|
|
Seyman: SU TV aktığı yerlerde çok kültürlülük taşımalı
Bizim evde oğlum Fırat'la yaşamımız sessiz ve sitemsiz akıyor. Dersim kökenliyiz. Erzincan'ın bir dağ köyünde doğmuşum. Doğduğum Gökdere köyü artık sadece haritada var, kendisi yok. Su herkes için çok kutsal. Annem kötü düş gördüğünü söyleyen kadınlara düşünü suya anlatmasını söylerdi. Köydeki evimizin önündeki dereyle dertleştiğini anlatırdı. Su, suyla gelen kültür, suyun sürekli akışı, bentler kurulsa da akışının bentleri yıkışı beni etkilemiştir. Bir de su gibi aziz ol sözü... Avrupa'daki ve Türkiye'deki Alevi örgütleri gündem belirleyici konumdalar. Avrupa'daki örgütler kendilerini ve Alevi öğretisini büyük sanatsal projelerle anlatıyorlar. Bin Yılın Türküsü'nde Alevi öğretisini anlattılar. Örneğin bu türküde Anadolu coğrafyasındaki Yavuz Sultan Selim dönemine yer vermediler. Barıştan yana bir söylem tutturdular. Kadının Türküsü'nde dünya kadın belgeseli içinde Alevi kadını anlattılar. Ve 2 Temmuz Sivas Yangını için bir Alevi gülbenginden yola çıkarak " Yansın yakılsın bu delil/ İnsanlık aşkına/ Yansın yakılsın bu delil/ Kadınlık aşkına" dediler. Yine barışçıl bir söylemdi. Küreselleşme ile uluslar, etnik yapılar, inançlar, çok kültürlülük su yüzüne çıktı. Bu kaçınılmaz noktada Alevilerde SU TV ve benzer TV'lerde radyolarda, yayın organlarında kendilerini anlatacaklar. SU TV, su gibi akmalı ve aktığı yerlerde çokkültürlülük, çokseslilik barış içinde kendini anlatmalı, sorunları çözmeli ve ortak yaşam alanları yaratılmalı. Su TV, Aleviliği siyasallaştırmaktan kaçınıp Alevilerin siyasallaşmasını işlemeli... İnsanlar sazını, sözünü, semahını özgürce yaşarken; başka özgürlüklere de aynı platformu sunmalı.
|