|
|
Ülkü Tamer SABAH'ta
Şair-yazar Ülkü Tamer 'Cumartesi Notları'nda okurlarıyla buluşuyor.
Meryl Streep tarımcıya yenildi
Oscar ödül töreninin ülkemizde ilk canlı yayını Cem Duna döneminde TRT tarafından gerçekleştirildi. Onu da sadece bir avuç TRT çalışanı bodrum katında izledi.
Oscar ödülleri yarın sahiplerini buluyor. Dileyen sabahın seher vaktinde televizyon karşısına geçip töreni izleyebilecek, heykelcikleri kimlerin aldığını anında öğrenebilecek. Törenin ülkemizde ilk canlı yayını Cem Duna döneminde TRT tarafından gerçekleştirilmişti. Onu da sadece bir avuç insan izlemişti. Kurumda danışmanlık, daha doğrusu danışmamanlık yaptığım dönemdi. Cem Duna Genel Müdür, Nuri Çolakoğlu onun sağ kolu, Serpil Akıllıoğlu da Televizyon Daire Başkanı'ydı. Ben güya Serpil'e danışmanlık yapıyordum. Kimsenin bir şey danıştığı yoktu aslında. Ben de danışılacak şeyler icat etmeye çalışıyordum.
"AKIŞI BOZAMAYIZ" O dönemde TRT, Oscar Ödülleri Töreni'nin yurdumuzda yayın hakkını satın aldı. Sözleşmeye göre canlı yayın da yapılabilecekti. Tören, bizim saatimizle sabahleyin beş sularında başlayacaktı. Beni doğrudan ilgilendiren bir iş değildi bu; ama sinema sevgim beni törenden bir saat önce stüdyoya sürükledi. Görüntüler pırıl pırıl geliyor. Bir düğmeye basıp yayına vermek yeterli. Biraz sonra yukarıdaki stüdyoda sabah programı başladı. O da canlı yayın. Haber gönderdim. "Oscar törenini alıyoruz. Bağlanalım, hiç olmazsa önemli ödülleri anında, canlı verin." Yanıt geldi. "Bizim belirli bir yayın akışımız var. Bozamayız. Ancak haber olarak verebiliriz." Çıldırmak işten değil. Böyle bir olanak neden kullanılmıyor? TRT etek dolusu parayı niye verdi öyleyse? Sonuçlar daha sonra zaten her yerde yayımlanacak. Adayların heyecanını, ödül alanın coşkusunu onlarla birlikte aynı anda yaşamak varken... Ama TRT bu. Yıllar önce canlı yayın hakkını aldığı bir Avrupa Kupası futbol maçını kırkıncı dakikasında vermeye başlamıştı. O kırk dakika içinde biz yerli pop şarkıcılarının banttan bir programını izlemiştik. Yayın akışı öyleydi çünkü. Demek hamam da tas da pek değişmemiş. Karşımızdaki ekranda harika bir ödül töreni akıp gidiyor, TRT seyircileri bir tarımcının mırıltılarını dinliyor. Dinliyorsa tabii. En İyi Kadın Oyuncu ödülü açıklandı açıklanacak. Yukarıya bir telefon daha. "Şimdi bağlanalım bari." Yanıt: "Olmaz, konuşmacının sözlerini kesemeyiz." Yahu, insan, "Efendim, şimdi En İyi Kadın Oyuncu ödülü verilecek. Konuşmamızı biraz sonra sürdüreceğiz," der, bir ara verir, canlı yayına geçer. Hayır, akış bozulurmuş. "Canım, yayın hakkını aldık ya... Akşamüstü nasıl olsa banttan özet olarak yayımlayacağız. İsteyen o zaman seyreder." Ödül verildi. Tarımcı noktasını koyduktan sonra da sunucu ödülü Meryl Streep'in aldığını açıkladı. En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yönetmen, En İyi Film ödüllerinde de öyle oldu. Hiçbirinde canlı yayın bağlantısı kurulmadı. Biz, üç-dört kişi bodrum katında bütün töreni anında izledik, seyirciler her sabah dinlediklerini bir daha dinlediler, arada sonuçları öğrendiler. İlkelere sapına kadar bağlı kalınmış, kutsal yayın akışı bozulmamıştı.
Ülkü TAMER
|