|
|
|
|
|
|
"Hiç spermi olmayanlar baba oldu!"
* Prof. Dr. Mustafa BAHÇECİ Bahçeci Kliniği Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Direktörü KISIRLIK deyince sadece "kadın" faktörünün algılanması bütün nedenlerin kadına bağlanması, çok hızlı gelişen tıbbi tekniklerin bile önünü kesiyordu. Üremeye yardımcı tedavi tekniklerinin başarıyla uygulanmasında en büyük etken çiftin tedaviyi beraber götürmesidir. Bu anlamda biz tüp bebek hekimlerini en çok sevindiren gelişme; erkek kısırlığında katettiğimiz kilometre taşları. Mikroenjeksiyon yönteminin erkek kısırlığı için "çığır" açan teknik olduğu görüşünü tabii ki kabul ediyoruz ama en büyük gelişme bence; buna paralel olarak "erkeklerin kısırlık sorununu kabullenmesi ve kadınının yanında karşımıza oturması!" Bir zamanlar kendilerinin kısır olduğunu kabullenmediği için pek çok kez evlenip ayrılan erkekler artık bunun bir sağlık sorunu olduğunu kavradı. Erkeklere özel kahvelerde bile gördükleri kısırlık tedavilerini rahatlıklar anlatıyorlar. Tıptaki gelişmeler erkek kısırlığını tabu olmaktan çıkarttı. Erkek kısırlığında bilimsel olarak en baş döndürücü gelişme; 1992 yılında "çığır açan teknik" olarak tanımlanan bir spermin yumurtaya enjeksiyonu sonucunda döllenen embriyonun keşfiydi. Palermo tarafından gerçekleştirilen bu yöntemin keşfi; gerçekte yumurta zarı altına sperm enjeksiyonu sırasında yanlışlıkla spermin yumurtanın içerisine enjekte edilmesiyle olmuştu. Tesadüflerle de olsa müthiş bir keşif olarak tanımlamak istediğim "mikroenjeksiyon" adı verilen bu yöntem sayesinde, "çocuk sahibi olma şansın hiç yok!" dediğimiz azoospermik yani spermi olmayan milyonlarca erkek hastamız bugün baba oldu!.. .Şimdi erkek hastalarımıza şunu diyebiliyoruz: "Mikroskop altında testislerinizden bulabileceğimiz tek bir sperm baba olmanıza yeter!" Ve ister kadından ister erkekten kaynaklansın; bugün milyonlarca kadın elde edilen tek bir yumurta ile anne oldu, milyonlarca erkek tek bir spermle baba oldu Zaten hepimiz "tek bir sperm ve tek bir yumurta"dan dünyaya gelmiyor muyuz?
|
|
|
|
|
|
|
|
|