|
|
Şöhretten etkilenmeyen insan yoktur
Sultan Makamı, Bir İstanbul Masalı, Omuz Omuza dizilerinde güzelliği ve başarılı oyunculuğuyla dikkat çeken Dolunay Soysert, şimdi de Ayşe Opereti'nde başrolde. Adanalı tipik bir Türk ailesinin kızı olduğunu söyleyen tiyatrocu "Oyuncu olmak benim seçimim. Bunun gerektirdiği fedakarlıkları da yapmak zorundayım" diyor.
Kendi halinde, içten mütevazı.. Ama önemlisi bu dünyada sevgiyle ilgili meselesini çoktan halletmiş genç kadın Dolunay Soysert. yüzden gözleri parlıyor, kendine inanıyor.. Ve bu yüzden de şan, şöhret, çok para kazanmak gibi dertleri yok. "Benim için mutluluk önce gelir. Şu an işimle çok mutluyum ama yarın mutluluğu başka bir yerde bulursam, hiç düşünmem" diyen Soysert, anneliğe hızla yaklaştığını da itiraf ediyor.
- Sizinle tanışalı çok uzun zaman olmadı ama kısa sürede adınız "geleceğin yıldızları" arasında sayılmaya başlandı. Bu hızlı çıkış sizi tedirgin ediyor mu? - Bu korku bende hep vardır. Beni yakından tanıyanlar mesleğimle ilgili ne kadar takıntılı olduğumu bilirler. Hep daha iyi bir şeyler yapmak için çalışırım. Gerçi ben bu maceraya başlayalı uzun zaman oldu ama ben herkesin tercih etmediği bir yolu seçtim. Müjdat Gezen Sanat Okulu'ndan mezun olduktan sonra, dört yıl şehir tiyatrosunda çalıştım. 26 yaşında Amerika'ya gittim ve sıfırdan başlayarak tekrar tiyatro okudum.
- Neden her şeye sıfırdan başlama ihtiyacı duydunuz? - Sahnede olmak müthiş bir duyguydu, çok heyecanlıydım "Eteğimde çok iyi taşlar var, hepsini dökeceğim" dedim ve döktüm de.. Ama sonra bir baktım ki, bunlar hiçbir şeye yetmiyor. Hala da yettiğini düşünmüyorum. Oyunculuk bitmeyen bir macera.
- "Takıntılıyım" dediniz, her konuda mı? - Yok değilim, sadece işimle ilgili titizlikler bunlar. Sahneden indikten ya da çekimim bittikten sonra çok rahatlarım. Hatta arkadaşlarım çok şaşırır, "Nasıl oluyor da sahneden iner inmez, eve gelip domates çorbası yapan bir ev kadını olabiliyorsun?" diye. Çünkü ben bir saat önce aldığım alkışları unuturum. Aksi halde çok mutsuz olursunuz.
- Nasıl bir yaşamınız var, nasıl vakit geçirmekten hoşlanırsınız? - Eski dostlarıma çok tutkuyla bağlıyım. Çekim ve provalarımın dışında onlarla bir araya gelmeye çalışıyorum. Haftanın üç-dört günü spora gidiyorum. Bu müzikal dolayısıyla başlamış olduğum ve hayatım boyunca devam ettirmeye karar verdiğim şan derslerim var. Yazıyorum, resim yapıyorum. Çok normal bir hayatım var aslında.
- Ünlü olmak yine de hoşunuza gidiyor ama öyle değil mi? - Sıradan bir hayatınız varken birdenbire hayranlarınızın olması, tiyatrodan çıkarken insanların kapıda sizi beklemesi tabii ki karşı konulmaz bir şey. Bundan hiçbir insan bünyesinin etkilenmeyeceğini düşünmüyorum. Ama sanırım her şeye dokunup, onu orada bırakabilmek önemli. Ben sokakta herkes gibi olmayı tercih ediyorum.
İlknur K. AKMAN
|