|
|
Çiçek: Türkiye uluslararası toplumun beklentilerini doğrudan söyledi
Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Hamas Lideri Halid Meşal'in ziyaretinde Türkiye'nin heyete, uluslararası toplumun, camianın beklentilerini doğrudan söylediğini belirtti.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından toplantının gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Toplantıda, Hamas lideri Halid Meşal'in ziyaretiyle ilgili değerlendirme yapıldığını belirten Çiçek, ziyaretin Türkiye içinde ve dışarıda tartışıldığını ifade etti.
Türkiye'nin bu heyetle yaptığı görüşmede ne söylediğinin esas olduğunu vurgulayan Çiçek, Filistin-İsrail ihtilafının çözülmesinin, hem bölge barışı hem iki taraf hem de dünya açısından sayısız faydaları olduğunu söyledi. Türkiye olarak barışın tesisi noktasında her zaman
elden gelen çabanın ve katkının gösterildiğini vurgulayan Çiçek, bundan sonra da bu çabanın devam edeceğini bildirdi.
Çiçek, ''Unutulmaması gereken husus şudur; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türkiye olarak biz, İsrail'i tanımış bir ülkeyiz. Dolayısıyla mesajlarımızı verirken, görüşmelerimizi yaparken Türkiye'nin bu konularda belirlenmiş bazı politikaları var'' dedi.
''SEÇİMLER YENİ ÜMİTLERİ YEŞERTSİN...''
Filistin'de, tüm dünyanın gözü önünde bir seçim yapıldığını, şimdi İsrail'de de bir seçim yapılacağını anımsatan Çiçek, ''Ümit ediyoruz ki, bu seçimler, sorunun çözümü bakımından yeni ümitleri yeşertsin, yeni kapılar açılsın, aralansın'' diye konuştu. Türkiye'nin bu heyete verdiği mesajların önemli olduğunu vurgulayan Çiçek, şöyle konuştu: ''Türkiye, doğrusu Filistin'de seçimi kazanan heyete, Hamas'a, uluslararası toplumun, camianın beklentilerini doğrudan söylemiştir. En genel ifadeyle bunu söylemek mümkündür. Uluslararası camia doğrudan veya dolaylı olarak ne beklenti içindeyse Türkiye bunu doğrudan söylemiştir.
Filistin'in kendi toprakları üzerinde kurulacak bağımsız Filistin devleti ile İsrail devletinin yan yana barış içinde yaşaması gerektiği ve bunun kabullenilmesi gerektiği en net şekilde söylenmiştir. Bu hedefin gerçekleşmesinde, yani orada bir barış sağlanacaksa, şiddetle değil, şiddete başvurarak değil, eski usullerle değil, daha evvel benimsenen bir yol haritası var, bu yol haritası çerçevesinde müzakerelere devam etmeleri gerektiği telkin edilmiş, çok açık olarak söylenmiştir. Türkiye'nin söylediği şudur; demokratik usullerle seçimi kazanmıştır, dolayısıyla demokratik usullerle seçimi kazananların, yine sorunları demokratik bir anlayışla ve demokratik usullere göre bu müzakereleri sürdürmesi, politikalarını bu esasa göre sürdürmesi gerekmektedir. Demokrasiyle bağdaşmayacak, usullerden sapmayı mümkün kılacak hiçbir davranış, hiçbir yöntem Türkiye tarafından kabul edilmez. Gelen heyete bu anlamda sorumluluğu hatırlatılmış ve bundan sonraki Filistin-İsrail ihtilafındaki yaklaşımının bu çerçevede olması gerektiği açıkça ifade edilmiştir.''
Çiçek, Türkiye'nin heyete ana hatları itibariyle söylemeye çalıştığının, tüm dünyanın beklediği husus olduğunu belirterek, ''Eğer bu çerçevede bu ihtilafa yaklaşılmış olursa önümüzdeki dönem bu sorunun çözülebilmesi açısından yeni fırsatlar ve yeni imkanlar çıkarabilir. Türkiye'nin yaklaşımı budur'' diye konuştu.
"İLİŞKİLERİN NORMALE AVDET ETMESİNİ ARZULUYORUZ"
Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, İsrail'in seçim atmosferi içinde bulunduğunu belirterek, ''Seçimden sonra iki taraf arasındaki ilişkilerin normale avdet etmesini arzuluyoruz'' dedi. Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çiçek, bir gazetecinin ''İsrail'in Ankara Büyükelçisi Pinhas Avivi'nin, Dışişleri Bakanlığı'nın davetini reddettiğini'' hatırlatması üzerine, Hamas'ın seçimleri kazanmasının ardından yapılan birçok değerlendirme bulunduğuna işaret etti.
İsrail'in seçim atmosferi içerisinde bulunduğunu, gelecek ay sonu seçimlerin yapılacağını ifade eden Çiçek, ''Seçimden sonra iki taraf arasındaki ilişkilerin normale avdet etmesini arzuluyoruz. Bu noktada çabamız da devam ediyor, devam edecek. Meseleye böyle bakmak lazım. Bizim açımızdan sorun budur ya da yaklaşım budur'' diye konuştu. Bir gazetecinin, ''Hamas, Türkiye'de demokrasiye uygun davranış biçimi sergileyeceklerini, İran'da ise Siyonizm karşı mücadelelerinin devam edeceğini söylüyor. Hamas'ın açıklamalarında çelişki var'' şeklindeki sözleri üzerine Çiçek, şunları kaydetti:
''Ortada bir çelişki varsa bu Türkiye'nin çelişkisi değil, bahse konu olan heyetin, ya da kişilerin çelişkisi, ya da açıklamalarıdır. Türkiye, bu şartlar altında, bu bakış açısında meseleye destek vermektedir. Böyle bir anlayışla sorunun çözümünü arzu etmektedir. Herkes eski usulle yeni sorunları çözmeye çalışacaksa, bu yolun sorunun çözümüne çok fazla katkı sağlamayacağı ortadadır. Biz açıkça bunları söyledik. Bu noktada yanlış olan bir şey yok. Açıkça da ifade edeyim. Hamas seçimleri kazandıktan sonra da yazılanlara, söylenenlere, açıklamalara baktığınızda, bunları söylemişlerdir. Biz bunları doğrudan söylemiş olduk.''
''BİZİM KAFAMIZDA SORU İŞARETİ YOK''
Hamas'ın ziyareti öncesinde ABD ve İsrail'in bilgilendirilip bilgilendirilmediğine ilişkin soruyu yanıtlayan Çiçek, Türkiye'nin dış politikasının yürütülmesinden sorumlu Dışişleri Bakanı'nın, bu konuda zaman zaman açıklamalar yaptığını belirtti. Çiçek, ''Türkiye, konunun hassasiyetini biliyor, bu hassasiyet içinde davranmıştır, davranmaya da devam eder'' dedi. Hamas'ın ziyaretine ilişkin, ''Bu korsan bir ziyaret randevusunun ayarlanması mıydı? Yoksa gerçekten tüm konsensüsler sağlanmış mıydı?'' sorusu üzerine Cemil Çiçek, soruna Türkiye'nin politikaları açısından baktıklarını vurguladı.
Geçen hafta, konunun ana istikametiyle ilgili açıklama yaptığını belirten Çiçek, ''O zaman söylediğimiz husus şudur; 'gelip gitmekten ziyade, Türkiye'nin ne söyleyeceği önemlidir bu konularda', diye ifade etmiştik. Söylediklerimizi de burada söyledik. Bizim kafamızda soru işareti yok. Başkalarının soru işareti varsa, onlar kendi politikaları yönünden o soru işaretlerini koyuyor. O zaman onları izah etmek bana değil, onlara düşer'' diye konuştu.
Hamas'ın ziyaretinin ardından İsrail ile ilişkilerin nasıl olacağına ilişkin bir soru üzerine Çiçek, bu konuyla ilgili Dışişleri Bakanlığı'nın açıklama yaptığına dikkati çekerek, ''Hep beraber yaşayıp göreceğiz bunları. Şu anda söylediklerimizi, konuştuklarımızı herhangi bir tereddüde meydan vermeyecek şekilde açıkladım. Geleceği hep beraber göreceğiz'' dedi.
''ÇELİŞKİNİN DOĞURACAĞI MALİYETLER''
''İsrail ile ilişkilerin düzelmesi için somut adım ne olacak?'' sorusu üzerine Çiçek, somut adımların zaten bulunduğunu söyledi. Filistin'deki sefaletin, yoksulluğun giderilmesi açısından İsrail ve Filistin ile yapılan birtakım çalışmalar bulunduğuna işaret eden Çiçek, bu konudan Filistin'in de İsrail'in de haberdar olduğunu belirtti. Çiçek, çalışmaların bundan sonra da süreceğini söyledi. Cemil Çiçek, ''Türkiye'nin mesajları iyi kötü netleşti'' diyen gazeteciye ise ''İyi kötü değil, tam netleşti'' karşılığını verdi. Çiçek, şöyle devam etti:
''Bu işlerde, böylesine derinliği olan, böylesine karışanı dolaşanı çok olan bir sorunda, her türlü sorunun cevabını Türkiye'den beklemek yanlış olur. Biz Türkiye'nin çıkarları, bölgede huzurun, barışın tesisi noktasında, kendi politikalarımızda ne zikzak var, ne tereddüt var, ne de soru işareti var. Biz kendi işimize bakarız. Başkalarının kafasındaki mevcut sorunları gidermek bizim öncelikli görevimiz değil. Çelişki içinde olanlar varsa, bu çelişkinin doğuracağı maliyetleri de bu çelişkiyi ortaya koyanlar öder.''
GÜVENLİK İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI
Güvenlik İşleri Daire Başkanlığı'yla ilgili kanun değişikliği konusundaki bir soru üzerine Çiçek, güvenlik işleri denildiğinde, terör de dahil, ülkenin tüm güvenliğiyle ilgili çalışmalar ve faaliyetlerin anlaşılması gerektiğini belirtti. Başbakanlık'taki Güvenlik İşleri Daire Başkanlığı'nın, mevcut yapısıyla daha fonksiyonel hale gelmesinin mümkün olmadığını kaydeden Çiçek, onun için yetkilerinin, sorumluluklarının artırılması gerektiğini, düzenlemenin de bu çerçevede olduğunu anlattı.
''TÜRKİYE, KONUYU YAKINDAN TAKİP EDİYOR''
Cemil Çiçek, İran'ın da son dönemde gündemde olduğuna dikkati çekerek, ''Bu konuya nasıl bakıyorsunuz?'' diye soran gazeteciye, ''Önümüzdeki önemli gündem maddelerinden biri de budur. Belki önümüzdeki Bakanlar Kurulu'nda bu konuyu daha ayrıntılı bir şekilde görüşme imkanımız olur'' yanıtını verdi. Dışişleri Bakanlığı'nın ve Bakan Abdullah Gül'ün bu konuda bazı açıklamalar yaptığını ifade eden Çiçek, şunları kaydetti: ''Bölge, sıcak bir bölge. Dünyadaki en hassas, önemli noktalar, zaten Türkiye'nin etrafındadır. Bunlar içerisinde de son zamanlarda, nükleer enerjiyle ilgili olarak, İran'ın uluslararası camiayla olan bir takım sıkıntılar var, birtakım beklentiler var. Türkiye konuyu yakından takip ediyor. Muhtemelen önümüzdeki Bakanlar Kurulu'nda daha ayrıntılı bir şekilde değerlendirme imkanımız olur. Bu konuya bugün girmedik.''
ŞEMDİNLİ OLAYLARINA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR
Çiçek, TBMM'de, Hakkari, Şemdinli ve Yüksekova'da meydana gelen olayları araştırmak üzere kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'na bilgi veren Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un bugün bazı gazetelerde yer alan açıklamalarını hatırlatılarak yöneltilen bir soru da şöyle cevaplandırdı:
''Açıklamaları bugün ben de okudum. Evvela ortada netleşmesi gereken bir husus var. Araştırma komisyonunda, bilgiler kapalı oturumda alınıyor. Kapalı bir oturumdaki bilgiyi sızdırmak ne kadar ahlakidir? Bir kamu görevlisinin, o açıklamaları dışarıda yapma imkanı kesinlikle yoktur. Çünkü oraya bilgi vermiştir. Açıklama yapacaksa, bağlı olduğu birimin ya da bakanlığın yapması lazım. Eğer bu açıklamalar doğruysa, şarta bağlı olarak söylüyorum, oraya giden kişi, bilgi vermek üzere gidiyor, yorum yapmak üzere gitmiyor. Dikkat ederseniz, gazete sütunlarında yer alan husus, işin yorumuyla alakalıdır, bilgisiyle alakalı değildir. Bilgi vermeye giden kişinin görevi bilgi vermektir, yorum yapmak değil. Bildiği bir şey varsa, tereddüdü varsa, endişesi varsa, onu da kendi amirlerine, kendi bakanlığına, kendi bakanına bunları vermiş olması gerekir diye düşünüyorum.
Aslında benim görevim, bir kamu görevlisinin beyanını yorumlamak değildir. Ancak böylesine hassas bir konuda birkaç şey söylememiş olsam, bu defa yanlış anlamlar ifade eder. Onun için bundan sonra bu garipliklerin yaşanmamış olması lazım. Araştırmayı yapan komisyonun başkanı var. Bir açıklama gerekiyorsa, onun yapması gerekir. Kimse bu komisyonlar üzerinden popülarite elde etmeye kalkışmasın, kahramanlık yapmaya kalkışmasın. Kimin elinde ne bilgisi varsa, biz buradayız, ben buradayım, öyle hiç yoruma gerek yok. Eğer o ifadeler doğruysa, cumhuriyet savcısına verir, Adalet Bakanı'na verir, İçişleri Bakanı'na verir. Eğer gereğini yapmazsak, o taktirde biz bunun her türlü sorumluluğunu üzerimize alırız. Değilse, her türlü anlama gelebilecek bu türlü beyanları sakıncalı bulurum. Bu konuyla ilgili kim ne biliyorsa, bildiğini açıkça ortaya koymalıdır. Yorum olarak değil, bilgi olarak koymalı. Yorumu kamuoyu yapmalıdır. Bugün gazetelerde yer alan husus, yorumdan ibarettir, bilgiden değil.''
FONUN YARDIMLARI
Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'ndan 2005 yılı itibariyle 142 trilyon liralık ilaç ve tedavi gideri aktarıldığını, yine şartlı sağlık yardımı olarak, çocuk başına veya anneye 732 trilyon liralık sağlık kaynağı sağlandığını bildirdi. Çiçek, Başbakanlık Teşkilat Yasası'nda yapılacak değişiklikle Güvenlik Dairesi'nin daha fonksiyonel hale getirilmesini öngören yasa tasarısının TBMM'ye sevkine karar verildiğini bildirdi. Cemil Çiçek ayrıca, Tanık Koruma ve Uyuşmazlık Mahkemesi ile ilgili kanun tasarılarını da önümüzdeki hafta TBMM'ye sevk edeceklerini belirtti.
Toplantıda geniş kapsamlı olarak ele aldıkları konunun, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu olduğunu söyleyen Çiçek, toplantıda fonun faaliyetleriyle ilgili kapsamlı bilgi sunulduğunu kaydetti. Bu fonun ve fona bağlı kurulan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları'nın, devlet ve hükümet olarak yürüttükleri sosyal politikaların en önemli enstrümanlarından olduğunu söyleyen Çiçek, sosyal yardım hizmetlerinin bu fon aracılığıyla vatandaşlara ulaştırıldığını anlattı. Vatandaşa götürülen hizmetlerde devletin yaptığı toplam çalışmaların 3'te 1'ini bu fonun karşıladığını kaydeden Çiçek, bu fondan objektif kriterlere göre il ve ilçelerdeki vakıflara ayda 25 trilyon lira gönderildiğini bildirdi.
Fondan, il ve ilçelerdeki muhtaç vatandaşların ihtiyaçlarının karşılandığını söyleyen Çiçek, yine bu fondan şartlı sağlık yardımları yapıldığını belirtti. Çiçek, fondan 2005 yılı itibariyle 142 trilyon liralık ilaç ve tedavi gideri aktarıldığını, yine şartlı sağlık yardımı olarak, çocuk başına veya anneye 732 trilyon liralık kaynak sağlandığını ifade etti.
Bütçe'ye aktarılan Yeşil Kart ödemelerinin daha önce fondan karşılandığını belirten Çiçek, Yeşil Kart sahibi olmayan yoksulların ilaç ve tedavi giderlerinin de fondan sağlandığını kaydetti. Çiçek, fon aracılığıyla eğitim yardımları yapıldığını, taşımalı eğitim öğrencilerinin öğle yemeklerinin fondan karşılandığını anlatan Çiçek, bu kapsamda 592 bin öğrencinin ihtiyacı için 118 trilyonluk kaynak aktarıldığını bildirdi. Şartlı eğitim yardımı adı altında 298 trilyonluk bir kaynak ayrıldığını dile getiren Çiçek, bundan da 1 milyon 447 bin öğrencinin yararlandığını ifade etti. Bununla özellikle kız çocuklarının okullu olması için yapılan kampanyalara büyük katkı sağlandığını söyleyen Çiçek, yine eğitime yardım başlığı altında 21 bin 596 özürlü çocuğun taşıma giderinin de fondan karşılandığını bildirdi.
1 MİLYON 330 BİN KÖMÜR DAĞITIMI
Çiçek, fondan geçen yıl 1 milyon 330 bin ton kömür dağıtımı yapıldığını, kömürün büyük ölçüde devlet işletmelerinden sağlanmasının üretim artışına ve istihdama katkı sağladığını dile getirdi. Fon aracılığıyla vatandaşların istihdamı için de çeşitli projeler yapıldığına değinen Çiçek, vatandaşlardın kendi işini kurması, kendi ekmeğini kazanabilmesi için yapılmış projeler bulunduğunu dile getirdi. Bu kapsamda fondan ayrılan kaynağın 2002 yılında yüzde 2, 2005'te ise yüzde 14.6 olduğunu söyleyen Çiçek, 2002 yılında ayrılan payın 11 trilyon iken bunu geçen yıl 190 trilyona çıkarıldığını vurguladı.
Vatandaşları, bilgi ve beceri sahibi kılmak, kendine yeter hale getirebilmek için 380 kooperatif aracılığıyla 29 bin ailenin desteklendiğini ifade eden Çiçek, ''Bu çalışma alanları fonun ne kadar hayırlı, faydalı olduğunu gösteriyor. Bu politikalara hükümet olarak devam edeceğiz'' dedi.
Geçmişte fonun kaynaklarının başka maksatlarla kullanıldığını belirten Çiçek, ''Yasadışı demiyorum, başka alanlarda kullanılabiliyordu. Geldiğimiz günden beri bu fonun kaynaklarının amacına uygun olarak kullanılmasını temin etmeye çalıştık, bu nedenle fonun kaynakları arttı'' diye konuştu.
(AA)
|