|
|
|
|
|
|
27 yıllık sır küpü tahliye oluyor
Abdi İpekçi cinayeti hükümlüsü Mehmet Ali Ağca 1981'de Vatikan'da Papa İkinci Jean Paul'u vurdu. Müebbet hapse mahkûm oldu. Saldırının nedeni ve kimler tarafından yönlendirildiği bugüne kadar bir sır olarak kaldı.
Türkiye, Mehmet Ali Ağca ismini 1979'da Nişantaşı'nda, dünya, 1981'de Vatikan'da patlayan silah sesleriyle duydu. Af yasaları hep O'na işledi. Önce Turgut Özal, ardından Papa ve son olarak da Rahşan Ecevit aflarından yararlandı. Bu yasalar Mehmet Ali Ağca'nın cezalarından hep 10'ar yıl götürdü. Ağca, 2000 yılında Türkiye'ye geldikten sonra bu kez Yeni TCK onun lehine işledi. "Pek yakında" aramızda katılacak olan Mehmet Ali Ağca, 1979'un 1 Şubat'ında Nişantaşı'nda gazeteci Abdi İpekçi suikasti ile adını duyurdu. 4.5 ay sonra yakalanan Ağca, ifadesinde tek başına olmadığını söyledi ve kendisi gibi ülkücü olan Oral Çelik ile Mehmet Şener gibi isimlerini verdi.
CEZAEVİNDEN FİRAR Ağca, Maltepe Askeri Cezaevi'ne gönderildi, ancak burada çok fazla kalmadı. Daha sonra mahkeme dosyalarına giren ifadeleregöre Oral Çelik ve Kasım 1996'daki Susurluk Kazası'nda bir polis şefiyle aynı araçta ölen Abdullah Çatlı'nın da içinde bulunduğu bir grup tarafından cezaevinden kaçırıldı. Ağca cezaevinden kaçırıldıktan sonra bir süre Çatlı'nın evinde saklandı. Sonradan ortaya atılan iddialara göre Ağca, Çatlı'nın evine peruk takarak girip çıkıyordu. Çatlı'nın "misafir"i çok kalmadı. Bir iddiaya göre Iğdır'dan İran'a geçti, sonra soluğu Bulgaristan'da aldı. Bir başka iddiaya göre de şimdilerle rüşvet operasyonlarının düzenlendiği Kapıkule'de Bulgar polisine 75 bin Mark rüşvet vererek Bulgaristan'a geçti. Abdullah Çatlı'nın ve kardeşi Zeki Çatlı'nın gayretleriyle çıkarılan sahte pasaportlar Ağca'yı Avrupa'da özgürleştirmişti. Avusturya İspanya arasında gidip geliyordu. 1981'de de "önemli bir iş" için Vatikan'a gitti. Avrupa'da dolaşırken 28 Nisan 1980'de İpekçi cinayeti nedeniyle hakkındakalem kırıldı; idama mahkum oldu.
PAPA'YI VURDU Ağca'nın elindeki silah ikinci keze 1981 Mayıs'ında Vatikan'da, St. Peter Meydanı'nda patladı. Papa 2'nci Jean Paul vuruldu, elinden ve karnından yaralandı. Ağca bu kez kaçamadı, olay yerinde yakalandı. Ağca'nın işi zordu. Çünkü soruşturma İpekçi soruşturması gibi ulusal düzeyde kalmadı. İşin içine ASALA girdi, ülkelere suçlamalarda bulunuldu. Bir taraftan Vatikan, bir taraftan da itham altındaki Bulgaristan olayın çözülmesi için çalışıyordu. Ağca da "savunma ufku"nu genişletmişti. Sorgu sırasında "Ben İsa mesihim" deyiverdi. Tam 128 kez ifadesi alındı. İtalya'daki Ancona Cezaevi'nde kalıyordu.Yargılanması 5 yıl sürdü. 1986'da ömürboyu hapse mahkum edildi. Papa, kendisini vuran genci, ziyarete gitti. Papa 2. Jean Paul'ün karşısında, elini öpen, saçları beyazlamış bir kişi duruyordu.
PAPA AFFI Papabu ziyaretle Ağca'yı affedeceğinin ilk sinyallerini vermişti ama yasal olarak böyle bir yetkisi yoktu. Kilise 13 Mayıs 2000'de yani suikast girişiminden 19 yıl sonra, "bu iş Fatima'nın 3'üncü sırrıdır" açıklamasını yapıyordu. Rivayete göre, Hazreti Meryem, çobanlık yapan üç çocuğa, üç sır vermişti. Bunlardan biri de Papa'nın vurulmasıydı. Bu sırra göre, beyaz giysili bir piskopos yere düşecekti. Bu Papa'ydı. Vatikan'dan böyle açıklama yapılınca İtalyan hükümetine de Ağca'yı affetmek düştü.
İKİNCİ AF Artık Ağca'nın çok özlediği pilavı yiyebileceği Türkiye'ye dönmesi için bir engel kalmamıştı, idam gibi bir tehlike yoktu. Çünkü 1991'deki, "Turgut Özal affı" olarak bilinen Terörle Mücadele Yasası tüm idam cezalarının 10 yıl hapis cezası olarak çekileceğini söylüyordu. Ağca, İtalya'daki cezası affedilip tamamlanmış sayıldıktan sonra2000'de Türkiye'ye geldi ve Kartal Cezaevi'ne konuldu. Artık sadece 10 yıl cezası kalmıştı. Üstelik bu cezasının bir kısmını da daha önce tutuklulukta geçirdiği süre eritiyordu.
7 YILA İNDİ Ağca'yı, Türkiye'de belki İpekçi cinayeti kadar önemsemediği bir başka dava daha bekliyordu. Silahlı gasp. 36 yılla yargılandı ama suçu, Özal affı öncesinde işlendiği için düşüyordu. Üstüne bir de "Cumhuriyetin 75'inci yılı münasebetiyle" çıkarılan ve Rahşan Ecevit affı olarak bilinen yasanın "şefkati" de eklendi ve cezaevinde kalması gereken süre düştükçe düştü. Bir de Haziran 2005'te, yeni TCK yürürlüğe girdi ve bu düzenlemelere göre, Ağca'nın cezaevinde kalması gereken süre 7 yıl 2 aya kadar indi. Ağca da bu süreyi neredeyse tamamladı. Önümüzdeki günlerde aramızda olacak.
Ersan Atar
|
|
|
|
|
|
|
|
|