|
|
|
|
|
|
Tatlı rakıyı kadınlar beğeniyor
Piyasada bulunan sekiz ayrı rakıdan en çok beğenileni Efe Yaş Üzüm oldu. Klasik rakılar içinde ise Altınbaş ustalardan olumlu puan aldı.
Ahmet Örs: "Yeni üreticiler rakı tatlarını daha özgürce yapıyorlar." A. Sirmen: Bu Türk damak tadı var ya... Mesele orada... Tekel özelleşti, Tekel biralarını da Türk damak tadına çektiler.
A. Örs: Tekirdağ Altın Seri sulandırıldığında sarı renk biraz daha bulanık bir tona geçti. Çok fazla fıçıda beklediği zaman anason aroması da okside oluyor. Taze koku ortadan kalkıyor.
R.Durbaş: Alışmışız, rakı beyazlanacak.
E.Aköz: Çok eleştirildi bu zaten...
A. Sirmen: Apo'yu Harvard'a göndermek gibi bir şey bu... Sarı renk beni irkiltiyor.
A. Örs: Altınbaş'a geçiyoruz.
A. Sirmen: Bir de Altınbaş ile Yeni Rakı'yı karıştıranlar vardır...
E.Aköz: Bunu biz de yapmıştık bir zamanlar. Yeni Rakı'nın anason sorunu vardı.
R.Durbaş: Rakıcılar Kulüp ve Altınbaş rakısına dönmüştü.
A. Örs: Gözyaşları dediğimiz yoğunluk güçlü. İçtiğimiz zaman muhtemelen daha gliserinli, daha yoğun bir tat gelecek.
E.Aköz: Ben Altınbaş'ın kendi içinde bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum.
A. Sirmen: Altınbaş'ı Yeni Rakı ile karıştırmamızın nedeni çok tatlı olmasıydı. Altınbaş her zaman beyazlanmasıyla falan iyi.
A. Örs: Üretim miktarı da düşük ve ona özen gösteriyorlar. Her zaman öyle olagelmiş. 50 derece olmasına rağmen anasonla birlikte çekiliyor. Temizlik derecesi ayarlanabiliyor. Çok saf makbul değil. Maddelerden bir miktarı içinde kalmalı. Galiba Refik Durbaş rakısını değiştirecek. Sulandırılmış halde bile kıvamını kaybetmiyor Altınbaş.
E.Aköz: Niye zor beyazlıyor bu, anasonu mu az?
A. Örs: Evet, şimdi Kulüp rakısındayız. Anason az hissedilmiyor, beyazlanması az.
A. Sirmen: Daha rakı tadında. Ama Kulüp?
R.Durbaş: Şimdi bu çok hafif geldi bana. Sek içtiğim zaman sert geldi fakat sulandırılmışı hafif.
A. Sirmen: Alkol derecesi yüksek, sert, iyi beyazlanmıyor, şimdiye kadar hiçbirinin anason kıvamı iyi değil. Bunun da iyi değil. Bildiğim Kulüp rakısından düşkırıklığına uğradım.
E.Aköz: Dilimin üzerinde kötü bir tat kalıyor.
A. Örs: Şimdi Burgaz'a geçiyoruz. Anason çok belirgin.
E.Aköz: Ben normalde bire üç ölçüsünde içiyorum.
A. Örs: Bire bir bütün sert içkilerin sulandırma oranıdır. Çünkü o şekilde bütün aromalar en zengin hale gelir.
A. Sirmen: Bunu için, dilinizin üzerinde gezdirin o pas kalmayacaktır.
A. Örs: Rakının alkolünün çok saf olmaması lazım. Şu ana kadar en yüksek puanı bu aldı benden. Şimdi klasik Efe var. Düz Efe ya da Light Efe...
A. Sirmen: Türkün lightı olmazmış... Light Efe demeyelim o yüzden.
R.Durbaş: Ben ölçüyü buldum. Buradan seni görüyorsam berrak...
A. Sirmen: Arkadaşlarımız Efe'ye çok itiraz ediyorlar ama ben beğeniyorum.
E.Aköz: Bu da öyle bir rakı işte, tatlı.
A. Sirmen: İçine sadece buz koyarak bile içilebilir. Su koymadan.
A. Örs: Renk aynı süt beyaz.
A. Sirmen: Evet süt beyazı. Sıralama sona doğru düzeliyor. Mutlu son! Ne kadar az koyduk, birebir bile koyduk yine süt beyaz.
R.Durbaş: Ben yıllardır sert içkiyi seviyorum. Sarı Tekirdağ hariç hepsini içtim. Efe'yi de içtim.
A. Örs: Sanıyorum ki senin gözünle bakıldığı zaman sana en yakın rakı Burgaz. Ben de Yeni Rakı'cıları çok mutlu edecek içkinin Burgaz olduğunu düşünüyorum.
R.Durbaş: Efe daha çok Yunan Uzo'larına benziyor tatlılığıyla.
E.Aköz: Zaten İzmir firması.. Tatlı içki sevmem ama Efe'yi beğendim.
A. Örs: Aslında hanımların gözlemi çok önemli. Şimdi Efe Yaş Üzüm'e geçiyoruz.
A. Sirmen: Refik'in değerlendirmesini yedi sekiz gün sonra alacağız. Hepsini içecek en az hangi akşam azar işittiyse o rakıyı sevecek.
A. Sirmen: Bu Efe Yaş üzüm bulunuyor mu?
A. Örs: Çok hızlı tükendi. Bulunmuyor. Valla hiç su koymaya ihtiyaç bile yok ama koyacağız.
E.Aköz: Suya gerek yok, buz at iç.
A. Sirmen: Bravo, gerçekten çok güzel. Herhalde rakının düzelmesi için Avrupa'ya girmek şart değil.
A. Örs: Yeni çıkan rakılar kemikleşmiş bir rakı tüketicisi olmadığını, rakıyla yeni yeni tanışan gençlerin ve kadınların olabileceğini düşünerek rakı tatlarını daha özgürce yapıyorlar.
A. Sirmen: Umut kadınlarda. Bu kaşarlanmış damak tadlarını kadınlar değiştirecek. Belki sloganlarından biri şu olacak. 'Artık rakıyı karınızla birlikte içeceksiniz!' Ben aperatif olarak bunu içebilirim.
A. Örs: Rakı aslında ideal bir aperatif içkisi. Zaten böyle bir içkiydi. Biz bunu 'Masayı şöyle bir donat, yanar döner bir şeyler yap' kültürüne soktuk.
E.Aköz: Kültür diye de bir şey var. Şu manada; rakı yemek içkisi olarak görülmüyor.
R.Durbaş: Bence yemek içkisi olarak görülmeyen cin ve votka, rakı yemek içkisidir.
E.Aköz: Bizde yemek içkisi işte... Bizim kültürümüzde bu, bizde bunu severiz. Rakı ve yemek bence güzel bir şey.
A. Sirmen: Şarap ve yemek bence daha güzel.
E.Aköz: O da güzel
A. Sirmen: Şişe de değişti ama eski şişe de çok matah değildi ki
E.Aköz: Yenisi de votka şişesi gibi.. Ben Burgaz'ın şişesine de karşıyım. Sanki ince uzun grappa şişesi gibi, rakı şişesi gibi değil. Bir içkinin şişesi sadece kendisini düşündürmeli. Yeni Rakı'nın düz şişesine alışmadık mı?
A. Örs: Fahrettin Kerim denirdi. Rakı şişesine, yuvarlak bir şişeydi.
E.Aköz: Ne güzel adam içkiye karşı çıkıyor, alkol almayın diyor. Sonra rakının adını Fahrettin Kerim koyuyorlar. Okuduklarımdan 20'lik diye biliyorum.
R.Durbaş: Üstü düzdü. 25'lik olması lazım.
A. Sirmen: Burada size çok iş düşüyor. Çünkü insanlar alıştıkları damak tadından zor vazgeçiyorlar. Burada bir şeyleri kırmak lazım. Israrla üzerine gitmek ve yazmak lazım.
|
|
|
|
|
|
|
|
|