyla'yı çok özlüyorum. Bu yeni karıda iş yok. Ben Süheyla'yla yeniden birlikte olmak istiyorum.. Ona dönmek istiyorum dedim karıma." "O ne dedi?" "Eski karını beğenmedin, Süheyla'yı öldürdün Ayça yaptın. Şimdiki kızlar senin Süheyla gibi huysuzluklarını çekmez. Kapı orada." demiş... "Ben ne ettim..." diye dövünüp duruyor.

* Haber geldi. Çok üzüldük. Ağır hastaymış... Gittik... "Salıya ölür, bu haftayı çıkaramaz." dediler. Cuma günü ayağa kalktı. "Salıya ölür diyorlardı. Bugün cuma hala hayattayım" dedi. "Ne yapacaksın?" dedim. "Fazla mesai isteyeceğim." dedi.

* Uzun zamandır işsizdi. Kahvede karşılaştık. Suratı bir karış.. "Ne oldu?" dedim. "İşsizliğin, fakirliğin gözü kör olsun... Geçen gün bizim eve hırsız girdi. Çalacak bir şey bulamadı. Hırsıza rezil olduk. Yakaladık herifi, 'Utanmıyor musun?' dedik. Açım ondan yapıyorum' dedi. Karıma ver şuna yesin bir şeyler dedim. Dolap tamtakır. Rezil olduk, rezil..." "Eh sonra ne yaptınız?" dedim. "Komşudan 5 milyon borç aldık, verdim adama. Adam açlıktan hırsız olmuş eli boş gönderilir mi?"

* Kocası üstüne sevgili tutmuş. Doldurduğu gibi torbaya kirli çamaşırlarını, donlarını kocasının almış soluğu kadının evinde. Çalmış kapıyı, koymuş torbayı kadının önüne... "Madem sefasını sürüyorsun kocamın buyur boklu donlarını da sen yıka" demiş. Kadın sigarasının dumanını üflemiş suratına. "Hanım hanım, ben de evliyim. Benim kocamın da dostu var. Ama ben kocamın çamaşırlarını yıkar, mis gibi yaparım. Evli kadına kocasını dostuna kirli çamaşırla göndermek yakışır mı? Neler söyler kimbilir orospular" deyince kocasının kirli çamaşırlarını alıp gitmiş. Yıkamış, ütülemiş... Şimdi kocası mis gibi. "N'olucak bu işin sonu?" dedim. "Valla bu çamaşır işinden kurtulmak için, kocayı bırakıp evli bir erkekle dost oturmayı düşünüyorum!" dedi. Ali Poyrazoğlu Faks: (0212) 251 33 66 gölgede muhabbet