|
|
|
|
|
|
"Türkiye'nin Hopkins'i olacağız"
Bu yıl Türkiye'nin en büyük sağlık yatırımı yapılarak kurulan Anadolu Sağlık Merkezi, tersine beyin göçünü başlatarak yurtdışındaki pek çok Türk doktorun geri dönmesini sağladı.
Anadolu Sağlık Köyü Projesi'nin en büyük ayağı olan Anadolu Sağlık Merkezi, 80 milyon dolarlık bir bütçeyle kuruldu. ABD'nin en başarılı hastanesi seçilen Johns Hopkins ile stratejik işbirliği gerçekleştiren Anadolu Sağlık Merkezi sadece Türkiye'de değil; Avrupa, Türki Cumhuriyetler ve Ortadoğu'yu içine alan yakın coğrafyadaki hastalara da hizmet verebilmeyi amaçlıyor. Bu yılın en büyük sağlık projesiyle ilgili sorularımızı Anadolu Vakfı İktisadi İşletmesi İcra Kuluru Başkan Vekili Dr. Murat Dayanıklı yanıtladı:
Johns Hopkins Tıp Fakültesi'yle nasıl bir işbirliği içindesiniz? Johns Hopkins ile yaptığımız stratejik işbirliği ile Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdik. Bu anlaşma Türk sağlık sistemine örnek olacak ve yeniliğin önünü açıyor. Her iki kurumun da üzerine düşen sorumlulukları net bir şekilde belirleyen, bizim Ortadoğu'nun, Güney Avrasya'nın ve Avrupa'nın Johns Hopkins'i olarak çalışmamızı sağlayan bir anlaşma oldu bu. En değerli varlıkları olan isimlerini bize verirken üzerinde durdukları konu da, Johns Hopkins ölçütünde hizmet üretilen bir kurum olmayı garantilememizdi. İşte bu anlaşmayla biz Johns Hopkins'le eşdeğer hizmet vermeyi taahhüt ediyoruz. Johns Hopkins ile yaptığımız stratejik işbirliği, mimari planlarımızın, mühendislik çalışmalarımızın ve klinik programlarımızın oluşturulmasında, teknoloji seçimimizde, ekipmanların belirlenmesinde çok etkili oldu. Hemşirelerimiz, teknik personelimiz, medikal teknisyenlerimiz ve idare personelimiz Johns Hopkins'e giderek eğitim alıyorlar. Doktorlarımız gerek Johns Hopkins'te gerekse hastanemizde eğitim ve araştırma çalışmalarına devam edecekler. Amerika'daki uzmanlar da hastanemizde çalışanlarımıza eğitim verecekler. Bu şekilde sağlık sektöründeki en son gelişmeleri, teknikleri ve uygulamaları takip edeceğiz.
BEYİN GÖÇÜNÜ TERSİNE ÇEVİRDİ
ASM, beyin göçünü tersine çevirmesiyle de dikkatleri üzerine çekti. Yurtdışında uzmanlığını kanıtlamış Türk doktorları nasıl transfer ettiniz? Sağlık merkezimize ABD'nin önde gelen hastanelerinden doktorlar transfer ettik. Kurucu medikal kadromuzun yarısını, yurtdışında eğitim görmüş ve deneyim kazanmış hekimler oluşturuyor. Johns Hopkins ile yaptığımız stratejik işbirliği de etkili oldu. Yurtdışında olan pek çok doktor da Türkiye'de çalışmayı kabul etti. Ülkelerine geri döndüler.
Çok büyük bir hastanede kaç hekim çalışıyor? Sağlıkta klinik kaliteden bahsetmek için tam gün çalışma esasına inanan bir kurumuz. Bu nedenle de çekirdek kadromuzu tam gün çalışan doktorlarla kurmayı ilke edindik. Tabii bunun dışında üniversitedeki çalışma saatleri sonrasında merkezimizde hizmet verecek olan öğretim üyelerimiz de var. Öncelikle 70 çekirdek hekim kadrosuyla çalışacağız. Ancak hastanemiz tam kapasiteyle çalışmaya başladığında, part time gözüken hekimleri de kattığımız zaman bu sayı 300 - 500'lere çıkacak. Hastanemizde bir yılda ayakta tedavi olan hasta sayısı 140 bin, yatarak tedavi olan hasta sayısı 12 bin civarında olacak.
Hastaların asgari yüzde 10'una ücretsiz bakılacağını söylüyorsunuz. Bu kimler için geçerli? Vakıf hastanesi olarak bizi farklı kılan en önemli özelliklerden biri de kâr amacı gütmeyen bir kurum olmamız. Hedefimiz öncelikle halka hizmet etmek. Biz vakıf olarak sosyal sorumluluğumuzun da bilincindeyiz. Dolayısıyla Anadolu Sağlık Merkezi'nde SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı ile yapacağımız anlaşmalar yanında, yataklarımızın yüzde 10'unu da ödeme gücü olmayan hastalarımıza ayırmayı hedefliyoruz. Bunun dışında özellikle bulunduğumuz çevrede sağlık tarama programları, sağlık eğitimleri gibi çalışmalarla da hizmet vermeye devam edeceğiz.
Sağlık turizminde hedefiniz nedir? Türkiye'de sağlık sektörünün gelişebilmesi, gayri safi milli hasıladan sağlığa ayrılan payın artmasıyla doğru orantılı. Ancak bunun ötesinde sağlık sektörünün geçmiş dönemde özel sektör kanalıyla yaptığı ataklarda bir şey ortaya çıktı; artık biz sağlık hizmet sunucuları olarak bölgemizde yarışabilecek bir noktaya doğru gidiyoruz. Sırada bu yatırımları bilinçli olarak özellikle bölgemizde gelişmekte olan ülkelere pazarlamak var. Biz, kurduğumuz sistemin Amerika'daki herhangi bir üniversite hastanesi ile rekabet edecek boyutta olduğunu biliyoruz. Sağlık turizmini bilinçli ve sistematik yaklaşarak gerçek bir iş kolu haline getirmeyi hedefliyoruz.
KÖYE OTEL AÇILIYOR
Gelecek yıl için yatırım planınız var mı? Nisan ayında Anadolu Sağlık Köyü'nün otelinin temelini atacağız. Özellikle sağlıklı yaşam üzerine odaklanacak bir yapılanma olmasını planlıyoruz. Anti aging'den zayıflama programına, SPA'ya kadar çeşitli sağlıklı yaşam programlarının içinde olacağı bir sağlık oteli olmasını planlıyoruz. 15 milyon dolarlık yatırım olacak...
Sizce Johns Hopkins'ten getirdiğiniz model Türkiye'deki diğer hastaneler tarafından da örnek alınır mı? Türkiye'deki küçük ve orta ölçekli sağlık kurumlarının hamisi olma durumundayız. Yaptığımız çalışmaları özellikle arzu eden kurumlarla paylaşarak getirdiğimiz mantığın Türkiye'ye yayılması için çaba sarfediyoruz. O açıdan baktığınızda hakikaten sağlıklı ilgili yeni anlayışların tasarımcısı öncüsü olma hedefinde çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Sizin hastalarınız tedavilerine ek olarak nasıl bir hizmet alıyor? Hastanemizde tedavi olan hastaların evlerinde de sağlık hizmeti vermeye devam etmek üzere Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri'yle ortaya koyduğumuz program kurumsal anlamda Türkiye'de bir ilk oldu. Amerika, Avrupa, İskandinav ülkelerinde var olan evde bakım hizmetleri hastalarımıza büyük katkı sağlıyor. Hem klinik kalitenin artırılması, hastaların evde takip edilerek, hasta memnuniyeti açısından fark yaratacak bir uygulama...
ASM İLKLERİ YAPIYOR
Kadın doğum kadronuzu da Yale'den transfer ettiniz. Hangi yenilikleri beraberinde getirdiler? Suda doğum konusunda bütün altyapıyı hazırladık. Türkiye'de doğal doğum yöntemleriden biri olan suda doğumun yaygınlaşması için doktorlarımız çalışıyorlar. Gebelikte dans programlarını Türkiye'ye getirdik. Bunun için bir uzmanı Yale Üniversitesi'ne yollayarak sertifika almasını programın bilimsel temeller üzerine oturmasını sağladık. Şimdi bel okulu, sigara bırakma programları gibi çeşitli programları da ortaya koyarak hizmet verdiğimiz kitlenin daha sağlıklı olması için çaba gösteriyoruz. Ayrıca İnfertilite ve Tüp Bebek Merkezimizde; preimplantasyon genetik tanı, sperm mıknatısı ve coda tower adı verilen sterilizasyon sistemi gibi pek çok yeniliği Türkiye'ye kazandırdı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|