Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, gümrüklerden normal prosedürle giren, ancak daha sonra içeri girip el değiştiren telefonların, tanım olarak kaçak telefon kapsamına alındığını kaydederek, ''O da katlamalı olarak bu sayıyı yükseltiyor'' dedi.
Bakan Tüzmen, Hong Kong'ta gerçekleştirilen Dünya Ticaret Örgütü'nün toplantılarında alınan kararlarla ilgili düzenlediği basın toplantısının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Tüzmen, ''faturalı cep telefonların kaçak sayısının bu kadar yüksek oluşu, Gümrük Müsteşarlığı'nın zaafiyetinden
mi kaynaklanıyor'' şeklindeki soru üzerine, gümrüklerden geçen telefonlarda son derece ağır denetimler yapıldığını ve çok ciddi yakalamalar gerçekleştirdiklerini anlattı ve şöyle devam etti:
''Ama içeri girip daha sonra el değiştiren telefonlar, aynı şekilde kaçak telefon kapsamına alınmış tanım olarak ve bu gümrüklerin yaptığı bir tanımlama değil. Burada bir ifade hatası var, yanlış bir ifade kullanılıyor. Kaçak olabilmesi için, Türkiye'nin gümrük mevzuatına uygun olmayan bir şekilde gelmesi lazım. Halbuki kayıtlı olarak gelen telefonlar daha sonra içeride el değiştirdiği zaman, her değişen kişi adına sanki bir telefon girmiş gibi muamele yapılmış. O da mükererer, katlamalı olarak bu sayıyı yükseltiyor.
Elimizdeki bütün imkanlarla gümrüklerde çalışmalar yapıyor, yasa dışı ticareti en zor hale getirdik. Ama içeride iç denetim mekanizmalarının devreye girmesi lazım. Sadece gümrüklerin tek başına mücadele etmesi mümkün değil. Diğer kamu kurum ve kuruluşlar da ellerinden gelen hassasiyeti gösteriyorlar. Hep beraber mücadele edeceğiz. ''
''TÜRKİYE İÇİN ÖZEL ÜRÜNLER BELİRLENECEK''
Bakan Tüzmen, tarım konusunda belirli sayıdaki hassas üründe herhangi bir gümrük vergisi indirimine gidilmemesi imkanını sağlayacak özel ürünlerin nasıl belirleneceği konusundaki soru üzerine, şöyle konuştu: ''Bizim için çay, tütün, fındık, pamuk bu kategoride.
Değerlendirmemizde bölgesel bir ürün olması ve diğer hassasiyetler belirlenecek ve bizim belirlediğimiz matriksle diğer ülkelerin matriksleri karşılaştırılacak. Dünya ticareti serbestleşirken kendi hassas ürünlerimizle ilgili özel ürünlerimizle ilgili böyle bir açılım kazanmamız önemli.
Dünya ticareti 10 trilyon dolar. 8 trilyon doları dünya mal ticareti, 2 trilyon doları da hizmet ticareti. Mal ticaretinde de tarım ürünleriğinin ağırlığı 780 milyar dolar ve bu yüzde 10'a bile denk gelmiyor. Ama gelişmiş ülkelerin tarıma verdiği destek günlük 1 milyar dolar iken, gelişmekte olan ülkelerde bir işçinin aldığı ücret 1 doların altında.
Dolayısı ile böylesine bir çarpıklığın olduğu yerde, uzlaşma zeminini sağlamak zor oluyor. Dünya nüfusunun yüzde 70'i tarımla uğraşan kesim. Ama Türkiye'nin önemli kazanımları oldu.
Bu işi iyi takip etmemiz lazım. Her gün yeni bir mevzuat, yönetmelik çıkıyor dünyada. Onları iyi takip edip, kendi ticaretimizi o ülkelerde daha yüksek pazar payına ulaştıracak çalışmaları yapmamız lazım.''
DTÖ TOPLANTILARINDA MAHSUR KALMA OLAYI
Bakan Tüzmen, Hong Kong'daki DTÖ Toplantıları'nda gerçekleşen eylemler nedeniyle bakanların ''mahsur kalması'' olayının nasıl gerçekleştiğinin sorulması üzerine, olayı şöyle anlattı:''Hong Kong'ta yaşadığımız eylemler yumuşak, hafif başladı. Hong Kong polisi ciddi tedbirler almıştı. Çeşitli bariyerler kurulmuştu.
Fakat cumartesi günü, mahsur kaldık. 4 saat süreyle bakanlar ayrılamadı. Ayrılmayı sağlamak için, konferans salonunun denize bakan kısmından karşı kıyıya feribotlarla geçtik. Yaka kartlarımızı çıkardık, taksilere bindik ve otellerin bulunduğu bölgede yeşil alanlara indik. Turist kafilesi ile otelimize geldik. Pazar günü, uçaklara binilemeyecek dendi. Ama bariyerler uygun yerlere konmuştu, katı tedbirler alındı, ayrı bir yol açtılar. Toplantılara girdik. Çıkışımız rahat oldu, havaalanına kadar herhangi bir sıkıntı ile karşılaşmadık.''