|
|
Daha çok Marilyn Monroe'yum
-Çok mutlu bir çocukluk geçirdiğiniz belli oluyor... Siz de böyle bir çocuk yetiştirmek istiyor musunuz? - Annelik çok önemli bir meslek. 24 saat mesaide olmanız gerekiyor. Eskiden bu dünyaya bir çocuk getirmek istemezdim. Ama şimdi evet, bu dünyaya bir çocuk doğuracağım. Kendimin doğru düzgün bir insan olduğunu düşünüyorum. Doğru düzgün bir çocuk da yetiştirmek istiyorum gerçekten. O yüzden de anneliğe hızla yaklaşma noktasındayım. Ancak çok şımarık ve en az çocuk kadar ilgi isteyen bir başka mesleğim daha var . O yüzden de doğru zamanlamayı yakalamayı umuyorum. İkisine de ihanet etmek istemem.
- Kariyerinize tercih eder misiniz anneliği? - Yaş ilerledikçe yaşın olmadığı bir noktaya gelmeye başlıyorsunuz. Yani artık yaşadıklarınız, birikimleriniz ve tecrübelerinizle var oluyorsunuz hayatta. Bu benim mesleğime her zaman artılar getirecek bir durum. 18 yaşımda sahnede Marilyn Monroe'yu oynasaydım, şimdiki tatta oynayamazdım.Hayat tecrübem 30'larında bir kadının isteklerini, hayalkırıklıklarını, erkeklerden beklentilerini anlamak için yeterli olmazdı çünkü. Dolayısıyla oyunculuğun yaşı yok. Her ne tecrübe ederseniz, bu annelik da olabilir, beni oyuncu olarak besleyen bir şey olacak. O yüzden bu kararı alırsam, işimi askıya alabilirim.
- Geçtiğimiz yıl Marilyn Monroe'yu da canlandırdınız sahnede. Şimdi ise saf bir genç kızı, Ayşe'yi oynuyorsunuz. Bir kadın olarak hangisine daha yakınsınız? - Ayşe'ye hiç yakın değilim. Ayşe çok delişmen, çok çocuk..
- Marilyn Monroe da çocuk değil miydi? - Aslında öyle, bunu bana Gülriz Sururi de söylemişti Ayşe Opereti'ni teklif ederken. Beni Marilyn'i oynarken izlemiş, sonra karar vermiş. Ben "Neden ben, ne alakası var Ayşe'yle onun?" demiştim. O da bana "İkisi de aynı çocuk" dedi. Ayşe Amerika'da yaşasaydı 35 yaşında belki tıpkı Marilyn Monroe gibi bir kadın olabilirdi. Ama yine de Marilyn'de kendime yakın bulduğum çok şeyler var. En basiti o da oyuncuydu ve onun yaşadığı tüm kırılganlıkları anlayabiliyorum.
|