|
|
|
|
Denizatları nefes almaya başladı
Marmara Denizi'nde hayat yeniden canlanıyor. Yıllardır kendini göstermeyen denizatı, istakoz, gelincik ve mercan bunun en güzel işaretleri.
Bir zamanlar 200 balık türünü barındıran Marmara Denizi'nde hala pek çok canlı türü yaşam mücadelesi veriyor. Caddebostan Balıkadamlar Spor Kulübü tarafından geçtiğimiz ay düzenlenen "5. Marmara Uluslararası Sualtı Görüntüleme Festivali" bunu renkli ortaya koydu. Festivalde iki ayrı yarışma yapıldı. "Önceden Çekilen Fotoğraf ve Filmler Arasından Seçimle Yarışması"na serbest konulu, dünyanın her tarafında çekilmiş çalışmalarıyla, toplam 60 yarışmacı katıldı. "Yaşayan Marmara Sualtı Görüntüleme Yarışması" ise bugünlerde görüş mesafesinin çok azaldığı Marmara Denizi'nde hala yaşam mücadelesi veren canlıları görüntülemek amacıyla düzenlendi. 25 hazirandaki görüntüleme yarışması, 27 yarışmacının katılımıyla Yassıada civarında gerçekleştirildi. Caddebostan Balıkadamlar Spor Kulübü'nün deniz kıyısındaki eğitim tesislerinden 4 büyük tekneyle yarışmacılar, onlara eşlik eden dalış arkadaşları ve basın mensuplarından oluşan yaklaşık 60 kişilik grup Yassıada'ya hareket etti. Yarışmacılar 30 metreyi geçmeyen derinlikte birer saatlik iki dalış yaptılar. Yarışma geniş açı fotoğraf, makro fotoğraf ve video olmak üzere 3 ayrı dalda yapıldı.Yarışmacıların geçen yıllara göre daha canlı bir Marmara görüntülemeleri oldukça sevindiriciydi. Görüntülenen kareler arasında gelincik, iskorpit, lapin, kikla, karides, anemon, şakayık, mercan ve yengeç dikkati çekti. Bu kadar güzel eserlerin içinde en zor görev jüri üyelerinindi. 10 kişilik jüri, iki gün boyunca çalıştı. Her iki yarışmanın ödül töreni 26 Haziran tarihinde Balıkadamlar Spor Kulübü tesislerinde yapıldı.
KALAMARLAR GELİYOR Peki ama yüzeyine bakıldığında pek de içaçıcı görülmeyen Marmara Denizi'nin derinliklerinde gerçekten zengin bir yaşam sözkonusu mu? Beş yıldır düzenlenen yarışmaların hepsine katılan ve 4 kez En İyi Ulusal Sualtı Fotoğrafçısı Ödülü alan Alptekin Baloğlu, son birkaç yıldır sualtındaki yaşamın canlandığı görüşünde: "11 yıldan beri Marmara Denizi'ne dalıyorum. İlk fotoğraflarımı Marmara Denizi'nde çektim. Aslında 11 yıl önce de canlılık çok azdı. Su kirliydi, görüş kötüydü. Ama son dört yıldan beri denizde bir canlanma var. Biz de Marmara Denizi'nin önceki yıllara göre biraz daha nefes aldığını çektiğimiz fotoğraflarla belgeledik. Son 2-3 yıldan beri, 30-35 metre derinliklerde kalamar yumurtaları görülüyor. Bu da demektir ki kalamarlar geliyor ve bu sularda yumurtalarını bırakıyorlar. Bu da bir temizlik göstergesi elbette. Sonuçta kalamar çok hassas bir canlı. Küçük canlılar anlamında daha önce hiç görmediğimiz karideslere rastlıyoruz. Deniz tavşanları yoktu, onları görmeye başladık. İstakozlar ve denizatları görülüyor. Denizatı da önemli bir gösterge. Bunlar da çok narin canlılardır ve Marmara'da görülmeleri temizliğe delalettir. Bu da inanıyorum ki İstanbul'da yapılmış olan arıtma tesislerinin devreye girmesiyle ve biraz daha bilinçlenmenin artmasıyla çoğaldı. Büyük balık sürüleri hala yok. Çünkü onların yaşayabilecekleri şartlar yok."
SEVECEN KÖPEKBALIĞI Yarışmada derece alan sualtı fotoğrafçılarından bir diğeri olan Taci Yücedere ise 16 yıldır daldığı Marmara'nın derinliklerinde inanılmaz güzellikte bir yaşam olduğunu belirtiyor: "Yaklaşık 25 metreden sonra dip görüntüsü netleşiyor ve müthiş bir canlı çeşidi var aşağıda. Bu yarışmanın beşincisi yapılıyor. Bu 5 yılda çekilen fotoğraflara bakarsanız ıstakozdan karidese kadar her türlü canlı mevcut aşağıda. İlk 7-8 metrede bir kirlilik mevcut. Ancak 25 metreden su temizleniyor ve netleşiyor. Bu yarışmada 35 metre limiti vardı. Mesela 40- 50 metrelerde dipte yaşayan sevimli bir köpekbalığımız var. Yaklaşık 1.5 metre boyunda. Çok sıcak kanlı. Yanınıza geliyor, ona sarılabiliyorsunuz. İki yıl önce fotoğrafı çekilmişti. Marmara'da gözlemlediğim kırlangıç balığı çok fazla var. Anemonlar çok fazla. Türkiye'de belki en fazla anemon çeşidini Marmara'da görebilirsiniz. Ayrıca mercan çeşidi de bol. Tabii daldığım 16 yıl içinde kaybolan türler de oldu. Karagöz balıkları ve çipuralar vardı. Şimdi bunlar kayboldu. Yani suüstü balıkları gözle görülür şekilde eksildi. Ancak Marmara her şeye rağmen yaşamaya devam ediyor. Hatta canlanıyor. Belki 3-5 yıl sonra çok daha iyi olacak. Maltepe'deki kolektörlerin devreye girmesinin faydası oldu."
Neslihan Tunç
|
|
|
|
|
|
|
|
|